Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İdari Yargıda Tanığa ve Tanıklığa Yer Verilmesi Bir Zorunluluktur

Hasan DURSUN

ÖZET

Danıştaya göre, idari yargıda yazılı yargılama usulü geçerli olduğundan tanık veya şahit dinlenmesi ya da ifade alınması şeklinde bir yöntem bulunmamaktadır. Danıştayın bu görüşü, kanımızca, son derece isabetsizdir. Çünkü yargının ereği maddi gerçekliğe ulaşmak olduğundan ve maddi gerçekliğe ulaşmada tanıklığın çok önemli bir yeri bulunduğundan tanık delili hiçbir koşul altında yadsınamaz. Ayrıca, idari yargıda geçerli olan re’sen araştırma ilkesi tanık delilinin idari yargıda kullanılamayacağı yönündeki her türlü savı çürütmektedir.

Anahtar Kelimeler: Tanık, İdari Yargı.

Giriş

Danıştay Sekizinci Dairesinin ulaşmış olduğu özetle idari yargıda tanık dinlenemeyeceği ya da ifade alınamayacağı yönünde bir sonuca yol açan olay şu şekilde gelişmiştir: Bir üniversitenin sosyal bilimler enstitüsünün resim eğitimi anabilim dalı doktora öğrencisi olan davacı, 28.12.2001 tarihinde yapılan tez savunma sınavında başarısız olduğuna dair Enstitü yönetim Kurulunun 11.2.2002 tarihli ve 3/18 sayılı işleminin iptali istemiyle Konya İdare Mahkemesine dava açmış, Konya İdare Mahkemesi 18.12.2002 tarihli ve E. 2002/543, K. 2002/169 sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu olayda, davacının, tez savunma sınavında başarılı olduğu ve tutulan tutanağa sehven oybirliğiyle ret kararının yazılmış olabileceği yönündeki iddiaları üzerine 16.10.2002 tarihli ara kararı ile beş jüri üyesine; ilgilinin doktora tez sınavında başarılı olup olmadığının, oybirliğiyle verilen ret kararının sehven verilip verilmediğinin sorulduğu, cevaben gönderilen jüri üyelerinin ifadelerinden, üç jüri üyesinin olumlu oy kullandığının anlaşılması karşısında davacının tezinin kabul edilmesi gerekirken aksine kaydının silinmesinde hukuka aykırılık bulunduğu gerekçesiyle işlemi iptal etmiştir.

Söz konusu kararın Üniversite Rektörlüğünce temyizi üzerine Danıştay Sekizinci Dairesinin 25.2.2004 tarihli ve E. 2003/3369, K. 2004/917 sayılı kararıyla da; yazılı yargılama usulünün geçerli olduğu idari yargılama usulünde, tanık veya şahit dinlenmesi ya da ifade alınması şeklinde bir yöntemin bulunmadığı gerekçesiyle Konya İdare Mahkemesinin söz konusu kararı oybirliğiyle bozulmuştur.1