Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Suçun Nitelikli Halleri ile Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Suç Ayrımı ve Bu Konudaki Yargıtay Uygulamasına Eleştirel Bir Bakış

The Distinction between Qualitative Offence and Aggravated Offence Due to the Consequence: A Critical Study on the Court of Cassation’s Practice

Serkan MERAKLI

Suçun nitelikli halleri ile neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlar birbirine yakın kavramlar olsa da farklı esaslara dayanırlar. Kasten işlenen suçlarda suçun nitelikli halleri bakımından da failin mutlaka kastının bulunması gerekir. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlarda ise daha ağır ya da başka netice bakımından failin en azından taksirle hareket etmesi gerekmektedir. Bu bakımdan bu kavramlar, haksızlığın manevi unsuru açısından farklı koşullara tabidir. Yargıtay ise bu iki kavram arasındaki farkı bazı kararlarında göz ardı etmekte olup bazı neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçları nitelikli hal olarak kabul etmektedir. Ayrıca Yargıtay’ın neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlarda, meydana gelen ağır ya da başka neticenin “en azından taksirle gerçekleşme” koşulunu somut olayda özel olarak araştırmadığı göze çarpmaktadır.

Nitelikli haller, Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Suçlar, Kast, Taksir, Haksızlık.

A qualified version of an offence and aggravated offence due to the consequence diverges in nature. Presence of intent shall exist as to the qualified version of an intentional offence. On the contrary, recklessness act of an offender must be satisfied for a more serious result or result other than intended. Thus, these two notions are subject to the different conditions as to the moral element of unjustness. The Turkish Court of Cassation treats aggravated offences due to the consequence as these offences are similar to a qualified version of an offence. Moreover, the Court of Cassation does not specifically examine whether the condition of acting, at least, with recklessness in regard to such act is met in aggravated offences due to the consequence.

Qualified Version of an Offence, Aggravated Offences Due to the Consequence, Intention, Recklessness, Unjustness.

GİRİŞ

Suçlar kimi koşulların gerçekleşmesi durumunda, temel şekline göre hukuk düzeni ile daha yoğun ya da daha hafif bir çatışma içerisine girebilmektedir. Bu durumda çoğu zaman nitelikli haller söz konusu olmaktadır. Ancak kimi durumlarda cezanın ağırlaştırılmasına yol açan sebep salt neticenin ağırlığından kaynaklanabilmektedir. İşte bu noktada neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlar ortaya çıkmaktadır. Neticeye dayalı olarak cezanın ağırlaştırılması, haksızlığın diğer unsurlarına dayalı olarak cezanın artırılmasına göre daha farklı bir nitelik sergiler. Çalışmada bu farklılık mercek altına alınacak olup nitelikli haller ile neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçların benzer işlevlere sahip olmasına rağmen farklı kurumlar olmaları ve farklı esaslara dayanmaları irdelenecektir.

Ayrıca çalışmada sadece bu iki kavram arasındaki farklılıklara ya da benzerliklere değinilmekle yetinilmeyecek olup TCK’daki bazı düzenlemelerden örneklerle bu iki kurumun bazı suçlar bakımından düzenleniş şekilleri de değerlendirilecektir. Son olarak çalışmada Yargıtay’ın bu iki farklı kavram arasında suç teorisinden kaynaklanan farklılığa riayet edip etmediği ve özellikle neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç niteliği taşıyan düzenlemeleri bu kavramın temel esaslarına uygun bir şekilde uygulayıp uygulamadığı incelenecektir.

I. SUÇUN NİTELİKLİ HALLERİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ

Suçun, tipte tanımlanan temel haline göre ek unsurlar taşıyan şekli, suçun nitelikli halleri olarak isimlendirilir.1 Bu nitelikli haller cezanın ağırlaştırılmasına yol açabileceği gibi daha az ceza verilmesini de sağlayabilir. Bu bakımdan nitelikli hallerin her iki yönde de düzenlenebileceği söylenebilir. Nitelikli haller, suçun temel haline ek unsurlar içerdiği için suçun tipe uygunluk unsuru içerisinde değerlendirilirler. Bu bakımdan suçun temel hali bakımından aranan tüm koşullar suçun nitelikli halleri bakımından da aranır.2 Ayrıca nitelikli haller suç tipinin bir unsuru olmasına rağmen suçun temel şeklinin unsurlarına ek olarak ve ayrıca düzenlendiği için “tamamlayıcı ve tâbi tipiklik unsuru” olarak da isimlendirilebilir.3

Şayet cezanın ağırlaştırılmasına ya da hafifletilmesine yol açan unsur, suçun temel şeklindeki her unsuru içermemekte ise bu durumda artık nitelikli halden söz edilemez. Örneğin bir suçun temel şekli a, b ve c unsurlarını içermekteyken cezanın ağırlaştırılmasına yol açan düzenlemede a, b ve d unsurları yer alıyorsa artık bu düzenlemenin bir nitelikli hal olduğunu söylemek mümkün olmayacaktır. Çünkü bu örnekte cezanın ağırlaştırılmasını gerektiren düzenlemede sayılan unsurlar içerisinde, suçun temel halindeki tüm unsurlar yer almamaktadır. Bu durumda suçun temel halinden farklı bir suç tipinin söz konusu olduğu kabul edilir.4

Suçun nitelikli halleri suçun maddi unsurlarına yönelik olabilir. Diğer bir deyişle cezanın ağırlaştırılması veya hafifletilmesine yol açan ek unsur, suçun maddi unsurları içerisindeki unsurlardan biri olabilir. Örneğin suçun failine (failin kamu görevlisi olması), mağduruna (kamu görevlisine karşı görevi sebebiyle işlenmesi ya da mağdurun failin altsoyu- üstsoyu olması), suçun konusuna (uyuşturucu maddenin niteliği) ya da harekete (suçun gece vakti işlenmesi, eziyet çektirerek işlenmesi) dayalı olarak cezanın ağırlaştırılması ya da hafifletilmesi söz konusu oluyorsa bir nitelikli halin bulunduğu söylenebilir.5

Suçun maddi unsuruna dayalı olarak yer verilen nitelikli haller, suçun haksızlık içeriğini azaltıcı ya da artırıcı nitelik taşımaktadır.6 Suçun haksızlık içeriğinin artmasına ya da azalmasına yol açtıkları için haksızlığın bir unsuru olarak suç tipinin içinde yer aldıkları kabul edilmelidir.7 Bu bakımdan örneğin TCK m.82’de olduğu üzere suçun nitelikli hallerinin, suçun temel halinden farklı bir maddede düzenleniyor olması durumunda dahi suçun temel halinin bir parçası olarak değerlendirilmesi gerekir. Çünkü suçun nitelikli halleri, suçun temel haline eklemlenen ve suçun temel hali olmaksızın bir anlam ya da etki taşıyamayan unsurlardır. Tıpkı bir virüsün yaşamını sürdürebilmesi için insan vücudunu konak olarak kullanması gerektiği gibi suçun bir başka maddede düzenlenen nitelikli hal unsurları da suçun temel halinin gerçekleşmesine ihtiyaç duymaktadırlar. Bu nedenle de suçun temel halinin bir uzantısı olarak suç tipinin bir parçası olarak kabul edilirler.

Ayrıca temel suç tipine etki eden tüm tamamlayıcı unsurların nitelikli hallere de etki edeceği söylenmelidir. Örneğin suçun temel şeklinin şikâyet şartına bağlanmış olması suçun tüm nitelikli hallerinin de takibinin şikâyete bağlı olduğu anlamını taşır.8

Nitelikli hallerin bir diğer özelliği ise, gerçekleşmeleri durumunda cezanın artırılması ya da azaltılması bakımından hâkime bir takdir yetkisi tanınmamasıdır.9 Çünkü bu unsurlar suçun haksızlık içeriğini artıran ya da azaltan bir etkiye sahiptir. Bu nedenle de nitelikli haller suçun yapısı ile ilgili bir kavram olup cezanın belirlenmesi ile ilgili değildir.10 Buradan hareketle de nitelikli haller cezanın belirlenmesi aşamasında değil suç için öngörülen kanundaki soyut ceza ya da diğer bir deyişle çerçeve cezaya etki ederler. Bu bakımdan örneğin TCK m.145’te düzenlenen hırsızlık suçunda malın değerinin azlığı hükmü, faile daha az ceza verilmesini gerektiren nitelikli hal değildir. Zira cezada indirim yapılması bakımından hâkime takdir yetkisine yer vermektedir. Gerçekten TCK m.145’e göre “Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” Bu düzenlemede zorunlu bir ceza indirimi öngörülmediğinden bunun daha az ceza verilmesini gerektiren nitelikli hal olarak kabul etmek mümkün değildir.

Türk hukukunda cezayı artıran veya azaltan nitelikli haller aynı terim olarak “nitelikli hal” terimi ile ifade edilmektedir. Alman hukukunda ise cezayı artıran nitelikli haller için “Nitelikli Hal (=Qualifizierug)”, cezayı azaltan nitelikli haller için ise “Ayrıcalıklı Hal (=Privilegierung)” terimleri kullanılmaktadır.11 Öte yandan Alman hukukunda bu kavramların yanı sıra “özellikli ağır haller” (=besonders schwere Fälle) ve “daha hafif haller” (=minder schwere Fälle) kavramları da mevcuttur. Bu her iki kavram nitelikli hal ile ayrıcalıklı hallerden ayrılmakta olup bunlar altında, hâkime cezada artırım ya da indirim yapılması konusunda takdir yetkisi tanınan ve sınırlayıcı olarak sayılmayan sebepler ele alınmaktadır. Bu bakımdan bu kavramların sadece bir cezanın belirlenmesi aracı olarak kanunda yer aldığı ve suçun haksızlık vasfını oluşturan temel unsurlar arasında değerlendirilemeyeceği kabul edilmektedir.12

Türk ceza hukukunda nitelikli haller konusunda bu türden bir ayrım yapılmadığı görülmektedir. Ancak TCK m.220/6’daki “İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.” düzenlemesi ile m.220/7’deki “Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.” Düzenlemesi de Alman hukukunda “daha hafif hal” olarak nitelenen halin güzel bir örneğidir. Bu yönüyle TCK’da da esasen daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hal-özellikli ağır hal ve daha az cezayı gerektiren nitelikli hal-daha hafif hal ayrımının yapılması mümkün ve gereklidir.

Ayrıca örneğin hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi durumunda daha ağır ceza verilmesini öngören TCK m.143 düzenlemesinin cezayı artıran bir nitelikli hal olarak cezada zorunlu artırım yapılmasını hükmediyor olmasını eleştirerek somut olayın özellikleri çerçevesinde bu konuda artırım yapma konusunda hâkime takdir yetkisi verilmesini öneren görüşler13 doğrultusunda bir değişiklik yapıldığı takdirde bunun tıpkı Alman hukukundaki özellikli ağır hal kavramını oluşturacağı söylenebilir. Ayrıca örneğin TCK m.145’te düzenlenen malın değerinin azlığı durumunda somut olayın özelliklerine göre faile verilecek cezada indirim yapabilme imkânın hâkime tanınmış olmasından ötürü TCK’da da aslında Alman hukukundaki bu ayrıma yer verildiğini ve bu hükmün daha az cezayı gerektiren nitelikli halden ayrı bir kavram olarak “daha hafif hal” olarak nitelendirilmesi gerektiğini söylemek mümkün gözükmektedir.14 Diğer taraftan örneğin TCK m.146’da düzenlenen kullanma hırsızlığı durumunda hâkime cezada zorunlu indirim yapma yükümlülüğü yüklendiğinden bunun daha az ceza verilmesini gerektiren bir nitelikli hal olarak kabul edilmesi gerekecektir.

Saik kavramı, suç tipinin özel sübjektif unsuru niteliğindedir. Özel sübjektif unsurlar suç tipinde yer alan ve kastın kapsamı dışında kalan sübjektif nitelikteki unsurları ifade etmektedir.15 Bu unsurlar kastın bünyesinde barındırdığı suçun objektif unsurlarının bilinmesi ve istenmesinden daha farklı bir anlama sahiptir. Bu unsurlar failin neticeye yönelttiği iradesini kimi zaman yoğunlaştıran, kimi zaman nitelendiren,16 kimi zaman da onun saikini niteleyen unsurlardır. Örneğin TCK m.82’de insan öldürme suçunun nitelikli hallerinin bazıları özel sübjektif unsur niteliği taşımaktadır. TCK m.82’deki;