Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Koronavirüs Salgınının İş Sözleşmesi ile İşçi İşveren İlişkilerine Etkisi ve Sonuçları

The Effects and Results of Coronavirus Epidemic to Employment Contract and Employee-Employer Relations

Talat CANBOLAT, Hasan KAYIRGAN

Koronavirüs Salgını nedeniyle işyerlerinde faaliyet durdurulmakta; işçiler de karantina uygulamaları, sokağa çıkma yasağı gibi nedenlerle işyerine gidememektedir. Bu durum iş sözleşmesinin temel borcu olan iş görme borcunun yerine getirilememesine neden olmaktadır. İş görme ediminin yerine getirilememesi halinde tarafların fesih hakkı mevcuttur. Ancak fesih hakkı kullanılmamışsa bu takdirde iş sözleşmesi askıda kalacaktır. Koronavirüs Salgını nedeniyle ücretlerinden yoksun kalan işçiler için ayrıca kısa çalışma ödeneği imkânı bulunmaktadır.

Koronavirüs (Covid - 19), Zorlayıcı Neden, Ücret, Fesih, Kısa Çalışma.

Activity stops at workplaces due to coronavirus epidemic; employees are alsa unable to go to the workplace for reasons such as quarantine practices and curfews. This situation causes the business debt, which is the main debt of the employment contract, to not be fulfilled. The parties have the right to terminate if the duty to Work cannot be fullfilled. However, if the right of termination has not been used, the employment contract will remain suspended. Employees who are deprived of wages due to coronavirus epidemic als have a short-time working allowance.

Coronavirus (Covid - 19), Force Majeure, Wage, Termination, Short Working.

GİRİŞ

Borçlar hukukunda zorlayıcı neden, sözleşmeyle kararlaştırılan edimin, borçlunun kusuru olmaksızın yerine getirilmesinin imkânsız hale gelmesi olarak kabul edilmekte ve borçlunun sorumluluğunu ortadan kaldıran bir neden olarak ele alınmaktadır. İş hukukunda da, zorlayıcı neden iş sözleşmesinden doğan ediminin yerine getirilmesini engelleyen bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemiz ve tüm dünyanın maruz kaldığı Koronavirüs (Kovid -19) salgını nedeniyle işyerlerinde faaliyetler durdurulmakta; karantina, sokağa çıkma yasağı gibi tedbirler alınmaktadır. Bu bağlamda işin durması, işyerinin kısmen veya tamamen kapatılması ya da işçi tarafından iş görme borcunun yerine getirilememesi gibi durumlar hâsıl olmakta ve Koronavirüs Salgınının zorlayıcı neden sayılıp sayılmayacağı gündeme gelmektedir. Çalışmamızda Koronavirüs salgını nedeniyle işyerlerinde faaliyetlerin durdurulması, işçinin yaşadığı bölgenin karantina altına alınması ve sokağa çıkma yasağı ilanı gibi durumların işçi-işveren ilişkilerine etkisi değerlendirilecektir. Ayrıca sözleşmenin feshi yoluna gidilmeyip iş sözleşmesinin askıda kaldığı durumlarda işveren ve işçi bakımından ücret talep hakkının bulunup bulunmadığı ve kısa çalışma ödeneği hakkında açıklamalara da yer verilecektir.

I. KORONAVİRÜS SALGINININ ZORLAYICI NEDEN SAYILIP SAYILAMAYACAĞI

Zorlayıcı neden kavramı özel hukukta sıkça kullanılmakta ve sorumluluk hukukunda da borçlunun sorumluluğunu ortadan kaldırmaktadır. Türk Borçlar Hukukunda zorlayıcı nedenin hukuki sonuçlarına ilişkin birçok hüküm bulunmakla birlikte “zorlayıcı neden kavramının” tanımı ve unsurlarına ilişkin açık bir düzenleme yoktur. Aynı durum iş kanunları için de geçerlidir. Alman hukukunda da zorlayışı nedenin açık bir tanımı yapılmamıştır1. Türk Hukukunda zorlayıcı neden kavramına ilişkin tek tanım Kısa Çalışma Yönetmeliğinde bulunmaktadır. Buna göre;

Zorlayıcı neden: işverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine imkân bulunmayan, geçici olarak çalışma süresinin azaltılması veya faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması ile sonuçlanan dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumları ya da deprem, yangın, su baskını, heyelan, salgın hastalık, seferberlik gibi durumları ifade etmektedir (m. 3/1-h). Bu düzenleme esas alınarak, zorlayıcı nedeni şu şekilde tanımlayabiliriz; zorlayıcı neden sorumlu veya borçlunun faaliyet alanı dışında meydana gelen, borcun ihlaline kaçınılmaz bir şekilde yol açan ve önceden öngörülmesi ve önlenmesi mümkün olmayan, beklenmedik olağanüstü hallerdir2,3.