Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ceza Hukukunda Hareket ve Harekete Komşu Terimler

Action and Its Neighbouring Concepts in Criminal Law

Engin TURHAN

’un 2021 yılının Eylül ayında yayınlanan “Disiplinler Arası Bir Yaklaşımla Ceza Hukukunda Hareket Kavramı ve Terimi” kitabı hareket kavramına ilişkin oldukça derin bir araştırma ve analizin ürünü olarak karşımızda duruyor. Çalışmada, birçok bakımdan dikkate değer bu eser öncelikle dil bakımından, sonrasında ise - kitaptaki sıralamaya sadık kalınarak - içerik bakımından incelenmiştir. Bu inceleme esnasında hareket ve ona komşu olan fiil, eylem, davranış, devinim gibi terimlerin sınıflandırılışına ilişkin değerlendirmelerde bulunulmuştur.

Selman Dursun, Hareket, Eylem, Fiil, Davranış, Devinim, Devim, İletişimsel Hareket Teorisi, Anlamsal Hareket Teorisi.

’s book “The Concept and Term of Action in Criminal Law with an Interdisciplinary Approach”, published in September 2021, stands before us as the product of a profound research and analysis on the concept of action. In the present study, this remarkable book is analysed firstly in terms of language, and then - following the order in the book - in terms of content. In the course of this analysis, the classification of the term of action and its neighbouring terms such as act, behaviour, movement etc. will be discussed.

Selman Dursun, Action, Act, Behaviour, Movement, Motion, The Theory of Communicative Action, Meaningful/Semantic Theory of Action.

I. ESERİN DİLİ VE ÇEVİRİ FAALİYETİ

Yabancı dildeki eserlerden aktarım veya çıkarımlara yer verilen bölümlerde kökü batı dillerinde olan kavram ve terimler - zorunlu olarak - yoğunlaşıyor. Bunların kaynak dildeki (yoğunluk sırasına göre Almanca, İngilizce ve Latince) karşılığı da çoğunlukla Türkçe çevirisi ile beraber parantez içinde veriliyor. Bunun yanında Türk hukukunun temelinde yer alan Arapça ve Farsça sözcüklerin de yoğun olarak kullanıldığı görülüyor. Kimi zaman günümüz hukuk yazınında dahi alışık olunmayan “idrac” (s. 193) gibi sözcüklere rastlanabiliyor. Neticede batı dillerinden Türkçe’ye geçenler ile Arapça ve Farsça kökenli sözcüklerin sıkça bir arada bulunması sık rastlanan bir durumdur. Ancak bu ikilik incelenen eserde, kavram ve terim incelemesinin bir gereği olarak, görece yüksek bir yoğunluk arz ediyor.

Eserde, geneli itibariyle çok sade sayılmasa da anlaşılır bir anlatım tarzı benimsenmiş. Yer yer uzun, bol parantez ve ek açıklamalı, dolayısıyla da takibi zor cümleler bulunuyor. Bunun sebebinin kavramsal bir tartışmayı son derece geniş ve çok yönlü bir derleme üzerinden sürdürmek olduğu rahatça söylenebilir. Ayrıca bilgi ve görüşlerin büyük oranda yabancı dilde yazılmış eserlerden aktarılmasının da çok sayıda ilave açıklamayı zorunlu kıldığı unutulmamalı. Sonuç olarak eserin büyük bir titizlikle yazıldığı görülmektedir. Eserde yazım hatası veya anlatım bozukluklarına hemen hiç rastlanmamaktadır.

Dursun’un eseri bütünüyle çok ciddi bir çeviri ve derleme faaliyeti içeriyor. Eserde yabancı dildeki hangi kelimenin hangi kavramı karşıladığına ilişkin ciddi analizlere rastlanıyor. Öyle ki yazar, belli bir çeviri tercihi yaptığında bunun sebeplerini, arkasında yatan tartışmayı okuyucu ile paylaşıyor. Özellikle ikinci bölümde sürdürülen ana tartışmalar fiil, eylem, davranış, hareket, devinim ve devim gibi kavramların birbirine göre konumlanışı, aralarındaki fark ve sınırların ne olduğu gibi ciddi tanımlama gayretlerinin ürünü. Başta yapılan çeviriler, eserin akışında tekrar tekrar sınanma imkânı buluyor.

Bu çerçevede hareket ve devinim sözcüklerini çeviri bakımından tartışmaya açalım:

(1) Günlük kullanımda “hareket”: Almanca’da “bewegen” fiili bir şeyi hareket ettirmek, “sich bewegen” (kendisi) hareket etmek anlamında kullanılmaktadır. “To move” sözcüğü bakımından da durum benzerdir. “Bewegung” ve “movement” sözcükleri de bu (dilbilgisi anlamında) fiillerin doğrudan, anlam değişikliği yaratan bir takı olmaksızın isimleşmiş halidir. Dolayısıyla günlük kullanımda bu sözcüklere anlamsal olarak “hareket” (hareket etmek/ettirmek; tahrik) sözcüğü denk düşmektedir.

(2) Eserde “hareket”: Hareket sözcüğü Almanca’daki “Handlung”, Fransızca’daki “action”, İngilizce’deki “action” sözcüklerinin karşılığı olarak verilmiştir.1 Aslında Almanca’da da “Akt” ve “Aktion” sözcükleri mevcuttur. Ancak İngilizce’dekinin aksine - “act” ve “to act” - Almanca’daki “Akt” sözcüğü ile aynı kökten bir fiil bulunmamaktadır.2 Sonuç olarak günümüzde Alman yazınında yaygın olarak “handeln” ve “Handlung” sözcükleri kullanılmaktadır. Ancak eski tarihli eserlerde “Akt” kavramının tercih edildiği de görülmektedir.3

(3) Eserde “devim” ve “devinim”: Almanca’daki “Bewegung” ile İngilizce’deki “movement” ve “motion” sözcükleri için eserde “hareket” değil, “devinim” ve “devim”4 sözcükleri kullanılmıştır. Bu iki sözcük de esasen Arapça “hrk” kökünden gelen hareket sözcüğünün Türkçe karşılığı olarak tanımlanmaktadır.5 Devinim ve devim sözcüklerinin arasındaki anlam farkı o denli belirsizdir ki TDK devimin tanımını devinim olarak vermektedir; “devim bilim” ve “devimsel”in tanımlarından ise devim ile “dinamik” sözcüğünü karşılama eğilimi olduğu anlaşılmaktadır.6