Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ceza Muhakemesinde Aleniyet İlkesi: Dün, Bugün ve Yarın

The Principle of Publicity in Criminal Process: Yesterday, Today and Tomorrow

Ali Şahin KILIÇ

Aleniyet ilkesi ceza muhakemesinin en önemli ilkelerinden biridir. Her ne kadar aleniyet ilkesinin kabulü bakımından ciddi tartışmalar olmasa da bu ilkenin felsefi arka planının ortaya koyulması ceza muhakemesi hukuku sistemi bakımından bir gereklilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda özellikle suç teorisi ile ceza muhakemesi ilişkisi bağlamında bu ilkenin ele alınması gerekmektedir. Bunlara ek olarak aleniyet ilkesi kapsamı bakımından çeşitli tartışmalara neden olmakta özellikle sosyal medyanın günlük yaşamda önemli bir yer tutması bu ilkenin farklı yönleri ile güncel bir yaklaşımla ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Bu makalede, bir kavram olarak aleniyet ve tarihi gelişimi, ilkenin kapsam ve sınırları ile duruşmanın eşzamanlı yayını sorunu inceleme konusu yapılacaktır.

Ceza muhakemesi, Ceza Muhakemesi İlkeleri, Aleniyet, Duruşmanın Eşzamanlı Yayını.

The principle of publicity stands as one of the most pivotal principles within the domain of criminal procedure law. Although there exists little contention regarding the acceptance of the publicity principle, elucidating its philosophical underpinnings emerges as a requisite for the framework of criminal procedure law. In this context, it is imperative to scrutinize this principle, particularly through the lens of the interrelation between crime theory and criminal procedure. Furthermore, the scope of the publicity principle engenders various debates, notably in light of social media’s significant role in daily life, necessitating a contemporary approach to examine this principle from different perspectives. This article aims to delve into the concept of publicity and its historical evolution, the boundaries and extents of the principle, along with a special focus on the issue of simultaneous broadcasting of trials.

Criminal Procedure, Principles of Criminal Procedure, Publicity, Simultaneous Broadcasting of the Trial.

GİRİŞ

Aleniyet ilkesi ceza muhakemesine hâkim olan ilkeler arasında belki de en az tartışmaya konu olmuş ilkelerinden biridir. Bununla birlikte teknolojik gelişmeler bu ilkeye farklı yaklaşımlarda bulunulması gerektiğine ilişkin fikirlerin öne sürülmesine neden olmuş, bu nedenle aleniyet ilkesinin bu yeni gelişmeler çerçevesinde ele alınması bir gereklilik haline gelmiştir. Muhakeme mantığı çerçevesinde duruşmanın açık bir şekilde yapılması ve hükmün açık bir şekilde duyurulması herhangi bir gerekçelendirmeye ihtiyaç olmadan anlaşılabilir bir ilke olarak kabul edilmektedir.1 Bununla birlikte Ceza muhakemesinin artık kabul edilen birtakım özelliklerinin var olması bunların açıklanması ve temellendirilmesi gereğini ortadan kaldırmaz. Aksi takdirde örneğin Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 289. maddesine yer alan duruşmalı olarak verilen hükümde açıklık kuralının ihlâl edilmesinin kesin hukuka aykırılık halleri arasında sayılmasının nedeni açıklanamayacaktır. Yine teknolojinin ve iletişim olanaklarının gelişmesi bu ilkenin farklı boyutları ile ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Yine Nitekim örneğin Almanya örneğine bakıldığında 2017 yılında yapılan bir kanun değişikliği ile belirli yargılamalarda duruşmaların bir kısmının ses ve görüntü kaydının alınmasına izin verildiği görülmektedir. Bu çalışmada öncelikle aleniyet ilkesi ele alınacak ve duruşmalar ile diğer muhakeme işlemlerinin yayınlanması değerlendirme konusu yapılacaktır. Makale, üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde aleniyet kavramı ve tarihi gelişimi, ikinci bölümde aleniyet ilkesinin kapsamı sınırları, üçüncü bölümde ise aleniyet ilkesi bağlamında tartışılan ve gelecekte daha sıklıkla tartışılacak olan duruşmanın duruşma salonu dışındaki kişilere aktarımı ele alınacaktır.

I. DÜN: CEZA MUHAKEMESİNDE ALENİYET KAVRAMI, TARİHSEL GELİŞİMİ VE FELSEFİ TEMELLERİ

Adalet rahat olmalı, yoksa terazi
sallanır ve adil bir hüküm verilemez.
2

Aleni kelimesi “açık, ortada, meydanda, herkesin içinde yapılan” anlamına gelir, aleniyet de aleni olma durumunu ifade eder.3 Ceza muhakemesinde aleniyeti ilkesine ilişkin açıklamalara bakıldığında, öğretide aleniyet terimi ile birlikte açıklık terimine de yer verildiği görülmektedir. Burada kısaca bu iki terimin hukuk sistemimizdeki kullanımına değinmeyi gerekli görüyoruz. 1876 Anayasası’nın 82. maddesinde “Mahkemelerde hernevi muhakeme alenen cereyan eder ve ilâmatın neşrine mezuniyet vardır. Ancak kanunda musarrah esbaba mebni mahkeme muhakemeyi hafi tutabilir.” hükmüne yer verilerek hem doğrudan hem de dolaylı aleniyet ilkesi anayasal güvence altına alınmıştır.4 1924 Anayasası’nın da 58. maddesinde benzer şekilde “Mahkemelerde muhakemat alenîdir” ifadesine yer verilmiş; 1961 ve 1982 anayasalarında ise aleniyet ilkesi “Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır” şeklinde düzenlenmiştir.5 Ceza muhakemesine ilişkin kanuni düzenlemelere bakıldığında ise 1879 tarihli Usul-i Muhakemat-ı Cezaiye Kanun-ı Muvakkatte aleniyet ilkesi “Her davanın muhakemesi suret-i alenîde olacak ve alenî olmayan muhakemat keenlemyekün hükmünde tutulacaktır. Muhakemat ber vech-i âtî cereyan edecektir”. şeklinde düzenlenmiştir.6 1929 tarihli Ceza Muhakemeleri Usulü Hakkında Kanun’un 373. maddesine ise “Duruşma aleni olur. Ancak umumi adap ve emniyeti muhafaza maksadıyle duruşmanın bir kısmının veya tamamının gizli olmasına mahkeme karar verebilir. Duruşmanın gizli olması kararı ve sebepleri aleni olarak tefhim olunacağı gibi hüküm dahi her halde aleni tefhim olunur.” şeklinde düzenlenmiştir.7 Daha sonra 5.3.1973 tarih ve 1696 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle hüküm, “Duruşma herkese açıktır. Ancak genel ahlakın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde duruşmanın bir kısmının veya tamamının gizli olmasına mahkeme karar verebilir. Duruşmanın gizli olması kararı ve sebepleri aleni olarak tefhim olunacağı gibi dahi herhalde aleni tefhim olunur.” şeklinde düzenlenmiştir.8 Nihayet Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 182. maddesinde aleniyet ilkesi “Duruşma herkese açıktır. Genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, duruşmanın bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına mahkemece karar verilebilir. Duruşmanın kapalı yapılması konusundaki gerekçeli karar ile hüküm açık duruşmada açıklanır” şeklinde düzenlenmiştir. Kanuni düzenlemelere bakıldığında aleniyet ilkesinin ilk başta “aleni” terimi ile karşılandığı buna karşılık güncel düzenlemelerde “açık” teriminin tercih edildiği görülmektedir.9

Esasen anlam bakımından bu terimler arasında önemli bir farklılık bulunmamaktadır. Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen anlamındaki açık terimi ile aleniyet esasen aynı şeyi ifade etmektedir. Bununla birlikte bu çalışmada aleniyet kavramının kullanılmasında, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda açıklık terimi kullanılmış ise de bir ilke olarak ceza muhakemesinin kamusallığını daha etkili ifade ettiğinin düşünülmesi etkili olmuştur. Nitekim açık kelimesi bazı durumlarda belirli, net gibi anlamlar taşıyabilmekte10 ve önemli sayılamayacak olsa da bir kavram karmaşasına sebep olabilmektedir.11