Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Taşınmazlarda Paylı Mülkiyetin Devamı (İdame-i Şuyu) Sözleşmelerinin Şekli Açısından Bazı Değerlendirmeler

Some Evaluations About the form of Continuation Agreement of Joint Ownership in Real Estates

Yıldırım ÖZTÜRK

Taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmelerine ilişkin olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 698. maddesinin 2. fıkrasına resmi şekil şartı getirilmiştir. Bu düzenlemenin mülga paylı mülkiyetin devamı sözleşmelerinin şekline ilişkin Kanunu Medeni döneminde yapılan tartışmaları tam anlamıyla giderdiğini söylemek pek mümkün değildir. Bu çalışmada taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamı sözleşmelerinin şekline ilişkin açıklamalar ve görüşler değerlendirilerek bu konudaki bazı düşüncelere yer verilmiştir.

Taşınmaz, Paylı Mülkiyet, İdame-i Şuyu, Paylı Mülkiyetin Devamı Sözleşmesi, Noter, Uzlaşma Tutanağı, Arabuluculuk Anlaşma Belgesi.

Agreements regarding the continuation of joint ownership in real estates, the formal form requirement has been introduced in the 2nd paragraph of article 698 of the Turkish Civil Code no. 4721. It is not possible to state that this regulation has completely resolved the controversies regarding the form of the continuation agreements of joint ownership during the abrogated Civil Code period. In this study, explanations and opinions on the form of the continuation agreement of joint ownership on real estates are evaluated and some thoughts on this subject are given.

Real Estates, Joint Ownership, Continuation of Joint Ownership Agreement, Notary, Settlement Agreement, Mediation Settlement Agreement.

I. Giriş

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun1 paylı mülkiyette paylaşmayı isteme (taksim isteme) konusunda getirdiği en önemli yeniliklerden bir tanesi, taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamı sözleşmelerinin resmi şekilde düzenleneceğine ilişkin Kanun’un 698. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenlemedir. Bu düzenlemeye göre, taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler resmi şekle bağlıdır. Mülga Kanunu Medeni’de yer almayan bu düzenleme nedeniyle, bahsi geçen sözleşmelerin şekline ilişkin doktrinde yapılan tartışmalar, TMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra kısmen de olsa devam etmektedir. Bu çalışmada Kanunla getirilen bu yeni düzenlemenin ayrıntılarına ve getiriliş amacına değinilmeye çalışılacak, ayrıca resmi şekil düzenlemesinden ne anlaşılması gerektiğine ilişkin açıklamalara ve uygulama örneklerine yer verilerek, resmi şeklin yerine getirilmesi açısından bazı düşüncelerimiz belirtilecektir.

II. Kanuni Düzenleme

TMK’nın 698. maddesinin 2. fıkrasının ikinci cümlesine göre; “Taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler, resmi şekle tabidir ve tapu kütüğüne şerh verilebilir”. Maddenin gerekçesinin ilgili kısmında; “... ikinci fıkra ile kaynak Kanuna uygun olarak, taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmelerin resmi şekilde yapılması ve bunun tapu kütüğüne şerh verilebilmesi öngörülmüştür. Böylece söz konusu sözleşmelerin, sonraki paydaşlara etkili olmasının nasıl sağlanacağı hususunda yürürlükteki Kanundan doğan tereddütlere son verilmiştir” ifadeleri geçmektedir.2

Kanunun gerekçesinde “kaynak kanun” olarak geçen İsviçre Medeni Kanunu’nun 650. maddesinde “öffentlichen Beurkundung” ifadesi geçmektedir. Bu ifadeden ne anlaşılması gerektiğine ilişkin olarak İsviçre Federal Mahkemesi bir kararında,3 devletin bu iş için görevlendirdiği kişiler tarafından, devletin belirlediği formda ve yine devletin belirlediği prosedürde yapılması anlamına geldiğini belirtmiştir. Kanunların bu şekli öngörmesindeki amacın, sözleşmenin taraflarını yeterince düşünülmemiş kararlar vermekten korumak, yükümlülüklerinin içeriğini, kapsamını anlamak ve iradelerinin sözleşmeye açıkça ve eksiksiz şekilde yansıtmak olduğu belirtilmiştir. İsviçre’de Medeni Kanunun kapanış bölümü4 (schlusstitel) (SchltZGB) 55. maddede resmi şeklin ne şekilde ve kim tarafından yerine getirileceğinin kantonlarca belirleneceği düzenlenmiştir.5 Buna benzer bir hüküm Türk Medeni Kanunu’nda veya 4722 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’da6 bulunmamaktadır.

Resmi şekil; bir resmi makam ya da kamu güveni ile donatılmış kişilerce, kanunların belirlediği usul ve şartlara uygun olarak düzenlenen, taraflara işlemin önemi, niteliği hakkında bilgi verilerek acele karar verilmemesini sağlayan şekildir.7 Resmi şekilde, hukuki olay ve iradeler, önceden tayin edilmiş kalıplar içinde yetkili memur tarafından tespit edilir.8 Bu işlemi yapmaya aşina olan resmi makam ya da kamu güveni ile donatılmış kişi, tarafların irade ve beyanlarını daha açık, anlaşılır ve tam şekilde kaleme alır.9 Resmi şekil o işlemle ilgili asgari şartları, mevzuat gereklerini bilen kişilerce gerçekleştirilir Bu yolla anlaşmazlıklara neden olabilecek, yoruma açık ve muğlak hususlar bertaraf edilebilecektir.10 Resmi şeklin amacının, tarafların veya bazen de üçüncü kişilerin ya da kamunun yararını korumak, bu yolla işlem güvenliği ve hukuki güvenliğin sağlanması olduğu söylenebilir.11