Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk Ceza Hukukunda Non-Refoulement Prensibi

Non-Refoulement Principle In Turkish Criminal Law

Aras TÜRAY

Geri verme kurumu ve non-refoulement prensibi arasındaki bağlantının anlaşılması, insan haklarının korunması bakımından oldukça önemlidir. Ne yazık ki bu bağlantı Türk yasa koyucusu ve uygulayıcısı tarafından anlaşılamamıştır. Bu nedenle non-refoulement prensibinin, Türk hukuk sistemindeki ve uluslararası hukuktaki durumunun incelenmesi elzem hale gelmiştir. Çalışmamızda öncelikle geri verme kurumunun amacı, Türk hukuk sistemindeki görünümü incelenecektir. Ayrıca geri vermenin bir sınırı olarak non-refoulement ilkesi de açıklanacaktır. İkinci bölümde ise asıl inceleme konumuz olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 18. maddesinin üçüncü fıkrası ve uluslararası hukukun etkisi paralelinde bu fıkra kapsamında nasıl bir denetim yapılması gerektiği incelenecektir. Üçüncü ve son bölümde ise geri verme kurumuna yönelik uluslararası etkileri analiz etmeye çalışacağız.

Geri Verme, Sınır Dışı Etme, Geri Gönderme Yasağı, Mülteci, Sığınmacı, Türk Ceza Kanunu’nun 18. maddesi.

Understanding the link between extradition and non-refoulement principle is substantial for protecting human rights. Unfortunately this link couldn’t have been understood by Turkish legislator and practitioners. For this reason examining the conjuncture of non-refoulement principle in Turkish law and also in international law is crucial. In the first part of this study, the status in Turkish law, the purpose of extradition will be explained. Non-refoulement principle will be explained as a limit of extradition either. In the second part of the study, the article 18/3 of Turkish Penal Code (Law no. 5237) and the ideal practice of this article in aspect of international law which are the main subjects of this study will be examined. In the third and the last part, the influences of international law on extradition will be analyzed.

Extradition, Expulsion, Non-refoulement, Refugee, Asylum Seeker, Article 18 of Turkish Penal Code.

GİRİŞ

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (“TCK”) 18. maddesinde1 (“m.”) geri verme kurumu düzenlenmiştir. Geri verme kurumu, ceza hukukunun uluslararası boyutunda önemli bir yer tutmaktadır. Ceza hukukunun uluslararası unsurlarla karşılaşması ilk olarak siyasi suçluların geri verilmesiyle gerçekleşmiştir2. Geri verme kurumu, ceza hukukunun modernleşmesi ve insan haklarının gelişimi ile bugün çok farklı bir boyuta ulaşmıştır. Türk Ceza Kanunu'nun 18. maddesinin 3. fıkrası (“f.”) da bahsi geçen yeni boyutun en önemli yansımalarındandır.

I. GERİ VERME KURUMU VE NON-REFOULEMENT İLKESİ ARASINDAKİ İLİŞKİ

Geri verme kurumu ile işlemiş olduğu veya işlediği iddia edilen bir suçtan dolayı başka bir devlette bulunan kişi hakkında soruşturma veya kovuşturma işlemlerinin yapılabilmesi yahut hükmolunan cezanın infaz edilebilmesi amaçlanmaktadır3. Devletlerin egemenliklerinin bir yansıması olan yargılama yetkisi, ülke sınırlarını aşamamaktadır. Suçu işlediği tespit edilmiş olan veya işlediği iddia edilen kişilerin, ülke dışına çıkarak, cezadan veya ceza yargılaması sürecinden kurtulmaları geri verme kurumu ile engellenmeye çalışılmaktadır4. Geri vermenin temelindeki düşünce, hiçbir devlet toprağının suç işlemiş veya suç işlediği düşünülen kişiye sığınak teşkil etmemesidir5.

Geri verme kurumuyla başka bir ülkede bulunan ve suç işlemiş veya suç işlediği şüphesi altındaki kişiler, suç işledikleri veya işledikleri iddia edilen ülkeye iade edilir. Bu nedenle kurum “suçluların iadesi” olarak da adlandırılmaktadır6. Yine “suçluların geri verilmesi” teriminin de kullanıldığı görülmektedir7. Ancak hukukun gelişmesi ile masumiyet karinesi ön plana çıkmış ve suçluların iadesi terimi eleştirilmeye başlanmıştır. Zira suçlu, suç işlediği kesinleşmiş hüküm ile tespit edilen kişilerdir. Halbuki geri verme kurumu sadece suçlular için değil, yargılanacak olan sanıklar veya şüpheliler için de işletilebilecektir8. Doktrinde hakkında ceza kovuşturması başlatılmış kişilerin de geri verilebileceği gerekçesiyle “suç işlediği iddia olunan yabancının geri verilmesi” kavramının kullanılmasının isabetli olacağı da ileri sürülmüştür9. Ancak burada da hakkında kesinleşmiş mahkumiyet hükmü bulunan kişiler, terimin dışında kalmıştır. Suçluların iadesi veya suçluların geri verilmesi gibi terimler de kurumu tam olarak karşılayamamaktadır10. Biz kavramı karşılayan en isabetli terimin “geri verme” veya “iade” olduğunu düşünüyoruz11. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda da isabetli bir biçimde geri verme terimi tercih edilmiştir.