Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ek Cevap Süresinin Verilme Koşulları, Başlangıç Tarihi ve Hesaplanması

Mehmet Akif TUTUMLU

I. Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 29.01.2016 Tarihli ve Esas No: 2015/6312 Karar No: 2016/542 Sayılı Kararı

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yürütülen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; yetki yönünden dava dilekçesinin reddine, talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı yüklenici davasında, davalı yararına 21.322,92 m1'lik alanda kazı fazlası malzeme depolama alanı talebine ait kademeli kapatma planı adı altında proje çizip hizmet yaptığını, davalının fatura edilen bakiye borcunu ödemediğini, bu alacağının tahsili için yapmış olduğu icra takibine de itiraz edildiğini ileri sürerek, takibe karşı yapılan itirazın iptâli ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Dava dilekçesi davalıya 28.01.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi kanalıyla gönderdiği 11.02.2015 havale tarihli dilekçesiyle mahkemeden cevap vermek için süre uzatımı talebinde bulunmuş, mahkemece; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 27.02.2015 tarihli kararla davalı vekiline cevap dilekçesini sunması için 1 aylık ek süre verilmiş ve bu karar davalı vekiline 12.03.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Daha sonra davalı vekili tarafından Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kanalıyla gönderilen 06.04.2015 havale tarihli dilekçeyle, yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğu belirtilerek yetki itirazında bulunulmuştur. Mahkemece de, bu yetki itirazının süresi içerisinde yapıldığı kabul edilerek yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, talep halinde dosyanın yetkili Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Bu durumda, davacı 6100 sayılı HMK'nın 6. maddesi uyarınca davalının yerleşim yeri mahkemesinde ya da aynı Yasa'nın 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa yeri mahkemesinde davayı açabilir. Bu yerlerden birinde dava açması konusunda davacının seçimlik hakkı vardır. Her iki yetki kuralı da seçimlik yetkiye ilişkin olup, kesin yetki kuralı değildir. Bu nedenle, mahkemenin yetkisiz olduğu yargılamanın her aşamasında ileri sürülemez ve mahkemece de re'sen dikkate alınamaz. Kesin yetkinin olmadığı hallerde HMK'nın 116/1-a hükmü uyarınca yetki itirazının cevap süresi içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Davalı, cevap süresi içerisinde yetki itirazında bulunmazsa, daha sonra ileri sürülemez ve dava yetkisiz mahkemede görülmeye devam eder.