Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Belgede Sahtecilik Suçlarında Aldatma Niteliği

Nature of Deception in the Document Forgery Offenses

M. Sıddık ÇİNKO

Belgede sahtecilik suçunun önemli bir kavramı olan aldatma niteliğinin Türk Ceza Kanunu’ndaki düzenlemesi, aldatma niteliği kavramı ve bu kavram yerine kullanılan kavramların değerlendirilmesi, aldatma niteliğinde gözetilmesi gereken kıstaslar belirtildikten sonra bu konuya ilişkin öneriler belirtilmiştir.

Aldatma Niteliği, Aldatma Yeteneği, Aldatma Kabiliyeti, Sahtecilik, Belge, Belgede Sahtecilik, Müşterek Unsurlar.

Regulation of nature of deception that is an important concept of document forgery offense in the Turkish Penal Code, evaluation of nature of deception concept and the concepts used instead of this concept, the criteria that should be observed in the nature of deception and then suggestions with regards to the subject were stated.

Nature of Deception, Ability of Deception, Capacity of Deception, Forgery, Document, Document Forgery, Common Elements.

I. Giriş

Aldatma niteliği belgede sahtecilik suçlarında göz önünde bulundurulması zorunlu bir husustur. Belgedeki sahteciliğin suç oluşturabilmesi için mutlaka “aldatma niteliği”ni taşıması gerekir. Aldatmayı içermeyen sahtecilikler belgede sahtecilik suçunu oluşturmayacaktır.

Aldatma niteliği, tarihi süreçte “gerçeğin değiştirilmesi (veya taklidi)”, “zarar (veya zarar imkânı)”, “kast”, gibi kavramların bir veya birkaçı ya da hepsi ile birlikte belgede sahtecilik suçlarının müşterek unsurları olarak ileri sürülmüştür.1 Biz çalışmamızda aldatma niteliğinin Türk Ceza Kanunu’ndaki düzenlemesini ve uygulamasını ele alacağız.

II. Aldatma Niteliğinin Türk Ceza Kanundaki Düzenlemesi

765 sayılı Eski Türk Ceza Kanunu, belgede sahtecilik suçlarının düzenlemesinde aldatma niteliğine yer vermemişti. Ancak bu Kanunu’nun yürürlük döneminde aldatma niteliği, doktrinde2 ve yargı kararlarında3 belgede sahtecilik suçlarının aranan bir unsuruydu.4 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ise bu unsura resmi ve özel belgede sahtecilik suçunun tüm seçimlik hareketlerinde değil sadece “gerçek belgenin değiştirilmesi” seçimlik hareketinde “aldatacak şekilde” ifadesi ile yer vermiştir.5 Aynı doğrultuda TCK 204. ve 207. madde gerekçelerinde “yanıltıcı nitelikte”, “aldatacak şekilde” ve “aldatacak nitelikte” ifadeleri ile aldatma niteliğine yer verilmiştir.6

Belirtildiği üzere kanun koyucu aldatma niteliğini “gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren” (TCK md.204/2) ve “gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren” (TCK md.207/1) ibareleriyle tek seçimlik harekette belirtilmiştir. Oysa Türk Ceza Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunda aldatıcılık özelliğinin, sahteciliğin özünde var olan bir husus olduğu, aksi takdirde sahtecilikten söz etmenin mümkün olmadığı belirtilmiştir.7 Türk Ceza Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu esas alınmış olsaydı aldatma niteliğinin belgede sahtecilik suçunun hiçbir seçimlik hareketinde belirtilmesine gerek yoktu. Kanaatimizce; yapılan bu açıklamalara rağmen kanun metninde “aldatacak şekilde” ve “aldatacak nitelikte” ifadelerine yer verilmesi çelişkili olmuştur. Bu açıklamalara göre kanun metninde aldatma niteliğine yer verilmemesi gerekirdi.

Aldatma niteliğinin seçimlik hareketlerinin tümünde belirtilmeyip sadece bir seçimlik harekette belirtilmesi, aldatma niteliğinin belirtilmeyen seçimlik hareketlerde aranıp aranmayacağı konusunda tereddüt yaratır niteliktedir. Oysa aldatma niteliği belgede sahtecilik suçlarının en önemli ve ortak unsuru olup tüm seçimlik hareketlerde aranan bir unsurdur. Bu sebeple aldatma niteliğinin suçun sadece bir seçimlik hareketinde belirtilmesi doğru olmamıştır.8 Aldatma niteliğinin suçun tüm seçimlik hareketlerini kapsayacak şekilde düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir.9 Nitekim uygulamada tıpkı ETCK döneminde olduğu gibi aldatma niteliği halen tüm seçimlik hareketler için aranması gereken unsur olarak kabul edilmektedir.10

Aldatma niteliği, sahtecilik suçunun maddi unsuru içinde değerlendirilen bir husustur.11 Aldatma niteliği hakkında farklı görüşler ileri sürülmüş12 ise de bunun sahtecilik suçunun müstakil bir unsuru olmayıp gerçekleştirilen sahtecilik fiilinin belgeye aldatma niteliğini verip vermediğinin değerlendirilmesine ilişkin bir husus olduğu, bu vesileyle aldatma niteliğinin suç konusu belgede aranması gereken müşterek bir husus olduğu düşüncesindeyiz.

III. Aldatma Niteliği Kavramı

Aldatma niteliği kavramı yerine farklı kavramlar kullanılmaktadır. Bunlar, “aldatma kabiliyeti”13 “iğfal kabiliyeti”14 ve “aldatma yeteneği”15 kavramları olabilmektedir.

Kanaatimizce; aldatma niteliği kavramın yerine bu kavramların kullanılması doğru değildir.16 Öncelikle belirtilmelidir ki; “aldatma kabiliyeti” “iğfal kabiliyeti” ve “aldatma yeteneği” kavramları TCK’de kullanılan kavramlar değildir. Resmi belgede sahtecilik suçunu düzenleyen TCK 204. maddesinde “başkalarını aldatacak şekilde” ifadeleri, madde gerekçesinde ise “yanıltıcı nitelikte”, “aldatacak şekilde” ve “aldatıcı nitelikte” ifadeleri kullanılmıştır.17 Aynı doğrultuda özel belgede sahtecilik suçunu düzenleyen TCK 207. maddesinde “başkalarını aldatacak şekilde” ifadeleri, madde gerekçesinde ise “aldatacak şekilde” ve “aldatıcı nitelikte” ifadeleri kullanılmıştır.18 İkinci olarak; “aldatma”, “iğfal” ve “kandırma” kelimeleri aynı amaçla kullanılan kelimeler olup ortak özellikleri, kişinin özgür iradesini etkileyerek farklı davranmaya, yanlış iş yapmaya neden olmayı ifade etmektedirler.19 “Aldatma” kelimesi, “iğfal” kelimesine göre daha güncel bu nedenle daha anlaşılır, “kandırma” kelimesine göre ise kavram olarak kullanılmaya daha uygun olduğu düşüncesindeyiz. Üçüncü olarak; “aldatma” veya “iğfal” kelimesi ile birlikte kullanılan “kabiliyet” veya “yetenek” kelimeleri ise aslında daha çok kişilerin vasfına yönelik kullanılması uygun olan kelimelerdir. Oysa aldatmanın üzerinde arandığı şey belgedir. Bu itibarla belgede sahtecilikte aranan “aldatma”nın yetenek, kabiliyet veya güç gibi ifadeler ile değil, belgenin bir niteliği ifade etmesinin, kavramın da buna uygun olarak “aldatma niteliği” olarak kullanılmasının doğru olacağı düşüncesindeyiz.

TCK’nin ilgili madde ve gerekçelerinde aldatma niteliğinin tanımına yer verilmemiş sadece aldatmanın başkalarına yönelik olmasına değinmekle yetinmiştir. Öğretide, aldatma niteliği; sahte olanın doğru gözükmesi;20 belgedeki sahteciliğin ilk bakışta anlaşılamaması, belgenin başkalarını aldatabilecek biçim ve içerikte olması;21 sahtecilikteki hilenin belli bir oranda olması22 olarak tanımlanmıştır. Uygulamada ise belgedeki sahteciliğin belirsiz sayıdaki kişiyi kandırabilecek güç ve nitelikte olması olarak ifade edilmiştir.23

Resmi ve özel belgede sahtecilik suçları düzenlemelerinde aldatma niteliği, suçların sadece belgeyi değiştirmek seçimlik hareketlerinde belirtilip diğer seçimlik hareketlerinde belirtilmemiş ise de aldatma niteliğinin belgede sahtecilik suçlarının özünde bulunması sebebiyle bunun ayrıca belirtilmesine gerek olmadığı gözetilerek öğretide24 ve uygulamada25 tüm seçimlik hareketlerinde aranmaktadır. Kanuni düzenlemede sadece “resmi belgeyi değiştirmek” seçimlik hareketi (TCK md.204/2) ve “özel belgeyi değiştirmek” seçimlik hareketi (TCK md.207/1) için “başkalarını aldatacak biçimde” ifadesine yer verilmesinin başka bir amaçla kullanıldığı ileri sürülebilir. “Başkalarını aldatacak biçimde” ifadesinin resmi belgeyi değiştirmek seçimlik hareketinde özellikle kullanılmasının bu seçimlik hareket ile resmi belgeyi bozmak suçu arasındaki ayrımı ortaya koymak amacını taşıdığı düşüncesindeyiz. Aynı şekilde “başkalarını aldatacak biçimde” ifadesinin özel belgeyi değiştirmek seçimlik hareketinde özellikle kullanılmasının bu seçimlik hareket ile özel belgeyi bozmak suçu arasındaki ayrımı ortaya koymak amacını taşıdığı düşüncesindeyiz.