Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

“Vücut Bütünlüğünün İhlali” Kavramının Tıbbi Uygulama Hatalarında Tazminat Çerçevesinde Değerlendirilmesi

The Evaluation of “The Breach of Body Integrity” in Compensation of Medical Malpractice

Nesrin ÖZKAYA


Kamu, özel hastaneler ve diğer sağlık kuruluşlarında hasta muayene ve tedavisi yapılmakta, küçük veya büyük her türlü cerrahi girişimde bulunulmaktadır. Tıp bilindiği üzere en riskli alanda, insan sağlığı üzerinde hizmet vermektedir. Her ne kadar istenilmese de tıbbi uygulama hataları ile karşılaşıldığı bir gerçektir. Bu makalede, “vücut bütünlüğünün ihlali” kavramının tıbbi hatalar sonucu ortaya çıkan zararlara bağlı tazminat çerçevesinde incelenmesi amaçlanmıştır.

Vücut Bütünlüğü İhlali, Tıbbi Malpraktis, Tazminat.

Public and private hospitals and other medical facilities carry out patient examination and treatment, They perform all kinds of surgical procedures in small or large. Medicine is known as the most risky areas, serves on human body. Although not desiring, it is a fact that to be encountered by the medical errors. This article was aimed to determine the breach of body integrity concept in compensation based on medical malpractice.

Body Integrity of the Breach, Medical Malpractice, Compensation.

Vücut bütünlüğü, kişilik hakkının içinde yer alan kişisel değerlerden biri olup yaşam hakkı çerçevesinde değerlendirilir. Kişinin sahip olduğu bu hak, hem uluslararası hukukta (belgelerde) hem de ulusal hukukta koruma altına alınmıştır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi1 m. 5’te; “Hiç kimseye işkence ya da zalimce, insanlık dışı ya da onur kırıcı davranış ve ceza uygulanmaz.” denilmiştir. Bu belgeye paralel bir düzenleme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde2 de yer almaktadır. Sözleşmenin 3’üncü maddesinde; “Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tabi tutulamaz.” şeklinde bir düzenleme mevcuttur. Görüldüğü gibi, vücut bütünlüğü (insan vücudunun dokunulmazlığı) uluslararası düzeyde koruma altına alınmıştır. Vücut bütünlüğü, ulusal hukukta en başta Anayasa’nın koruması altındadır. T.C. Anayasa’sının3 “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17’nci maddesinin, ikinci ve üçüncü fıkrasında; “Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.” denilerek koruma iç hukukta da sağlanmaya çalışılmıştır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda4 da vücut bütünlüğü güvenceye altına alınmış ve kişiliğe yapılacak saldırıların suç teşkil edeceği açıkça hükme bağlanmıştır. Bunlar dışında kişilik hakkının koruması açısından Türk Medeni Kanununun5 24-25’inci maddelerinde kişilik haklarına saldırı düzenlenmiştir.6 Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu7 (BK) cismani zararın tazminini düzenlemişken; 6098 sayılı yeni Borçlar Kanunu8 aynı kapsamda vücut bütünlüğü kavramını getirmektedir. Biyotıp Sözleşmesinin “Konu ve Amaç” başlıklı 1’inci maddesi; "Bu Sözleşmenin tarafları, tüm insanların haysiyetini ve kimliğini koruyacak; biyoloji ve tıbbın uygulanmasında, ayrım yapmadan herkese, bütünlüklerine ve diğer hak ve temel hürriyetlerine saygı gösterilmesini güvence altına alacaklardır" şeklinde olup bu sözleşmeye Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak imza konulmuş ve TBMM tarafından da onaylanmıştır.9

Tarafların her biri, bu Sözleşme hükümlerinin yürürlüğe konulması için kendi iç hukuklarında gerekli tedbirleri alacaktır. Görüldüğü gibi kişilik hakları, gerek ulusal gerek uluslar arası düzenlemelerle koruma altına alınmıştır.

Ülkemizde kamuya ati hastanelerde, özel hastanelerde ve diğer sağlık kuruluşlarında hasta muayenesi ve tedavisi yapılmakta, küçük veya büyük her türlü cerrahi girişimde bulunulmaktadır. Tıp bilindiği üzere en riskli alanda, insan sağlığı üzerinde hizmet vermektedir. Her ne kadar istenilmese de tıbbi uygulama hataları ile karşılaşıldığı bir gerçektir. Bu makalede, tıbbi malpraktis olarak da bilinen bu hatalar sonucu ortaya çıkan zararların "vücut bütünlüğünün ihlali" kavramı çerçevesinde ve tazminat hukuku bakış açısıyla incelenmesi amaçlanmıştır. Makalede, ceza hukuku boyutuna, konu sınırlaması nedeniyle girilmemiştir.10