Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Birleşmiş Milletler Uluslararası Satım Sözleşmelerine İlişkin Viyana Konvansiyonuna Göre İmkânsızlık ve Hukuki Sonuçları

Fatih GÜNDOĞDU

I. GİRİŞ

Türk-İsviçre Borçlar Kanunlarında genel bir sözleşmeye aykırılık kavramına yer verilmemiş, aksine sözleşmeye aykırılık çeşitleri özel olarak belirtilerek, başlıca sözleşmeye aykırılık halleri olarak kabul edilen imkânsızlık, temerrüt ve gereği gibi ifa etmeme halleri birbirinden farklı sonuçlara bağlanmıştır. Bu ayrımın yanı sıra Kanunda imkânsızlık ayrıca bir ayrıma tabi tutularak, farklı imkânsızlık türlerinin farklı sonuçlar doğuracağı kabul edilmiştir. Örneğin baştaki objektif imkânsızlık BK m.20’ye göre sözleşmenin kesin hükümsüz sayılmasına yol açarken, sözleşmenin kurulmasından sonra ortaya çıkan ifa imkânsızlığına hangi sonuçların bağlanacağının söylenebilmesi için ayrıca bu imkânsızlıktan borçlunun sorumlu olup olmadığının tespit edilmesi gerekecektir. Bu durumda borçlu imkânsızlıktan sorumlu olmadığı takdirde BK m.117’ye göre tazminat ödemek zorunda kalmaksızın borcundan kurtulabilecekken, bundan sorumlu olması halinde ise BK m. 96’ya göre alacaklının zararını tazmin etmek zorunda kalacaktır.

Kısaca “Viyana Konvansiyonu” olarak da anılan 1980 tarihli Birleşmiş Milletler Uluslararası Satım Sözleşmelerine İlişkin Konvansiyonda (United Nations Convention on Contracts for the International Sale of Goods 1980-CISG)1 ise Türk-İsviçre Hukuk sistemlerinde mevcut olan borca aykırılığa ilişkin ifa etmeme, temerrüt veya gereği gibi ifa etmeme gibi ayrımlara yer verilmemiştir. Konvansiyonda doğrudan borcun ifa edilip edilmediğiyle ve sözleşmeye aykırı davranılıp davranılmadığıyla ilgilenilerek, sözleşmeye aykırılığın varlığı halinde buna birtakım hukuki sonuçlar bağlanmıştır (CISG m. 45 f. 1, m. 61 f. 1). Türkiye’nin bu Konvansiyona 2.4.2009 tarih ve 5870 sayılı Kanunla taraf olması sebebiyle Konvansiyon hükümleri Anayasa’nın 90. maddesi gereğince pozitif hukukumuzun bir parçası halinde gelmiştir.

Bu makalede borçlunun ediminin imkânsızlaşmasının Konvansiyon kapsamında hangi sonuçları doğuracağı meselesi üzerinde durulacaktır. Bu nedenle aşağıda öncelikle, hangi durumlarda Konvansiyonun uygulama alanı bulabileceğine kısaca değinilmesinin ardından, sırasıyla Konvansiyonun ifa engelleri sistemi ve bu sistem içerisinde imkânsızlığın konumu ve imkânsızlığın sonuçları üzerinde durulacaktır.