Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Anonim Şirketler Hukukunda Kaçış Klozuna İlişkin Bazı Sorunların Değerlendirilmesi

Evaluation of Some Problems Related to the Escape Clause in Joint Stock Companies Law

Bahaeddin BERBER

Anonim şirketlerde, kural olarak, pay sahibinin payını serbestçe devredebilmesi ilkesi geçerlidir. Bu ilkenin varlığının birden fazla sebebi bulunmaktadır. Anonim şirketlerde, çıkma ve çıkarılmanın olmaması ve pay sahiplerinin kişiliklerinin önem taşımaması bu ilkenin temel gerekçeleridir. Ülke içindeki küçük birikimleri yatırıma dönüştürme amacına hizmet etmesi düşünülen anonim şirketlerin bu amacını yerine getirebilmesi için de yatırımcının istediği zaman payını kolayca nakde çevirebilmesi gerekmektedir. Aksi hâlde anonim şirket pay sahibi olmak, güvenli ve işlevsel bir yatırım aracı olmaktan çıkacaktır. Ancak bu ilke nama yazılı olan pay ve pay senetleri açısından kanun koyucu tarafından sınırlandırılmıştır. Doktrinde bu sınırlandırmalara “bağlam” denilmekte olup sınırlamalar, kanuni bağlam ve esas sözleşmesel bağlam olarak ikiye ayrılmaktadır. Kanun koyucu, “Esas Sözleşmeyle Sınırlama” yan başlığı altında Türk Ticaret Kanunu m. 492 vd. borsaya kote olmayan nama yazılı pay ve pay senetlerinin devrinin sınırlandırılmasını düzenlemiştir. Bu sınırlamalardan ilki, esas sözleşmede öngörülen önemli sebebin ileri sürülmesidir. İkinci sınırlandırma, kaçış klozuna başvurulmasıdır. Üçüncüsü ise pay ve pay senetlerinin, kendi ad ve hesabına alındığının beyan edilmemesi sebebiyle pay devrinin sınırlandırılmasıdır. Kaçış klozu, şirketin devredilecek olan nama yazılı payların veya pay senetlerinin gerçek değerini ödemek suretiyle şirketin istemediği yeni pay sahiplerini saf dışı bırakan ve yabancılaşmayı önleyen bir kurumdur. Ancak kaçış klozuna ilişkin maddelerde geçen ifadelerle kanun koyucunun amacı bazen çelişmekte, bazen de amacı anlaşılamayıp yorum yapılması gerekmektedir. Bu sebeple bazı tartışmalar ortaya çıkabilmektedir. Çalışmada bu tartışmalı hususlar gerek kanunun lafzı gerekse kanun koyucunun amacından faydalanılmak suretiyle irdelenmeye çalışılmıştır.

Pay, Pay Senedi, Devir, Kaçış Klozu, Esas Sözleşmesel Sınırlandırma.

In joint stock companies, as a rule, the principle of free transfer of shares by the shareholder applies. There are several reasons for the existence of this principle. The main reasons for this principle are that, unlike other commercial companies, in joint stock companies, as a rule, there is no exit and dismissal and the personalities of the shareholders are not important. On the other hand, in order for joint stock companies, which are intended to serve the purpose of transforming small savings into investments within the country, to fulfill this purpose, the investor should be able to easily convert his/her shares into cash at any time. Otherwise, holding shares in joint stock companies will cease to be a safe and functional investment instrument. However, this principle is limited by the legislator in terms of registered shares and share certificates. In the doctrine, these limitations are referred to as “bindings” and these limitations are divided into two as statutory bindings and articles of association bindings. The legislator has regulated the restriction of the transfer of unlisted registered shares and share certificates under the sub-heading “Restriction by Articles of Association” in Articles 492 et seq. of the Turkish Commercial Code. Under this sub-heading, the legislator has regulated that the joint stock company may refrain from approving the transfer due to the failure of the transferee to declare that it has acquired the shares and share certificates on its own behalf and account, by claiming the important reason in the articles of association, and through an escape clause. The escape clause is an institution that prevents alienation and eliminates new shareholders that the company does not want by paying the real value of the registered shares or share certificates to be transferred. However, the expressions in the articles regarding the escape clause sometimes contradict the intention of the legislator, and sometimes the intention of the legislator is not understood and interpretation is required. For this reason, some controversies may arise. In this study, these controversial issues are tried to be analyzed by utilizing both the wording of the law and the purpose of the legislator.

Share, Share Certificate, Transfer, Escape Clause, Contractual Limitation.

GİRİŞ

Anonim şirketler hukukunda, payın serbestçe devredilebilmesi ilkesi geçerlidir. Ancak kanun koyucu, bu serbestiye bazı sınırlandırmalar getirmiştir. Bu sınırlandırmalardan birisi de kaçış klozudur. Anonim şirket, kaçış klozuna başvurduğu takdirde, payın gerçek değerini ödemek suretiyle devre engel olabilmektedir. Basit gibi görünse de kaçış klozuna ilişkin hükümler, bazı sorun ve tartışmaları barındırmaktadır.

Çalışma iki ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, genel olarak nama yazılı pay ve pay senetlerinin devrinin sınırlandırılması üzerinde durulacaktır. Çalışmanın ikinci bölümünde ise ilk olarak kaçış klozuna ilişkin genel bilgiler verilecektir. Devamında kaçış klozuna ilişkin sorunlar, doktrindeki görüşler ve ulaşılabilen yargı kararları da göz önüne alınmak suretiyle değerlendirilecektir. Çalışmada sırasıyla; kaçış klozunun hukuki niteliği, kaçış klozunun esas sözleşmede yer almasının gerekip gerekmediği, kanuni edinim hâllerinin sınırlı sayıda olup olmadığı, kimlerin gerçek değerin tespiti davasını açabileceği ve pay sahibinin satın alma önerisine karşı ret hakkının olup olmadığı hususları ele alınacaktır.

I. GENEL OLARAK NAMA YAZILI PAY/PAY SENETLERİNİN DEVRİNİN SINIRLANDIRILMASI

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu1 (TTK) m. 490/2’de anonim şirkete ait nama yazılı pay senetlerinin2 devrinin, ciro ve zilyetliğin devri ile olacağını düzenlemiştir3. Ancak anonim şirkete karşı hüküm ifade edebilmesi için devrin pay defterine kaydedilmiş olması gerekmektedir (TTK m. 499/4). TTK m. 490/1’de kanun veya esas sözleşme ile sınırlandırılmadığı takdirde nama yazılı payların4 devrinin serbest olduğu belirtilmek suretiyle payın serbestçe devredilebilirliği ilkesi benimsenmiştir. Payın serbestçe devredilebilirliği ilkesi, pay sahibinin, anonim şirkette olan payını5 başka bir kişinin, kurumun veya organın onayı olmaksızın devredilebilmesini ifade etmektedir6. Bu ilke vasıtasıyla pay sahibi; payı devredeceği zamana, devredeceği kişiye7 ve devir karşılığındaki alacağı ivaza da serbestçe karar verebilmektedir8.