Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Bazı Tüketici Davalarında Yetkili Mahkemeye İlişkin Hükümler ve Yeni İçtihatlar

Mehmet Akif TUTUMLU

I. Yasal Düzenlemeler

Tüketici davalarında tüketici açısından yetkili mahkemeye1 ilişkin hükümler şöyledir:

6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun m. 73/5:

Tüketici davaları, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesinde de açılabilir.

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 6/1:

Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 10/1:

Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.

Usul hukukumuzda yetkiye ilişkin hükümler, kural olarak kamu düzeninden değildir. Kamu düzeninden olan yetki hükümler, örneğin taşınmazın aynına ilişkin davalar, istisnai hükümlerdir. Yetkinin kamu düzeninden olduğu hâllerde, hâkim dava şartı (HMK m. 114/1-ç) kuralına göre, yetki itirazı olmasa bile, yetkiyi re’sen dikkate alır (HMK m. 19/1).

Bu genel açıklamalardan sonra tüketici davalarına geldiğimizde şu tespitlerin yapılması mümkündür: Tüketici, davayı yukarıda belirtilen üç mahkemenin birinde açmakta tercih imkânına sahiptir; bu şıklardan istediği mahkemede dava açabilir. Bunun nedeni, TKHK’da yetkiye ilişkin düzenlemelerin kamu düzeninden olmamasıdır:

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, T. 29/03/2018, E. 2016/18276, K. 2018/3953:

“Davacı, kendisine ait evde 28.8.2014 tarihinde çıkan yangın sonucu bir kısım eşyaların yanması nedeniyle zarar meydana geldiğini, Kızıltepe Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/18 D.iş sayılı dosyası ile yapılan tespit sonucu evde çıkan yangının V. markalı fırının arızalı olması nedeniyle çıkan kıvılcımlar sonucu meydana geldiğinin tespit edildiğini ileri sürerek 10.840,00 TL maddi zararın olayın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davada yetkili mahkemenin şirketin yerleşim yeri adresi olan İstanbul Mahkemeleri olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş, esastan davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, İstanbul Tüketici Mahkemeleri’ne yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, ayıplı mal nedeniyle meydana geldiği ileri sürülen zararın tazminine ilişkindir.

HMK’nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiş olup, bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Bir başka özel yetkiye ilişkin düzenleme ise, 6502 sayılı yasanın 73/5. maddesinde düzenlenmiş olup, bu düzenlemeye göre de, tüketici davalarının tüketicinin ikametgahı mahkemesinde de açılabileceği belirtilmiştir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemelerden birinde açılabilir. Davacı tüketici olup ister kendi ikametgâhı olan Kızıltepe’de isterse davalının ikametgahı mahkemesinde genel yetki kurallarına göre dava açabilir. Seçimlik hak tüketiciye aittir. Somut olayda davacının yerleşim yeri Kızıltepe olduğuna göre Kızıltepe Asliye Hukuk Mahkemeleri (Tüketici Mahkemeleri) de yetkilidir. Hal böyle olunca, davanın yetkili mahkemede açıldığının kabulü ile işin esasına girilerek hâsıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.”2

Burada akla gelen soru şudur: Tüketici, belirtilen mahkemelerin dışında, başka bir yerde dava açarsa ne olur? Soruya ikili bir ayrımla yanıt vermek gerekir:

- Davalı yetki itirazında bulunmamışsa yetkisiz mahkeme yetkili hâle gelir. Zira kesin olmayan yetkide mahkemenin yetki durumunu re’sen dikkate alması söz konusu değildir.