Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Bir “Ombudsman”ım Bile Yok, Anlıyor Musun?

Remzi ÖZMEN

Son zamanlarda, Anayasa Mahkemesinin verdiği kararlar, alabildiğine eleştiriliyor. Mahkemeler de içinde olmak üzere tüm kurumların, kuruluşların kararları, eylemleri ve işlemleri eleştirilebilir; eleştirilmelidir de… Ancak şurası unutulmamalıdır: Eleştiride, dile getirilenden hoşlanmamızdan daha çok, belli ve somut –teorik değil- bir bilgi birikiminin yansıdığını, konunun sistematiği içinde kalındığını ve belli bir düzeyin tutturulduğunu ayırt etmemiz daha önemlidir. Kaldı ki, bir alanda –hukuk da dahil- “temayüz etmiş olmak”, her konuda “laf” üretmeyi gerektirmez. Her olay ve her olgu, kendi biricikliği içinde ele alınmalıdır, değerlendirilmelidir.

Anayasa başta olmak üzere, tüm mevzuat metinlerinde, temelden yanlış / yanılgılı hükümler olduğu, olabileceği gibi; anlamını yitirmiş, günün gereksinmelerini karşılamaktan uzak hükümler de olabilir; vardır da. Güncel politik hedeflerin öne çıkarılmasının yanı sıra yorum farklılıkları da bu noktada etkendir ve bu “anlaşılabilir” bir şeydir. Nitekim bu köşeyi okuyanlar, saptadığımız çok sayıda örneği hemen anımsayacaklardır.

Bu sayımızda yine ilginç bir örneği ele alacağım. Bildiğiniz gibi, kamuoyunda bilinen adıyla “Ombudsmanlık Kanunu” bir türlü yürürlüğe giremedi; bir “Ombudsmanımız” olamadı. Önce 15.6.2006 günü kabul edilen 5521 sayılı Kamu Denetçiliği Kanunu, zamanın hukukçu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’ce geri gönderildi. TBMM’de 28.9.2006 günü kabul edilen ve Cumhurbaşkanınca zorunlu olarak onaylanan 5548 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununu da, Anayasa Mahkemesi, 25.12.2008 günlü ve E. 2006/140, K. 2008/185 Kararıyla, tümüyle iptal etti ve yürürlüğünü de durdurdu. Mahkeme, oybirliğiyle aldığı ve 4.4.2009 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Kararını, Anayasa’nın 6’ncı, 87’nci ve 123’üncü maddelerine dayandırıyordu.