Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Özel Hastahanelerde Çalışan Doktorların ve Sağlık Personelinin Sorumluluklarının Değerlendirilmesi Bakımından Bir Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararının İncelenmesi

Selin Sert CANPOLAT

Çalışmada, ölümle sonuçlanan bir tıbbi müdahale nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen karardan yola çıkılarak özel hastanede çalışan doktor ve sağlık personelinin ve hastanenin sorumluluğu tartışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Özel hastane, Tıbbi müdahale, Doktorun sorumluluğu, özel hastanenin sorumluluğu, Maddi manevi tazminat, Destekten yoksun kalma.

1. Olayın Özeti

Hasta, meme bölgesinde tümoral kitle, batında eski histerektomi ameliyatı yerinde fıtık ve idrar kaçırma (intontinansi) şikayetleri ile 30.01.1999 günü, davalı A. Sağlık Hizmetleri A.Ş.’nin sahibi ve işleteni olduğu A. Hospital adlı özel bir hastaneye yatırılmıştır. Hastanın şikâyetlerinin farklı tıp uzmanlık alanlarını ilgilendirmesi sebebiyle, öncelikle Dr. E. A. başkanlığındaki ekip tarafından göğsündeki kitle ameliyatla alınmış ve ardından diğer şikâyetler için Dr. B.Y başkanlığındaki heyete sevk edilmiştir. Gerçekleştirilen ameliyat safhasında tansiyonu düşüp kanama nedeniyle şuur bozukluğu gelişen hasta R.Y. yoğun bakımda 06.02. 1999 tarihinde vefat etmiştir. Ölümü, ameliyat sırasında oluşan sol rektus adalesinde seyreden aepigastrika inferior dalının kopması ve gelişen kanamadan ileri geldiği, bu damar arızası ameliyat sırasında oluşup zamanında fark edilip onarılmadığından ölümde etkili olduğu, adli tıp kurumu raporunda belirlenmiştir. Aynı raporda, klinikte ve otopside göğüs bölgesindeki ameliyat sahasında herhangi bir patoloji saptanılmadığından, bu bölge ameliyatının tıp kurallarına uygun olup ölümde etkisi bulunmadığı, ameliyat sırasında leze olan arteri zamanında fark edip onaramayan ameliyat ekibi sorumlusu Dr. B.Y.’in kusurlu olduğu, kusur oranının 4/8 olduğu oybirliğiyle mütalaa olunarak, mahkemece alınan raporda da aynı kusur oranına ulaşılıp, 4/8 ise kötü tesadüf olarak adlandırılmıştır.

Ölüm olayının gerçekleşmesi üzerine, ölen kişinin eşi, çocukları ve kardeşleri maddi ve manevi tazminat istemiyle dava açmışlardır. Yerel mahkemenin kısmen kabul kararı üzerine önce davalı hastane ve diğer davalı doktor B.Y. vekili tarafından yapılan temyiz talebi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi yerel mahkemenin kararını onamış; fakat aynı tarafların karar düzeltme istemi üzerine bu istem kabul edilerek, karar düzeltme istemi doğrultusunda karar vermiştir. Yerel mahkeme ise önceki kararında direnmiştir. Bunun üzerine dava Hukuk Genel Kurulu’na sevk edilmiştir.

2. Davada Tartışılan Hususlar

Hatalı tıbbi müdahale sonucunda ölen şahıs, hastaneye yaşamsal öneme sahip olmayan basit bir rahatsızlık sebebiyle gelmiş ve hatta doktorlar tarafından da ameliyatın yüksek risk içermediği belirtilmiştir. Kişinin basit denebilecek şikâyetleri yüzünden ameliyata alınması ve ardından hiç beklenmeyen vefatının gerçekleşmesi, ailesi tarafından derin üzüntü ile karşılanmıştır. Dolayısıyla, davada tartışılan en önemli husus; manevi tazminatın koşulları ve miktarının belirlenmesidir.