Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türkiye’de Bulunan Yabancı Refakatsiz Çocukların Hukuki Durumu

Legal Status of Foreign Unaccompanied Minors in Turkey

Ekin ÖMEROĞLU

Bu çalışma, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında uluslararası veya geçici korumadan faydalanacak refakatsiz çocukların tabi olduğu hukuki rejimi, uluslararası korumadan yararlanma prosedürünü, refakatsiz çocuklara ilişkin işlemlerde başta çocuğun üstün yararı olmak üzere göz önünde bulundurulması gereken temel prensipleri ele almaktadır. Bunun yanında Devletlerin, refakatsiz çocukların uluslararası veya geçici korunmasının sağlanmasında göstermiş olduğu tutum Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan temel hak ve özgürlüklerin ihlali sonucunu doğurabileceğinden bu konuda verilmiş örnek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına çalışmada yer verilerek, refakatsiz çocukların kimlik ve yaş tespiti ile yerleştirilmesine ilişkin yapılan işlemlerin özelliğine dikkat çekilecektir.

Refakatsiz Çocuk, Uluslararası Koruma, Geçici Koruma, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu.

This study deals with the legal status of unaccompanied children who will benefit from international or temporary protection under the Code on Foreigners and International Protection, the procedure to benefit from international protection, and the basic principles that should be considered, especially the best interests of the child, in the proceedings regarding unaccompanied minors. In addition, since the attitude of the States in providing international or temporary protection of unaccompanied children may result in a violation of the fundamental rights and freedoms in the European Convention on Human Rights, the sample European Court of Human Rights decisions taken on this subject are included. In this study, the characteristics of the procedures regarding the identification and age determination of unaccompanied minors and their placement will also be emphasized.

Unaccompanied Minor, International Protection, Temporary Protection, Code on Foreigners, and International Protection.

Giriş

Savaş, nüfusun yerinden edilmesi veya doğal afetler nedeniyle ebeveynlerinden ve ailelerinden ayrılan çocuklar en savunmasız ve tehlikeye açık olan uluslararası koruma talebinde bulunan yabancı kişiler arasındadır. Ülkelerde büyük krizlere eşlik eden sosyal yapıların ve hizmetlerin bozulması, toplulukların ve devletlerin, aileleri olmayan çocuklara gerekli koruma ve bakımı sağlayamamaları sonucunu doğurmaktadır. Bu nedenlerle ailelerinden uzak kalan ve yabancı bir devlette bulunan refakatsiz çocuklar ile karşılaşılmaktadır. Refakatsiz çocukların kendi ülkelerinden ayrılma nedenleri farklılaşmaktadır. Bazı refakatsiz çocuklar ırkı, dini, dili, cinsiyeti, politik düşüncesinden kaynaklanan ayrımcılık ve zulümden kaçmak amacıyla bulundukları ülkelerden ayrılmakta, kimileri kendi ülkelerinde (Afganistan örneğinde olduğu gibi) askere alınma ya da zorla çalıştırılma gibi durumlardan kaçmakta, bazıları ise aileleri tarafından bilinçli olarak özellikle de Avrupa ülkelerine refakatsiz çocuk olarak gönderilmektedir.1

Tüm dünya üzerinde sığınma arayan refakatsiz çocuk sayısı artmakta olduğu gibi ülkemizde de uluslararası ve geçici koruma kapsamında olan yabancıların çoğunluğunu çocuklar oluşturmaktadır. Bununla orantılı olarak refakatsiz çocuklara ilişkin uluslararası koruma talepleri gündeme gelmektedir. Bu nedenle, refakatsiz çocukların uluslararası korunmasının nasıl sağlanacağına ilişkin gerek ulusal gerekse uluslararası alanda düzenlemelerin yapılması ve mevcut düzenlemelerin de ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığına ilişkin değerlendirmelerde bulunulması gerekliliği kaçınılmazdır.

Refakatsiz çocuklara ilişkin literatürde, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK)2 tarafından oluşturulan kılavuzlarda ve Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan tavsiye belgelerinde refakatsiz sığınma arayan çocuklar, refakatsiz küçükler, refakatsiz göçmenler gibi farklı kavramlara yer verildiği görülmektedir. Çalışmamız açısından sadece 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK)3 tarafından uluslararası koruma kapsamında düzenlenen türlere giren mülteci çocuklar, şartlı mülteci çocuklar, ikincil koruma kapsamındaki çocuklar ve geçici korumadan yararlanan çocukların refakatsiz olmaları boyutu ele alınacaktır. Çalışmamızda refakatsiz çocuklar uluslararası ve geçici koruma statüsü kapsamında incelenirken öncelikle refakatsiz çocuklara ilişkin başta çocuğun üstün yararı olmak üzere ulusal ve uluslararası düzenlemelerde kabul edilen temel prensipler olarak çocukların ayrımcılığa uğramaması ve kendilerini ilgilendiren konularda görüşlerinin alınması üzerinde durulacak, sonrasında refakatsiz çocukların kimlik ve yaş tespiti ile yerleştirilmesi ve barınması konuları ele alınacaktır.

Uluslararası koruma kapsamında gözetim ya da barınma merkezlerinde bulunan refakatsiz çocukların, bu merkezlerde bulundukları süre boyunca kendilerine sağlanamayan olanaklar Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)4 bakımından insan hakları ihlallerine sebep olmaktadır. Bu nedenle refakatsiz çocukların YUKK kapsamında hukuki statüsünü ortaya koymayı amaçlayan çalışmamızda son olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önüne gelmiş ve AİHS’e aykırılık kapsamında değerlendirilmiş olan refakatsiz çocuklara ilişkin kararlara yer verilerek, refakatsiz çocuklara ilişkin yapılan işlemlerde dikkat edilmesi gereken temel prensiplerin önemi üzerinde durulacaktır.

I. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’na Göre Refakatsiz Çocukların Tabi Olacağı Hukuki Rejim

Türkiye’de bulunan refakatsiz çocuklar, YUKK kapsamında uluslararası koruma rejimi açısından mülteci çocuklar, şartlı mülteci çocuklar, ikincil koruma kapsamında bulunan çocuklar ve geçici koruma altında bulunan çocuklar olmak üzere dört grup olarak karşımıza çıkmaktadır.5 Bu nedenle çalışmamızda uluslararası koruma rejimine tabi olan çocukları ele almadan önce, Türk yabancılar ve uluslararası koruma hukuku rejiminde kabul edilen mülteci, şartlı mülteci, ikincil koruma ve geçici koruma tanımlarına yer verilecektir.

Mültecilerin korunması için ilk ele almamız gereken düzenleme 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Cenevre Konvansiyonu’dur.6 Türkiye, Cenevre Konvansiyonu’nu7 1951 tarihinde imzalamış ve 1961 tarihinde Sözleşmenin hiçbir hükmünün, mülteciye Türkiye’de Türk uyruklu kimselerin haklarından fazlasını sağladığı şeklinde yorumlanamayacağı ve coğrafi açıdan sadece Avrupa’dan gelenlerin mülteci kabul edileceği çekinceleri ile onaylamıştır.8 Türkiye’ye 2011 yılı itibariyle çok sayıda Suriyelinin göç etmesi sonucunda yabancılar ve uluslararası koruma hususunda daha detaylı hükümler içeren yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulması nedeniyle 2013 yılında yürürlüğe giren YUKK, 1951 Cenevre Konvansiyonu ile paralel düzenlemeler getirmiştir. 1951 Cenevre Konvansiyonu’nda çocuk mültecilere ilişkin özel bir düzenleme getirilmemekle birlikte BMMYK Mülteciler Örgütü Mülteci Statüsünün Belirlenmesi İçin Prosedürler ve Kriterler El Kitabı ve Uluslararası Koruma Yönergeleri’nde (BMMYK El Kitabı), Konvansiyon’da kabul edilen mülteci tanımının yaşlarına bakılmaksızın tüm bireyler için geçerli olduğu açıkça belirtilmiştir.9

Uluslararası koruma başvurusunda bulunan çocuklara, mülteci statüsü verilebilmesi için öncelikle menşe ülkesinin başka bir deyişle bir devletin vatandaşı olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. Refakatsiz çocuklar açısından vatandaşlığın tespit edilmesi zor olduğu için vatansız refakatsiz çocuklarla karşılaşma ihtimali yüksektir. Vatansız refakatsiz çocukların mülteci statüsünü 1951 Cenevre Konvansiyonu kapsamında kazanabilmesi için menşe ülkesinin, bir önceki mutad meskeni olarak dikkate alınması gerektiği Sözleşme’nin m.1(A)(2) hükmünde yer alan “... tabiiyeti yoksa ve bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen her şahsa uygulanacaktır.” ifadesinden anlaşılmaktadır.10 Bu noktada mülteci kavramının hukuki çerçevesine dikkat etmek gerekmektedir. Menşe devleti ile arasındaki bağ zayıf olan ve bundan dolayı korunma ihtiyacı içinde bulunan kişinin zorunlu olarak göç etmesi halinde mülteci kavramının hukuki unsurları ile karşılaşılmaktadır.11

BMMYK El Kitabı’nda refakatsiz bir çocuğun mülteci statüsüne hak kazanıp kazanamayacağının, öncelikle zihinsel gelişim ve olgunluk derecesine göre belirlenmesi gereği üzerinde durulmuştur.12 Bunun yanında BMMYK El Kitabı’na göre, refakatsiz bir çocuğun bir grup mülteciyle birlikte bulunması halinde, yetişkinde olduğu gibi haklı nedenlere dayalı korku oluşturmayı mümkün kılacak yeterli olgunluk derecesine ulaşmadığı durumlarda, koşullara bağlı olarak mülteci olarak kabul edilmesi mümkündür.13

YUKK m.61’de yer alan ve 1951 Cenevre Konvansiyonu ile paralel olan mülteci tanımı şu şekildedir; “Avrupa ülkelerinde14 meydana gelen olaylar nedeniyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişiye statü belirleme işlemleri sonrasında mülteci statüsü verilir.” YUKK m.61 ve 1951 Cenevre Konvansiyonu’nda yer alan coğrafi sınırlama nedeniyle, Türkiye sınırları içerisinde bulunan yabancı refakatsiz çocukların çoğunlukla Avrupa ülkeleri dışında bulunan ülkelerden gelmeleri nedeniyle uluslararası koruma kapsamında çocuk mülteci statüsüne tabi olan refakatsiz çocuklarla ender karşılaşılacağını düşünmekteyiz.