Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Tapu Sicilinin Tutulmasından Doğan
 Zarardan Devletin Sorumluluğuna
 İlişkin Tazminat Davası

Action for Damages Regarding to the Responsibilities of Government for the Losses Arising From Land Registries

Erhan GÜNAY

Tapu Sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devlet sorumludur. 4721 s. TMK m.1007’de düzenlenen bu sorumluluğun koşulları tüm yönleriyle Yargıtay Kararları eşliğinde makalede incelenmiştir.

Davada Husumet, Davanın Koşulları, Hak Düşürücü Süre, Yargı Yeri, Hazinenin Sorumlu Tutulmayacağı Haller, Uygulamaya Yansıyan Sorumluluk Halleri.

Government is responsible from the losses arising from the land registries. Conditions of this responsibility governed under the article 1007 of Turkish Civil Code no.4721 is studied comprehensively together with the Supreme Court decisions.

Hostility in Lawsuit, Conditions of Lawsuit, Period of Prescription, Place of Jurisdiction, Situations Where the Treasury Cannot be Held Responsible, Responsibility Instances in Practice.

I. Giriş

Sicilinin tutulmasından doğan tüm zararlardan Devlet (Hazine) sorumludur. Tapu sicil memurunun hukuka aykırı işlemi nedeniyle tapu maliki ya da ilgilisi aleyhine maddi nitelikli zararlar meydana gelmiş olabilir. Koşullarının varlığı halinde bu zararın tazmini, Hazineye karşı açılacak dava ile mümkün olur. Ancak her işlem dolayısıyla Hazine aleyhine bu tür dava açılamaz.

Tazminat davası tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde açılır. Tapu sicilinin tutulması kavramı kapsamına kadastro tespitleri aşamasında yapılan hatalı işlemler de girer ve Hazine bundan sorumlu olur: “… Tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından, TMK 1007. maddesi ile tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devletin sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiştir. Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda oluşan hatalardan da devlet m. 1007 gereğince kusursuz sorumludur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin ayni hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir. Dayanaksız ya da hukuki duruma uymayan kayıtlar düzenlemek, taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmak da aynı kapsamda düşünülmüştür. Bu durumda devletin kadastro işlemlerinden doğan sorumluluğunun m. 1007 kapsamında kaldığı düşünüldüğünde bu tür davalara adli yargıda bakılması gerektiği gözetilerek, işin esasına girilip hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir” (5. HD, 26.3.2013 - 27233/5363).

Bilindiği üzere; “tapu sicili asli (ana) ve feri (yardımcı) sicillerden oluşmaktadır. Devletin sorumluluğu ilke olarak asli (ana) sicillerin tutulmasından doğan zararlarda söz konusudur.