Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Belediye Başkanı Seçilen Milletvekilinin Hukuki Durumu

Ömer KESKİNSOY

ÖZET:

Çalışmada en güncel konulardan biri olan milletvekilliği sıfatını haiz olan bir kişinin belediye başkanı adayı olması halinde oluşacak yasal sorunlar ve bu konuda TBMM tarafından icrai bir karar alınmasının gerekip gerekmediği hususu üzerinde durulmuş ve bu husus yüksek mahkeme kararları ile doktrin görüşleri ışığında tartışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Milletvekili, Belediye Başkanı Adayı, Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesi, Yasal Seçim, Milletvekilliği ile Bağdaşmayan Görev ve Hizmetler, Yerel Yönetimlerin Seçimle Belirlenen Organları.

I. Giriş

Makale konusunun temelini teşkil etmesi hasebiyle, evvela milletvekilliği sıfatının doğduğu an ın tespiti üzerinde durulacaktır. Bu bağlamda milletvekilliği sıfatının kazanılma anının, bir kimsenin milletvekili seçildiğinin kesinleşme anı olduğu hususunda doktrinde görüş birliği mevcuttur1. Zaten, Seçim Kanununun 36’ncı2 maddesinin ikinci fıkrasında, milletvekili seçilenlere, il seçim kurulu tarafından, milletvekili seçildiklerine dair derhal bir tutanak verilir3, hükmüne yer verilmiş olması da bu düşünceyi doğrulamaktadır. Dolayısıyla, milletin iradesi seçimler bittikten sonra belirdiği için oyların tasnif edilerek sayılması ve kimin milletvekili seçildiğinin tespit edilmesiyle milletvekilliği sıfatı doğmuş olur. Yine bu doğrultuda olmak üzere; 26 Şubat 1927’de Meclisin 306 sayılı Kararında, milletvekilliğinin başlangıç anı şu şekilde ifade edilmiştir: “İntihap bitip de reylerin en çoğunun bir zat uhdesinde taayyün yahut müsavi reylerden çekilecek kanuni kuranın bir zat uhdesinde takarrur ettiği an, o zatın mebusluğunun mebdeini teşkil eder”4. Bu karardan da anlaşılacağı üzere, temsilcilik sıfatının başlangıç anı, seçimlerin bitip oyların adaylardan hangisine verildiğinin belirlendiği veya eşit oy alınması halinde çekilecek kura ile milletvekilliğinin kararlaştırıldığı an, milletvekilliğinin dolayısıyla milli iradenin temsilciliğinin başladığı andır. Ancak, milletvekili seçilen kişinin meclisteki (oy vermek, kanun teklifinde bulunmak, yazılı veya sözlü soru sormak gibi) faaliyetlere iştirak edebilmesi için milletvekili andını5 içmiş olması gerekir.

Tekrar seçilememek6, milletvekiliyken Cumhurbaşkanı seçilmek7, milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir durumun tezahürü8, koşullarda eksiklik9, istifa10, Meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içerisinde toplam beş birleşim günü katılmamak11, kısıtlanmak ve milletvekili seçilmeye engel bir suçtan hüküm giymek12, partisinin temelli kapatılmasına beyan ve eylemleriyle sebebiyet vermek13 ve makalenin konusu olarak ayrıntılı bir şekilde ele alınacak olan milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir görev veya hizmeti sürdürmekte14 ısrar etmek halleri milletvekilliğinin sona ermesi sonucunu doğuran temel nedenlerdir.