Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kripto Paraların Ticaret Şirketlerine Sermaye Olarak Getirilmesine İlişkin Düşünceler

Thoughts on Investing Crypto Money in Commercial Companies as Share Capital

Çiğdem YATAĞAN ÖZKAN

Sanal paraların en yeni ve popüler türü olan kripto paraların piyasada gördüğü yoğun ilgi sonucu kullanım alanlarının yaygınlaşması, alışverişte kullanılmasının yanında ticaret şirketlerinin kuruluşunda veya sermaye artırımı aşamasında sermaye taahhüdünün kripto paralar vasıtasıyla yapılıp yapılamayacağı sorusunu akla getirmiştir. Ticaret şirketlerinde sermaye koyma borcunu düzenleyen Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) 127. maddesinde yer alan “devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değer” şeklindeki ibare, sermaye payına konu edilebilen unsurların sınırlı sayı ilkesine (numerus clausus ilkesi) tabi olmadığını göstermektedir. Buna karşın kripto paraların kuruluşta veya sermayenin artırılması aşamasında şirkete sermaye olarak taahhüt edilmesi, bu varlıkların anlık değer değişimine açık olması ve değerlerinin tamamen sıfırlanabilmesi sebebiyle tartışmalara konu olmaktadır. Diğer taraftan, varlığın sermaye olarak kabulü halinde değer ölçümünün nasıl yapılacağına ve nasıl muhasebeleştirileceğine ilişkin mevzuatta boşluk bulunmaktadır. Bu çalışmada kripto paraların, yürürlükteki mevzuat uyarınca Türk hukukunda bir ticaret şirketine sermaye payı olarak getirilip getirilemeyeceğine ek olarak bu konuda mevzuatta yapılması gereken olası düzenlemeler ele alınacaktır.

Sanal Para, Kripto Para, Ticaret Şirketleri, Sermaye Payı Olabilecek Varlıklar.

The extensive use of cryptocurrencies, the newest and most popular type of virtual currencies, as a result of the intense interest in the market, has brought to mind the question of whether the capital commitment can be made through cryptocurrencies in the establishment of commercial companies or during the capital increase phase, in addition to their use in purchases. Article 127 of the Turkish Commercial Code (“TCC”) which regulates the capital commitment contains the expression “all kind of assets that can be transferred and that are assessable in cash” demonstrates that elements that can be subject of capital commitment are not counted in the numerus clausus principle. On the other hand, commitment of cryptocurrencies for the company as capital shares at the establishment or capital increase process is controversial because these assets are open to instant value change and can be devalued completely to zero. In addition to that, there is a gap in legislation on how to measure crypto currency’s value and how to make recognition for the asset if it is accepted as capital. In this paper, it will be discussed as to whether crypto money can be brought in commercial companies as share capital in light of the present regulations under Turkish law or not and possible amendments that the regulations might need will be assessed.

Digital Money, Crypto Currency, Commercial Companies, Assets as Share Capital.

I. Giriş

Dijital dünyada alışverişin artması ve yatırım işlemlerinin hız kazanmasıyla bu mecrada yapılan işlemler de çeşitlilik kazanmış; para da bir anlamda dijitalleşmiş ve pek çok yeni kavram ortaya çıkmıştır. Kripto paralar sanal ortamda üretilen ve bu ortamda devri mümkün olan, şifreleme teknolojisi sayesinde güvenli bir şekilde saklanabilen, günümüzde reel ekonomide ve özellikle de internet üzerinden yapılan işlemlerde ödeme yapmak için kullanılabilen bir tür dijital veridir.1 Genellikle getiri elde etme veya ödeme amacıyla kullanımı ve borsada el değiştirebilmesi sebebiyle her ne kadar geleneksel para (fiat para) ile benzerlik gösterse de pek çok ülkede yasal bir düzenlemeye tabi tutulmaması ve hatta kimi durumlarda kullanımlarının yasaklanması bu varlıkları ülke paralarından ve yasal olarak paraya denk kabul edilen diğer varlıklardan farklı kılmaktadır.

Her ne kadar ödeme aracı olarak kullanılmasının önüne mevzuatla geçilmiş olsa da Türkiye’de kripto para kullanıcılarının sayısının fazlalığı ve önemli miktarda tasarrufun bu yatırım aracıyla değerlendiriliyor olması, kullanım alanlarının genişletilmesi ihtimalini ve özellikle bu çalışma bağlamında ticaret şirketlerinin kuruluşunda veya sermaye artırımında kripto paraların kullanılıp kullanılamayacağı sorusunu akla getirmiştir. Ülke paralarına karşılık gelmemesinden yola çıkılarak çalışmanın ilk bölümünde kripto paraların dijital dünyada kullanılan paralar arasındaki yerine değinilecek, daha sonra da bunların şirkete ayni sermaye olarak getirilip getirilemeyeceği bazı Avrupa ülkelerindeki tartışmalara yer verilerek ele alınacaktır. Çalışmanın son bölümünde de bu varlıkların ticaret şirketlerine ayni sermaye olarak getirilebilmesi adına Türk mevzuatında yapılması önerilen değişikliklere yer verilecektir.

II. Sanal Paralar ve Bu Paraların Birer Türü Olan Elektronik Para-Kripto Para Ayrımı

Avrupa Birliği Kara Para Aklama Yönergesi’nde yer alan sanal para2 tanımına göre “Sanal para herhangi bir merkez bankası veya kamu otoritesi tarafından ihraç veya garanti edilmemiş olan, yasal paralara endeksli olma zorunluluğu bulunmayan, döviz ya da ülke parası gibi yasal statüye kavuşturulmayan ancak gerçek veya tüzel kişiler tarafından değişim aracı olarak kabul edilen ve elektronik olarak saklanması, transferi ve ticareti mümkün olan dijital bir değerdir”.3 Değeri bir para veya emtia değerine endeksli olmayan ve menkul kıymet niteliği bulunmayan sanal paralar, gerçek bir paranın daha önceden oluşmuş kur değeri ile satın alınabileceği gibi madencilik adı verilen ve sanal para üzerinde yapılan işlemlerin geçerliliğini teyit etmek amacıyla işlemleri gerçekleştirmek, belirli bir tanıtım veya reklam faaliyetine katılmak, çevrimiçi bir anketi tamamlamak benzeri eylemlerle de elde edilebilmektedir.4 Bilgisayar oyunlarında kullanılanlar gibi, sanal paraların bazılarının gerçek ekonomide kural olarak bir karşılığı yokken; bankalar tarafından kullanıma sunulan ve harcama yaptıkça havayolu şirketlerinden bilet alma hakkı veren mil puanlar gibi bazı sanal paralar, gerçek para karşılığında satın alındıktan sonra gerçek ekonomide mal veya hizmetle takas edilebilmekte,5 ancak bu paralarla gerçek para alınamamaktadır (gerçek paraya çevrilememektedir). Diğer bazıları ise aynı gerçek paralarda olduğu gibi hem reel ekonomide kullanılabilmekte hem de gerçek para ile iki yönlü takas edilebilmektedir.6 Blok zincir teknolojisiyle yaratılan Bitcoin,7 Ether gibi kripto paralar8 bu türden sanal paraların bir örneğini teşkil etmektedir. Ticaret şirketlerinde sermaye koyma borcunun konusuna ilişkin TTK m.127/1-j’de yer verilen “nakden değerlendirilebilme” koşulu, işbu çalışmanın konusu bakımından ilk iki grup sanal paranın kapsam dışı kalmasına sebebiyet vermektedir.

Yabancı müktesebatta üzerinde uzlaşılan bir tanımı bulunmamakla birlikte Avrupa Birliği Merkez Bankası kripto varlığı “herhangi bir gerçek veya tüzel kişiye yöneltilebilecek mali bir talebi yahut mali bir sorumluluğu temsil etmeyen; ileri sürülebilecek bir mülkiyet hakkını içermeyen dijital olarak kaydedilebilen her türlü varlık” olarak nitelendirmiş;9 29 Şubat 2021 tarihli görüşünde kripto varlıklara ilişkin Birlik çapında düzenleme yapılması ihtiyacının bulunduğu belirtilmiştir.10 Türk mevzuatında ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından çıkarılan Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik11 m.3/1’de “(...) kripto varlık, dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıkları ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.

Kripto varlıklar en genel anlamda kendisine ait bir blok zinciri olanlar ve olmayanlar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Esas olarak bir dijital veri tabanı olan blok zincir,12 kullanıcılar arasındaki kripto varlık transferlerinin veya bu transferlere ilişkin taleplerin bir sıraya konularak kaydedilmesi ve kayıtların belirli bir büyüklüğe ulaşması sonrasında oluşan veri bloklarının hash adı verilen özel bir tür şifreleme yöntemiyle birbirlerine eklenmesi (zincirlenmesi) suretiyle elde edilen, kayıtlarının doğruluğu kullanıcıları tarafından düzenli olarak onaya tabi tutulan (dağıtık onaylama) bir kayıt defteridir.13 İşlem geçmişi ve varlık bilgilerinin izinli ağ katılımcılarına açık tutulmasıyla doğruluk ispatının sağlanmasını ifade eden “açık kaynak prensibiyle” işleyen ilk kripto para Bitcoin protokollerine dayanılarak oluşturulan kripto paraların yanında tamamen farklı teknik özelliklere sahip alternatif kripto paralar (alternative coins-altcoins) da mevcuttur. Kendisine ait bir blok zinciri bulunmayan, başka bir blok zincirinin üzerine işlenen veri ile ekonomik değeri temsil eden dijital varlıklara ise jeton (token) adı verilmektedir. Kripto varlıklara dahil olan jetonlar yalnızca değer değişim aracı olarak kullanılmayıp bazı hakları da temsil edebildiği için14 kripto para kapsamına dahil edilmemektedir.15 Herhangi bir merkezi otoriteye tabi olmayan ve resmi bir para kuruluşu tarafından piyasaya sürülmeyen kripto paraların binlerce çeşidi bulunmaktadır. Gelişen teknoloji ve internet kullanımının yaygınlaşması sonucunda bu paraların işlem hacmi gün geçtikçe artmaktadır.

Kripto paranın piyasa değeri arz ve talebe göre belirlenmektedir; gerçek para birimine,16 değerli madene veya fona endeksli değildir. Kripto varlıklar sermaye piyasası araçları veya menkul kıymetlerin aksine herhangi bir hukuki değere de dayanmamakta, ödeme vaadi içermemekte, itibari değeri de bulunmamaktadır.17 Kripto paraya ve bunların ihraççılarına ilişkin yasal düzenlemelerin bulunmaması yanında el değiştirmesinin de denetime tabi olmaması, yetersiz olan mevzuat düzenlemelerinin küresel yeknesaklık kazanmaması nedeniyle bu metanın değerinin geleneksel paralara göre daha değişken ve spekülasyona açık halde olduğu söylenebilir. Belirtilen özellikleri bu sanal paraları hukuki olarak para birimi veya döviz olarak kabul etmeyi mümkün kılmamaktadır.18 Bunlar yüksek riskli birikim ve yatırım araçları19 olarak değerlendirilebilir.

Türk hukukunda Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik uyarınca kripto paralar yasal bir ödeme aracı olarak kabul edilmemesine rağmen pek çok kişi kripto varlıkları bir yatırım veya birikim aracı olarak tercih etmektedir. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun 2020 yılında yayımladığı Kripto Para Araştırma Raporu’nda20 Türkiye’de yaklaşık 2.400.000 kişinin kripto varlıklara yatırım yaptığı verisine yer verilmiştir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın hazırladığı raporda21 ise Mayıs 2021 itibariyle Türkiye’de işlem yapan yerli ve yabancı 40 kripto para platformu bulunduğu belirtilerek yalnızca Türkiye’de kurulu kripto para platformlarının işlem hacminin 28 milyar TL’ye ulaştığı tespit edilmiştir. İlgili veriler ışığında kripto varlıklara ilişkin yasal düzenlemeye ihtiyaç bulunduğu, bu varlıkların ülke ekonomisinde değerlendirilmesinin bir gereklilik olduğu söylenebilir. Elektronik ticaretin arttığı bir dönemde internet aracılığıyla ticari iş potansiyeli yaratabilecek unsurların katılma payı olarak getirilmesinin,22 başka bir anlatımla sermaye olarak değerlendirilebilecek varlıkların çeşitlendirilmesinin, Türk şirketleri açısından avantaj sağlayabileceği düşünülmektedir. Özellikle girişimcilerin kurduğu finans teknolojileri dahil girişimcilik şirketlerinin (start up) finansmanı ve gelişimini kolaylaştıran bir etken olabilecektir.