Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Anayasa Mahkemesinin Makûl Sürede Yargılanma Hakkına İlişkin Olarak Sistemsel Gerekçelerle Verdiği Bir Düşme Kararının Değerlendirilmesi

Evaluation of a Non-Suit Decision of the Constitutional Court Based on Systemic Reasons Concerning the Right to Trial within a Reasonable Time

Mehmet Emin ALPASLAN

Makûl sürede yargılanma hakkı en sık ihlâl edilen temel haktır. Makûl sürede yargılanma hakkının ihlâli birçok hukuk sisteminde önemli bir sorun teşkil etmekte ve buna ilişkin çözüm önerileri aranmaktadır. Anayasa Mahkemesi 2023 yılında verdiği bir kararda, ülkemizde kronikleşen makûl sürede yargılanma hakkı ihlâllerine, bu konuda daha önce verdiği kararlara ve özellikle bu konudaki pilot karara işaret etmiş; bu kararların gereğinin tam olarak yerine getirilmediğini belirterek, başvurunun incelenmesini haklı kılan bir sebep kalmadığı gerekçesiyle düşme kararı vermiştir. Sistemsel gerekçelere dayanan bu düşme kararının, birçok yönden değerlendirilmesi ve potansiyel etkilerinin saptanması önem arz etmektedir.

Makûl Sürede Yargılanma Hakkı, Adil Yargılanma Hakkı, Bireysel Başvuru, Düşme Kararı, Objektif Etki, Sübjektif Etki.

The right to trial within a reasonable time is the most frequently violated fundamental right. Violation of the right to trial within a reasonable time constitutes an important problem in many legal systems and solutions to this problem are being sought. In a decision given in 2023, the Constitutional Court pointed out the chronic violations of the right to trial within a reasonable time in our country, its previous decisions and especially the pilot decision on this issue and took non-suit decision on the grounds that there was no reason justifying the examination of the application statin that the requirements of these decisions had not been completely fulfilled. It is important to evaluate this systemically justified non-suit decision from multiple aspects and to determine its potential implications.

Right to Trial Within a Reasonable Time, Right to a Fair Trial, Individual Application, Non-Suit Decision, Objective Effect, Subjective Effect.

I. Giriş

Makûl sürede yargılanma hakkı,1 en sık şekilde ihlâl edilen temel haktır.2 Bu durum sadece ülkemize özgü olmayıp birçok hukuk sisteminde de önemli bir sorundur.3 Makûl sürede yargılanma hakkının ihlâline ilişkin olarak mukayeseli hukukta çeşitli çözümler aranmaktadır.4

On yılı aşkın bireysel başvuru geçmişinde Anayasa Mahkemesi, makûl sürede yargılanma hakkı ihlâlini on binlerce kez ele almış5 ve nihayet 2022 yılında bir pilot karar ile meseleye ilişkin esasları ortaya koymuştur.6 Bu karar üzerine, 7445 s. Kanun ile 6384 s. Kanun Geçici m. 2 hükmü değiştirilerek, makûl sürede yargılanma hakkına ilişkin olan ve 09.03.2023 tarihi itibarıyla Anayasa Mahkemesinde derdest olan bireysel başvuruların, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu tarafından inceleneceği düzenlenmiştir.7

Yapılan yasal düzenleme daha önceki düzenleme gibi (7145 s. Kanun m. 20) bir süre sınırı taşıdığından, bu düzenlemeden sonra da makûl sürede yargılanma hakkının ihlâl edildiği yönündeki iddialar Anayasa Mahkemesi önüne gelmeye devam etmiştir. Makûl sürede yargılanma hakkının ihlâl edildiği yönündeki iddiayı bir kez daha ele alan Anayasa Mahkemesi, 2023/18536 sayılı kararında, ülkemizde kronikleşen makûl sürede yargılanma hakkı ihlâllerine, bu konuda daha önce verdiği çok sayıda karara ve özellikle pilot kararına işaret etmiş; bu kararların ve özellikle pilot kararın gereğinin tam olarak yerine getirilmediğini belirterek, başvurunun incelenmesini haklı kılan bir sebep kalmadığı gerekçesiyle düşme kararı vermiştir.8

Sistemsel nedenlere dayanan bu düşme kararı birçok yönden ilgi çekici, oldukça şaşırtıcı ve bir o kadar da eleştiriye açıktır. Bu kararın, barındırdığı tespitler ve vardığı netice başta olmak üzere birçok yönden değerlendirilmesi ve potansiyel etkilerinin saptanması önem arz etmektedir.

II. Başvuruya Konu Olan Olayın Özeti ve Başvuru Süreci

Başvurucu, 14.12.2016 tarihinde idare aleyhine Gevaş Asliye Hukuk Mahkemesinde bir dava açarak, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici yol olarak bırakılan taşınmazın eski tapu kaydına göre adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama sırasında bir üçüncü kişi aslî müdahale dilekçesi vererek taşınmazın adına tescilini istemiştir. Yerel mahkeme, 12.12.2017 tarihinde başvurucunun açtığı davanın kabulüne, tapu kaydının iptali ile taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, aslî müdahilin açtığı davanın reddine karar vermiştir.9

Davalı idarelerin istinaf talebi üzerine Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmiş; bu karar üzerine yargılamaya yeniden başlayan Gevaş Asliye Hukuk Mahkemesi 01.11.2022 tarihinde davanın kabulüne, tapu kaydının iptali ile taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, aslî müdahilin açtığı davanın açılmamış sayılmasına karar vermiş olup kararın tebliğ işlemleri devam etmektedir.10

Başvurucu, 14.03.2023 tarihinde tapu iptali ve tescil davasının uzun sürmesi nedeniyle makûl sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla bireysel başvuru yoluna müracaat etmiştir. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idarî yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir. AYM İkinci Bölüm tarafından 11.05.2023 tarihinde yapılan toplantıda, niteliği itibarıyla Genel Kurul tarafından karara bağlanması gerekli görüldüğünden başvurunun Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü m. 28/3 hükmü uyarınca Genel Kurula sevkine karar verilmiştir.11

Genel Kurul, 25.07.2023 tarihinde verdiği karar ile, makûl sürede yargılanma hakkının ihlâli iddiasıyla yapılan başvurulardaki inceleme yöntemi, verilen ihlâl kararlarının sayısı ve daha önce verilen pilot kararda belirtilen ilkeler dikkate alındığında; makûl sürede yargılanma hakkının ihlâli iddiasıyla yapılan başvuruların Anayasa Mahkemesince incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmaması nedeniyle, başvurunun düşmesine oyçokluğu ile karar vermiştir.12 Bu karar, 10.10.2023 tarihli ve 32335 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanmıştır.

III. Çözülmesi Gereken Hukukî Problem

Çalışmamızda temel olarak, makûl sürede yargılanma hakkına ilişkin ihlâllerin kronik bir hâl almasının ve bu konuda daha önce verilen pilot kararın gereklerinin tam olarak yerine getirilmemesinin, somut bireysel başvuru süreçlerinde düşme kararı verilmesini haklı kılıp kılmayacağı sorunu üzerine yoğunlaşılacaktır.