Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Adli Psikoloji: Suç Korkusu

Forensic Psychology: Fear of Crime

Cansu AKGÜL

Suç korkusu kavramının, adli psikoloji alanı başta olmak üzere adli bilimler kapsamında önemi hızla artmaktadır. Anılan kavramın farklı disiplinleri ilgilendirmesinden dolayı kavrama ilişkin tanımlamalar farklılaşmakla birlikte; yapılan tanımlamalar kişilerin suç mağduru olmaktan korkmaları ve suça ilişkin tepkilerini içermektedir. Suç eyleminin giderek yaygınlaştığı ve çeşitlendiği günümüzde, suç mağduriyet korkusu, bireyler için suç eyleminden daha ciddi bir problem haline gelmektedir. Bu derlemede suç korkusu kavramının kuramsal çerçevede incelenmesi amaçlanmaktadır.

Suç, Korku, Adli Psikoloji.

Fear of crime as a concept of forensic sciences especially in the field of forensic psychology, becomes even more important. Different disciplines interests with fear of crime so this causes identification problems about definition. Definition of this term may involve, individuals fear about being a victim of crime and reactions to crime. Nowadays prevalence and diversification of crime is increasing but, fear of crime victimization is becoming more serious problem for individuals than act of crime. The aim of this review is to examine fear of crime with theoretical framework.

Crime, Fear, Forensic Psychology.

1. SUÇ KAVRAMI

Suç, insanın var oluşuyla birlikte ortaya çıkmış bir olgu olup aynı zamanda sosyal bir meseledir. Suç evrensel bir kavramdır; suç olarak ifade edilen eylem, devletlerin kurulmasından önce de yapıla gelmiştir (Yılmaz, 2006, s.1-6). Polat’ın (2004, s.31) ifade ettiği üzere ilk cinayet suçu, Adem ile Havva’nın çocukları olan Kabil’in, kardeşi Habil’i öldürmesidir (akt. Tunç, 2008, s.14).

Suçun nedenini anlamaya yönelik açıklamalar ilk çağlardan bu yana yapılmaktadır. Platon, Kanunlar isimli yapıtında suçu ruhi bir hastalık olarak ifade etmiş ve suçun kaynaklarını; ihtiras, zevk arama ve cahillik olarak açıklamıştır. Aristoteles, suç işleme nedenlerini toplumsal koşullar ile ilişkilendirmektedir. Hippocrates ise beden yapısı ile suç davranışı arasındaki ilişki üzerinde çalışmıştır (Yavuzer, 1999, s.35).

İlkel çağlarda suçlar şimdiki gibi değildi; daha sade ve basit bir yapıdaydı. Mağarada yaşayan adamların kullandıkları araçların ve eşyaların birbirleri tarafından alınması gibi basit suçları içeriyordu. Günümüzde ise suçlar çeşitlenmekte; aynı zamanda onların işleniş şekilleri de değişmektedir (Sokullu-Akıncı, 2013, s.21)