Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ebeveyn Tarafından Sosyal Medyada Çocuğun Kişilik Hakkının İhlali Suretiyle Edinilen Kazancın İadesi

Reimbursement of Income Generated by Parents Through the Violation of the Child’s Personality Right on Social Media

İlyas SAĞLAM

Ebeveynler, sosyal medya platformlarında çocuklarının videosunu, fotoğrafını veya onlara dair bazı bilgileri yazılı şekilde paylaşmaktadır. Bunlar çocuklarına ilişkin gündelik hayatta meydana gelen herhangi bir gelişmeden kaynaklanan mutluluk, üzüntü gibi duygusal durumlarını başkaları ile paylaşmak amacıyla yapılabildiği gibi ekonomik amaçla da yapılabilmektedir. Nitekim ebeveynler çocuklarının yer aldığı içerikler aracılığıyla çeşitli ürünlerin reklamını yaparak kazanç elde edebilmektedir. Ancak bu tür paylaşımlar, bir hukuka uygunluk sebebi bulunmadığı takdirde, çocukların kişilik hakkının ihlal edilmesine de neden olmaktadır. Çalışmada da ebeveynin sosyal medya platformlarında çocuğun kişilik hakkını ihlal etmek suretiyle elde ettiği kazancın, gerçek olmayan vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kişilik hakkı ihlal edilen çocuğa iadesi ele alınmıştır.

Kişilik Hakkı, Paylaşan Ebeveynlik, Çocuk, Sosyal Medya, Gerçek Olmayan Vekâletsiz İş Görme, Kazancın İadesi.

Parents share their children’s videos, photos or some information about them in written form on social media platforms. The cause may be the desire to share emotions such as happiness and sadness stemming from any development in daily life, as well as economic concerns. As a matter of fact, parents can generate income by advertising various products through the contents in which their children take part in. However, such posts also lead to violation of the children’s personality right, unless there is a ground for justification. In this study, the reimbursement of the income generated by parents by violating the child’s personality right on social media platforms to the child whose personality right had been violated according to the provisions of false agency without authority was discussed.

Personal Right, Sharenting, Child, Social Media, False Agency without Authority, Reimbursement of Income.

Giriş

Sosyal medya kullanımındaki artış hızlanarak devam etmekte ve sosyal medya gündelik hayatın bir parçası olma özelliğini her geçen gün daha da güçlendirmektedir. Kişiler sosyal medya platformları aracılığıyla gerek günlük hayatlarına gerekse iş hayatlarına ilişkin çeşitli şekillerde paylaşım yapabilme imkânı elde etmektedir. Bu paylaşımlar bir bilginin ya da fikrin yazıya dökülmesi şeklinde olabildiği gibi bir fotoğraf, video veya sesin paylaşılması şeklinde de olabilmektedir.

Sosyal medya kullanıcıları kendileri dışındaki kişilerin de fotoğrafını, videosunu, sesini ya da onlara dair bazı bilgileri yazılı olarak paylaşabilmektedir. “Sharenting (paylaşan ebeveynlik)” kavramının1 ortaya çıkmasından da anlaşılacağı üzere özellikle ebeveynlerin çocuklarına dair yaptığı paylaşımların yaygınlık kazandığı görülmektedir. Bu tür paylaşımlar, özel bir günü (örneğin çocuğun doğum günü partisi), çocukları ile gurur duymalarına vesile olan bir başarıyı (örneğin çocuğun sınıfını yüksek notlarla geçtiğini gösterir karnesi) içerebildiği gibi çocuğun gündelik hallerine (örneğin çocuğun parkta veya evde oyun oynadığı an) ilişkin bir fotoğraf ya da video da olabilmektedir. Ancak bazı ebeveynler ekonomik amaçla da bu paylaşımları yapmaktadır. Nitekim çocuklarının yer aldığı içerikler sayesinde doğrudan çocuklara (örneğin bir oyuncak) ya da onların bakımı için ebeveynlere (örneğin çocuklara özel üretilen bir diş macunu) yönelik birçok ürünün reklamını yapabilmekte ve bunun karşılığında ilgili markalardan önemli kazançlar elde edebilmektedirler.

Diğer taraftan ebeveynler tarafından sosyal medyada kazanç elde etmek amacıyla yapılan paylaşımlar, çocukların özel hayatı, resmi, sesi gibi değerleri üzerindeki kişilik hakkını da ihlal edebilmektedir. Çocukların kişilik hakkına yönelik gerçekleşen bu ihlaller, ebeveynlerin hem kamu hukuku hem de özel hukuk açısından sorumluluğuna yol açabilir. Örneğin İtalya’da 16 yaşında bir çocuk fotoğraflarını rızası dışında paylaşması nedeniyle annesine dava açmış ve davanın neticesinde annenin söz konusu paylaşımları silmesine karar verilmiştir. Ayrıca anne mahkeme tarafından verilen karara uymadığı veya gelecekte yeni fotoğraflar yayımladığı takdirde 10 bin Avro tazminat ödemek durumunda kalacaktır.2

Ebeveynlerin sosyal medyada çocukların kişilik hakkını ihlal eden paylaşımlarına karşı saldırıya son verme davası, saldırının hukuka aykırılığının tespiti ve maddi-manevi tazminat davaları açılabilir.3 Ancak bu tür davalar ebeveynlerin sosyal medya platformlarında gelir elde etmek amacıyla yaptıkları paylaşımların çocukların kişilik hakkını ihlal etmek suretiyle meydana getirdiği hukuka aykırılığın sonuçlarını tam anlamıyla ortadan kaldırmaz. Nitekim her ne kadar hukuka aykırı saldırı teşkil eden paylaşımlar kaldırılsa ve varsa maddi-manevi zararlar tazmin edilse de ebeveyn çocuğun kişilik hakkını ihlal etmek suretiyle edindiği kazancı malvarlığında bulundurmaya devam eder. Bu çalışmanın konusunu da ebeveyn tarafından sosyal medyada çocuğun kişilik hakkının ihlali suretiyle edinilen kazancın gerçek olmayan vekâletsiz iş görme hükümlerine göre iadesi oluşturmaktadır.

Çalışmanın ilk bölümünde, öncelikle kişilik hakkı ve çocuğun kişilik hakkı kavramlarına genel olarak değinilmiştir. Akabinde sosyal medya kavramına ilişkin açıklamalar yapılmış ve ebeveynlerin sosyal medyada çocukların hangi kişisel değerleri üzerindeki kişilik hakkının ihlal edilebildiği açıklanmıştır. Ebeveynlerin sosyal medyada çocukların kişilik hakkına yönelik gerçekleştirdiği ihlallere karşı TMK m.25 gereğince ne tür davaların açılabileceği de bu bölümde ele alınmıştır. İkinci bölümde, ebeveyn tarafından elde edilen kazancın kişilik hakkı ihlal edilen çocuğa iadesinin mümkün olabilmesi için aranan şartların neler olduğunun üzerinde durulmuştur. Diğer bir ifadeyle ebeveyn tarafından edinilen kazancın gerçek olmayan vekâletsiz iş görme hükümleri çerçevesinde çocuğa iade edilebilmesi için gerekli olan şartlar açıklanmıştır. Üçüncü bölümde ise çocuğun kişilik hakkının ihlali suretiyle edinilmiş olan kazancın iadesi talebinde çocuğun dava ehliyeti, ispat yükü ve zamanaşımı hususları ele alınmıştır.

I. Ebeveyn Tarafından Sosyal Medya Platformlarında Çocuğun Kişilik Hakkının İhlâl Edilmesi

Kişilik hakkı, kişiliği meydana getiren değerlerin tamamı üzerindeki hakkı ifade etmektedir.4 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bir kararında5 geçen “... Kişilik hakkı çeşitli kişisel değerlerden oluşan bir bütünlük arz eder. Kişilik hakkı bir şahsın kişiliğini oluşturan maddi ve manevi değerleri kapsar...” ifadeleri de bu tanımı işaret etmektedir.

Kişilik hakkı sadece gerçek kişilere özgü bir hak değildir. Tüzel kişilerin de kişilik hakkı bulunmaktadır.6 Ancak tüzel kişiler vücut bütünlüğü gibi yaradılış gereği insana özgü kişisel değerlere sahip değildirler.7 Kişilik hakkının konusunu teşkil eden değerler, gerçek kişilerin tam ve sağ doğumuyla, tüzel kişilerin ise hak ehliyetini sahip olmalarıyla birlikte kendiliğinden kazanılmaktadır.8

Kişilik hakkının konusunu oluşturan değerlerin tahdidi olarak sayılması mümkün değildir.9 Nitekim kişilik hakkı, bir kişiyi oluşturan, başkalarından farklılığını temin eden ve kişiliğinin serbest bir şekilde gelişmesini sağlayan tüm değerleri konu edinir.10 Kişilik hakkının kapsamındaki değerlerin sınırlayıcı bir şekilde tespit edilemiyor olması hukukun, çeşitli alanlardaki gelişmelere ayak uydurmasını ve beraberinde de kişiliği etkin olarak korumasına imkân tanımaktadır.11

Kişilik hakkının konusunu teşkil eden bazı kişisel değerler sağlık, hayat, bedensel bütünlük, özel hayat, şeref ve haysiyet, ad, resim, sestir.12 Ayrıca mesleki ve ticari sırlar da kişisel değerler kapsamında yer almaktadır.13 Öğretide kişisel değerler; maddi (maddi bütünlüğe ilişkin) kişisel değerler, manevi (manevi bütünlüğe ilişkin) kişisel değerler, mesleki ve ticari (iktisadi bütünlüğe ilişkin) kişisel değerler olmak üzere üç grupta ele alınmaktadır.14 Hayat, beden bütünlüğü ve sağlık maddi bütünlüğe ilişkin kişisel değerlerdendir. Resim, ses, ad, şeref ve haysiyet, özgürlük ve özel hayat manevi bütünlüğe ilişkin kişisel değerler kapsamındadır. Ekonomik özgürlük ve varlık, mesleki ve ticari sırlar ile mesleki itibar ise iktisadi bütünlüğe ilişkin kişisel değerlerdendir.15

Kişilik hakkının koruduğu hukuki değerler para ile değerlendirilemediğinden bu haklar şahıs varlığı haklarına girmektedir.16 Ancak bu özellik kişilik hakkına yönelik saldırının kesinlikle maddi bir zarara neden olmayacağı anlamına gelmemektedir.17 Ayrıca kişilik hakkı mutlak haklardandır. Dolayısıyla bu haklar herkese karşı ileri sürülebilir.18 Kişilik hakkının başka bir özelliği ise kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olmasıdır. Bu nedenle kişilik hakkı devredilemez ve aynı zamanda bu tür haklardan vazgeçilemez.19 Kişilik hakkı, tekelci (inhisarî) bir hak niteliği de taşımaktadır.20

Çocuk, kanun gereğince doğumundan itibaren kişilik kazanır ve kişilik hakkına sahip olur.21 Dolayısıyla çocuk, tam ve sağ doğumuyla birlikte kişilik hakkına sahip olur.22 Nitekim 4721 sayılı TMK m.28/1 uyarınca “Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar...”. Tam doğum, doğumun tamamlanmış olmasını ifade etmektedir. Sağ doğumdan kasıt ise çocuğun bir an dahi olsa yaşamış olmasıdır.23

Anayasa m.17/1, çocuğun kişi olarak korunmasına dair anayasal dayanağı oluşturmaktadır.24 Zira ilgili hükme göre “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.” Bu bağlamda yetişkinlerde olduğu gibi çocuklar da Anayasa m.17/1’in gereği olarak maddi ve manevi varlığını koruma hakkına sahiptir. Çeşitli kanuni düzenlemeler de çocuğun kişilik hakkının korunmasına dayanak teşkil etmektedir. Örneğin TMK m.23 çocuğun kişilik hakkını kendi ölçüsüz hukuki işlemlerine karşı korurken, TMK m.24 dışarıdan gelen hukuka aykırı eylemlere karşı korunmasını sağlamaktadır.25 Ayrıca çocuğun dışarıdan gelen hukuka aykırı eylemlere karşı TMK m.25, TBK m.58 (BK m.49) ve FSEK m.69 ve 70 de çeşitli olanaklar sunulmuştur.26

Çocuk doğum anından başlamak üzere yetişkinlerle aynı değerde kişilik haklarına sahip olur.27 Çocuğun kişilik hakkı, onun kişiliğini oluşturan değerlerin tamamı üzerindeki hakkı ifade etmektedir.28 Çocuğun kişilik değerleri öğretide, maddi değerler, manevi değerler ve sosyal değerler şeklinde üçe ayrılmıştır.29 Çalışma açısından özellikle önem arz eden çocuğun resmi, adı, onur ve saygınlığı, özel alanı bu ayrımda sosyal değerler kapsamında ele alınmaktadır.30

Çocuğun kişilik hakları, onun doğumu anından itibaren sahip olduğu ve herkese karşı ileri sürülebildiği mutlak haklardandır.31 Bu nedenle herkes çocuğun kişilik haklarını ihlal etmeme yükümlülüğü altındadır. Söz konusu yükümlülük hiç şüphesiz ebeveyn açısından da geçerlidir.

Çocuğun kişilik hakkı, gerek kendi ebeveyni gerekse üçüncü kişiler tarafından ihlal edilebilmektedir. Oysa ebeveyn çocuğun hakları ihlal edildiğinde ilgili hakkı koruma yükümlülüğü altındadır.32 Ayrıca çocuk, onlara teslim edilmiş olan bir obje niteliğinde de değildir. Çocuğun bir hak süjesi olduğunu idrak etmelidirler. Bu doğrultuda onun kişiliğine önem vermeleri ve kişiliğini korumaları gerekmektedir.33