Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk ve Alman Hukukunda Haksız Tahrik Altında Kasten Öldürme

Intentional Killing Under Provocation in Turkish and German Law

Ziya KOÇ

Haksız tahrik kurumu kusurluluk hükümleri bağlamında ele alınmaktadır. Failin, mağdurdan kaynaklanan bir haksız fiil nedeniyle iradesinin etkilendiği kabul edilmekte ve kanunda öngörülen ceza miktarından indirim yapılmaktadır. Kasten öldürme suçunun haksız tahrik altında işlenmesi, Alman hukukunda, ceza kanununda ayrı bir maddede düzenlenmiştir. Kanunda genel bir haksız tahrik hükmü yerine belli suçlar bakımından özel hükümlere yer verilmiştir. Türk hukukunda ise, ceza kanununda genel bir hüküm konularak haksız tahrik hükümleri öngörülmüştür. Kanunda kasten öldürme suçu bakımından özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Her iki hukuk sistemi bakımından, haksız tahrikin koşullarının bulunması halinde failin cezasından indirim yapılması zorunludur. Suçun temel şekline göre ceza miktarı önemli bir biçimde hafiflemektedir.

Haksız Tahrik, Kasten Öldürme, Kusur, Ceza Hukuku, Alman ve Türk Hukuku.

The unjust provocation is considered in the context of the culpability provisions. It is accepted that the will of the perpetrator has been affected due to a wrongful act arising from the victim, and a reduction is made from the amount of punishment stipulated in the law. The crime of intentional killing under unjust provocation is regulated in a separate article in German penal code. Instead of a general provision in the law, special provisions are included in terms of certain crimes. In Turkish law, unfair provocation is regulated by a general provision in the penal code. There is no special regulation in the penal code regarding the crime of intentional killing. In terms of both legal systems, it is obligatory to reduce the punishment of the perpetrator if there are conditions for unjust provocation. The amount of punishment is significantly reduced according to the basic form of the crime.

Unjust Provacation, Intentionally Killing, Fault, Criminal Law, German and Turkish Law.

GİRİŞ

Yaşama hakkı, etkin bir şekilde korunması gereken bir haktır. Toplum hayatının devamı bu hakkın korunması ile mümkündür. Yaşama hakkının olmadığı bir yerde diğer haklar anlamsız kalacaktır. Bu nedenle kimse keyfi bir biçimde öldürülemez.

Yaşama hakkı; uluslararası belgelerde ve Anayasa’da kabul edilen en temel haktır. Örneğin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesinde ifade edildiği üzere, “herkesin yaşama hakkı yasanın koruması altındadır. Yasanın ölüm cezası ile cezalandırdığı bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bu cezanın yerine getirilmesi dışında hiç kimse kasten öldürülemez”. Keza, bu hak, Anayasa’nın 17. maddesinde “herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” denilerek güvence altına alınmıştır.

Ceza kanunlarında, suçlar ve cezalar belirlenirken dikkate alınan hukuki değerlerin başında yaşama hakkı gelir. Öldürme suçu, TCK’nın “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının, birinci bölümünde, “Hayata Karşı Suçlar” altında düzenlenmiştir. TCK m. 81’de “Kasten öldürme”, m. 82’de bu suçun nitelikli halleri, m. 83’te “Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, m. 84’te “İntihara yönlendirme” ve m. 85’te “Taksirle öldürme” suçları düzenlenmiştir. Haksız tahrik kurumu ise, “Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler” arasında m. 29’da yer almaktadır. Koruduğu hukuki değer sebebiyle kanunda en sert biçimde cezalandırılan suç, kasten öldürme suçudur. Ancak, kasten öldürme suçunun haksız tahrik altında işlenmesi halinde suçun cezası önemli ölçüde azalmaktadır.