Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kamu Kurumlarında Görevden Alınan Üst Kademe Yöneticilerin Uzman Kadrolarına Atanmasını Öngören 375 sayılı KHK Hükmünün Anayasal Eleştirisi

Constitutional Criticism of the Decree Law No. 375 Providing the Appointment of Discharged Top Executives to Expert Staff in Public Institutions

Yalçın ARSLANTÜRK

Hukuki düzenlemelerin hukuk sistemi içindeki kuvveti normlar hiyerarşisiyle belirlenmektedir. Hiyerarşinin en üstünde Anayasa’nın yer alması nedeniyle kanunların ve diğer alt düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olmaması gerekmektedir. Aksi durumda kanunların Anayasa’ya aykırı hükümlerinin Anayasa Mahkemesince iptali söz konusu olmaktadır. Bu çerçevede çalışmada, kamuda görev süreleri sona eren veya görevden alınan üst kademe yöneticilerin, uzman veya mesleğe özel yarışma sınavına tabi tutulmak suretiyle hak kazanılan diğer kadrolara atanmasına ilişkin yapılan kanuni düzenlemenin Anayasa’ya uygunluğu tartışma konusu yapılmıştır. Zira sınav ve diğer koşulları yerine getirmek kaydıyla söz konusu kadrolara atama yapılmasını düzenleyen kanun hükmü var iken başka bir kanuni düzenlemeyle, bu şartlar aranmaksızın, üst kademe yöneticilerini atama imkânı tanınmıştır. Çalışmada söz konusu düzenlemenin, Anayasa’nın “kanun önünde eşitlik” ve “kamu hizmetlerine girme hakkı” hükümlerine aykırılık teşkil etmiş olduğu, gerekçeleriyle ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Ayrıca böyle bir değerlendirmenin somut norm denetimi neticesinde Anayasa Mahkemesince de kabulü durumunda düzenleme Mahkemece iptale konu olacaktır. Bu da kazanılmış hak ve adalet ilkeleri çerçevesinde iptal kararının geriye yürüme konusunun çalışmada ayrıca tartışılmasını gerekli kılmıştır. Bu tartışma ise mevcut Anayasa hükmü ve doktrindeki görüşler kapsamında yapılmakla birlikte konuya ilişkin mümkün olduğunca adalet ilkesinin tesisini sağlayacak yeni bir anayasal öneri de sunulmuştur.

Anayasa’nın Üstünlüğü, Geriye Yürümezlik, Kamu Hizmetlerine Girme Hakkı, Kanun Önünde Eşitlik, Normlar Hiyerarşisi.

The strength of legal regulations within the legal system is determined by the hierarchy of norms. Since the Constitution is at the top of the hierarchy, laws and other sub-regulations should not be contrary to Constitution. Otherwise, unconstitutional provisions of the laws will be annulled by the Constitutional Court. In this context, in this study, the constitutionality of legal arrangement regarding the appointment of top executives whose term of office has expired or dismissed, to expert positions or to other positions that have been qualified by subjecting a job-specific competitive examination, has been discussed. Because, while there is a legal provision regulating the appointment to the said positions provided that the exam and other conditions are fulfilled, another legal regulation has given the opportunity to appoint top level executives without seeking these conditions. In the study, it has been tried to put forward with the justifications that the regulation in question constitutes a violation of the provisions of the Constitution “equality before the law” and “the right to enter public services”. In addition, if such an assessment is accepted by the Constitutional Court as a result of concrete norm review, the regulation will be subject to annulment by the Court. This necessitated the discussion of the retrospective action of annulment decision within the framework of the principles of vested rights and justice. This discussion, on the other hand, has been made within the scope of the current Constitutional provision and the views in the doctrine, and a new constitutional proposal has been presented that will ensure the establishment of the principle of justice as much as possible on the subject.

Supremacy of the Constitution, Retrospectivity, Right to Access Public Service, Equality Before the Law, Hierarchy of Norms.

GİRİŞ

Kamu kurum ve kuruluşları, kanuni düzenlemelere dayanarak uzman ve mesleğe özel yarışma sınavına tabi tutulmak suretiyle hak kazanılan diğer kadrolarda personel istihdam edebilmektedir. Mevzuatta söz konusu kadrolara atama için giriş sınavı, tez, yeterlilik sınavı ve yabancı dil belgesi gibi ilave şartlar belirlenmektedir. Bu itibarla ancak söz konusu şartları yerine getirebilenlerin bahse konu kadrolara atanması mümkün olabilmektedir.

Bununla birlikte “657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2802 Sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu, 2914 Sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu, 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu ile Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması, Devlet Memurları ve Diğer Kamu Görevlilerine Memuriyet Taban Aylığı ve Kıdem Aylığı ile Ek Tazminat Ödenmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”1 (375 sayılı KHK) ile bu kadrolara ilişkin atama hükümlerine istisna getirilmiştir. KHK’de yapılan düzenlemeyle2 görev sürelerinin sona ermesi veya görevden alınmaları durumunda üst kademe kamu yöneticilerinin yöneticilik görevlerinde üç yılı tamamlamaları hâlinde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda3 hüküm altına alınan “mesleğe özel yarışma sınavına tabi tutulmak suretiyle alınan” kadrolara hiçbir şekilde hak kazanamamış olsalar dahi bu kadro ve pozisyonlara atanabileceğine hükmedilmiştir. Böylelikle mesleğe özel yarışma sınavına tabi tutulmak suretiyle hak kazanılan uzman ve diğer kadrolara üst kademe yöneticilerin atanması konusunda bu kadrolar için mevzuatta belirlenen gerekli koşulların aranmamasına ilişkin bir muafiyet oluşturulmuştur. Söz konusu kanuni düzenlemeyle yapılan muafiyetin Anayasa hükümleri karşısında değerlendirilmesi çalışmanın amacını teşkil etmektedir. Zira getirmiş olduğu muafiyet nedeniyle bu düzenlemenin, kanun önünde eşitlik ve kamu hizmetine girme hakkına ilişkin Anayasa hükümlerine aykırı olabileceğine ilişkin düşünce hasıl olmuştur. Söz konusu düzenlemenin Anayasa hükümleri karşısındaki konumu, mesleğe özel yarışma sınavına tabi tutulmak suretiyle hak kazanılan kadroların tamamı açısından aynı niteliğe sahiptir. Zira bu kadrolar için bir yarışma sınavı şartı getirilmiş olmasına rağmen tartışma konusu düzenlemede bu şart atlanarak üst kademe yöneticilerin bu kadrolara atanmasına imkân tanınmıştır. Ancak somut bir örnek üzerinden hukuki analizin gerçekleştirilmesi amacıyla çalışmada söz konusu kadrolardan uzman kadrosu üzerinden tartışma gerçekleştirilmiştir. Böylece üst kademe yöneticilerin giriş sınavı dışında diğer hangi şartları yerine getirmemiş olabileceği daha açık bir şekilde ortaya koyulmuştur. Zira söz konusu kadrolar arasında giriş sınavının kazanılmasıyla “yardımcı” pozisyonunda mesleğe giriş sonrasında tez, yeterlilik sınavı veya dil belgesi gibi asli kadroya hak kazanmaya ilişkin unsurlarda farklılıklar olabilmektedir.

Çalışmada söz konusu düzenlemenin Anayasa hükümleri karşısında değerlendirilmesinin yanı sıra iptal kararlarının geriye yürüme meselesi de tartışma konusu yapılmıştır. Zira Anayasa Mahkemesinin böyle bir düzenlemeyi iptal etmesi durumunda iptal kararının hükümlerini doğurma zamanı önem arz etmektedir. İptal kararlarının geriye yürüme konusuna ilişkin olarak Anayasa’da yer alan hüküm doğrultusunda yapılan değerlendirmeyle birlikte bu konuda daha ideal bir düzenlemenin nasıl olabileceğine yönelik kısa bir hukuki tartışma da gerçekleştirilmiştir. Bu tartışmanın temel dayanağını, aynı kanunun herkese aynı şekilde uygulanmasıyla adalet ilkelerinin daha sağlam tesisine ilişkin hukuki görüş oluşturmuştur.