Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kuzey Kıbrıs Hukukunda Davada Taraf Değişikliği

Change of Party in the Case in Northern Cyprus Law

Aysun BEYDOLA

Bir dava, dava celpnamesinde taraf olarak gösterilen kimselerle yürütülür ve kural olarak dava sonunda bu kişiler hakkında karar verilir. Ancak bazen taraflardan kaynaklanmayan ve onların dışında gelişen olaylar, tarafların celpname hazırlarken düştükleri yanılgı sebebiyle karşı tarafı yanlış veya eksik göstermeleri sebebi ya da dava ile ilgisi olduğu taraflarca ileri sürülen ve yargıç tarafından davaya katılımı kabul edilen veya yargıç tarafından dava ile ilgisi olduğu resen saptanan, dava sonucundan etkilenebilecek kişilerin davaya dahil edilmesi ihtiyacı davada taraf değişikliği müessesesinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Çalışmamızda taraf değişikliğinin anlamı açıklanmış, taraf değişikliği yapmanın koşulları ve usulü hakkında bilgi verilmiş ve olması gereken anlamında önerilerde bulunulmuştur.

Medeni Usul Hukuku, Kanuni Taraf Değişikliği, İradi Taraf Değişikliği, Taraf Değişikliği, KKTC.

A lawsuit is conducted with the persons shown as parties in the summons and, as a rule, a decision is made about these persons at the end of the lawsuit. However, sometimes events that are not caused by the parties but occur outside of them, the reason for the parties to show the other party wrong or incomplete due to the mistake they made while preparing the summons, or the parties claimed to be related to the case and accepted by the judge to participate in the case or the judge to be related to the case. The need to include persons who are determined ex officio and who may be affected by the outcome of the case, has led to the emergence of the institution of changing parties in the case. In our study, the meaning of the change of party has been explained, information has been given about the conditions and procedure of making a change of party, and suggestions have been made in the sense that it should be.

Civil Procedure Law, Change of Legal Party, Voluntary Change of Party, Change of Party, TRNC.

I. Genel Olarak Taraf Değişikliği

Bir dava, dava celpnamesinde1 taraf olarak gösterilen kimselerle yürütülür ve kural olarak dava sonunda bu kişiler hakkında karar verilir2 . Ancak bazen taraflardan kaynaklanmayan ve onların dışında gelişen olaylar, tarafların celpname hazırlarken düştükleri yanılgı sebebiyle karşı tarafı yanlış veya eksik göstermeleri taraf değişikliği müessesesinin ortaya çıkmasını sağlamıştır3 .

İhtilaflı konuların eksiksiz ve tam olarak kararı bağlanması yönünde genel kabul geçmişten günümüze varlığını göstermekte olup, bu hedefe ulaşabilmek amacı ile yargıçlara4 yargılamada büyük yetkiler verilmiştir. Taraf değişikliği de yargıçlara tam ve eksiksiz karara ulaşma adında geniş takdir yetkisi verilen önemli müesseselerden biri olmuştur5 .

Taraf değişikliğinin kanuni ve iradi olarak ayırt edilmesi değişikliğin koşul ve sonuçlarını belirlemek bakımından önem arz etmektedir. Kanuni taraf değişikliği olasılığında karşı tarafın veya davaya dahil olacak olacak kişinin bu değişiklik için rızası gerekmez. Ancak her halûkarda yargıcın takdir yetkisi bulunmaktadır. İradi taraf değişikliği halinde ise taraf değişikliği davalı tarafta yapılacaksa değişiklik için karşı tarafın ya da davaya dahil edilecek kimsenin rızası gerekmez. Davacı tarafta taraf değişikliği yapılmak istenmesi halinde ise davaya dahil edilecek kişinin rızası gerekir. Eğer bu kişi rıza göstermezse koşulların varlığı halinde üçüncü şahıs prosedürü ile davada taraf değişikliği yapılabilecektir (HMUT Emir 9, Emir 10)6 .

II. Kanuni Taraf Değişikliği

Kanuni taraf değişikliği kanunda belirtilen hallerde gündeme gelen taraf değişikliği olup, bu hallerde âdeta maddi hukukta öngörülen olaylar davada etkisini göstermekte ve taraf değişikliğine sebep olabilmektedir (HMUT Emir 9).

Kanuni taraf değişikliğinin gündeme gelebileceği hallerde yargıç taraflar talep etmese de resen taraf değişikliği yapabileceği gibi, davaya olduğu hali ile de devam edebilecektir (Emir 12 Nizam 1)7 . Bu haller taraflardan birisinin ölümü, iflas etmesi, dava konusunun devridir. Dava açıldıktan sonra taraflardan birisinin ölmesi veya iflas etmesi ya da mülkiyet hakkının devredilmesi halinde yargıç dilerse davaya olduğu hali ile devam edebilir (HMUT Emir 12 Nizam 1). Yargıç bu hallerde dava ile ilgili tüm sorunların tam olarak çözümlenmesi için gerekli görürse ilgili tarafın eğer varsa şahsi temsilcisinin8 , mütevellisinin9 veya menfaatlerini tevarüs eden halefinin davada taraf yapılmasına emir verebilir (HMUT Emir 12 Nizam 2)10 . İşte bu halde davada taraf değişikliğinin varlığından söz edilecektir. Bir sebep veya meselede11 davacı veya davalının öldüğü, ancak dava sebebinin devam ettiği durumlarda sebep veya meseleyi ileri götürmeye hakkı olan12 kişi onu ileri götüremezse, davalı (veya sebep veya mesele aleyhine devam ettirilebilen kişi) davacıyı (veya sebep veya meseleyi ileri götürmeye hakkı olan kişiyi) emredilecek süre içinde sebep veya meseleyi ileri götürmeye zorlamak amacıyla başvuruda bulunabilir. Böyle bir başvuru üzerine emredilecek süre içinde sebep veya meselenin ileri götürülmesinde kusur edilmesi halinde, davalı lehine veya hale göre sebep veya meselenin aleyhine devam ettirilebilecek kişi lehine hüküm verilebilir. Bu gibi bir durumda, davacı ölmüş bulunuyorsa, verilen hüküm Kırkıncı Emrin 8. nizamında öngörüldüğü biçimde icra edilebilir (HMUT Emir 12 Nizam 5). Buna göre hüküm verildikten sonra altı sene geçmişse veya icra takibinde bulunmaya hakkı olan veya aleyhine icra takibi yapılabilen taraflar arasında ölüm nedeniyle veya başka suretle bir değişiklik meydana gelmişse icra takibinde bulunmaya hakkı olduğunu iddia eden taraf, mahkeme veya yargıca icra takibi için gereken iznin verilmesi hususunda başvuruda bulunabilecektir. Mahkeme veya yargıç başvuruda bulunan tarafın icra takibinde bulunmaya hakkı olduğuna kanaat getirirse, icra takibi için izin veren bir emir verebilir veya tarafların haklarının saptanması için gerekli olması halinde herhangi bir uyuşmazlık konusunun veya meselenin, bir davada ortaya çıkan meselelere uygulanan yargılama usullerinden herhangi biri uygulanmak suretiyle mahkeme tarafından incelenmesini emredebilecektir (HMUT Emir 40 Nizam 8).

Dava konusunun devri halinde ise taraflara iki seçenek sunulmaktadır. Dava görülmekte iken dava konusu malın veya terekenin13 bir üçüncü kişiye devredilmesi halinde davaya ilgili terekeyi veya dava konusu malı devralan tarafından davaya devam edilebilir veya devralan kişinin aleyhine dava devam ettirilebilir (HMUT Emir 12 Nizam 3)14 . Bu değişikliğin sebebi tarafların kusuru, hatası veya keyfi davranışından kaynaklanmamaktadır. Dava konusunun devri halinde taraf değişikliği adeta zorunlu hale gelmiştir. Bu nedenle dava konusunun devri halinde taraf değişikliğini kanuni taraf değişikliği olarak adlandırmak daha doğru olacaktır15 .

Taraf değişikliği yapmak isteyen taraf tek taraflı bir dilekçe ile davanın görüldüğü mahkemeye başvurmalıdır. İlgili bu dilekçede değişiklik sebebi belirtilmelidir. Taraf değişikliği sebepleri davanın açılmasından sonra meydana gelirler. Ölüm, iflas veya diğer olaylar ya da davanın başlamasından sonra davada taraf olmasında menfaati olan herhangi birinin ortaya çıkması taraf değişikliği sebepleridir (HMUT Emir 12 Nizam 4). Mahkeme bu talebi değerlendirecek ve taraf değişikliği talebini ya kabul edecek ya da reddedecektir. Mahkeme bu talebi kabul ederse taraf değişikliği konusunda gerekli emri verecektir. Taraf değişikliği talebinin kabulü halinde, mahkeme kural olarak davaya dahil edilen kişi ya da kişilere ve davanın halihazırdaki taraflarına veya avukatlarına davada taraf değişikliği talebinin kabulü sonucu davada taraf değişikliği hakkındaki emir tebliğ edilecektir (HMUT Emir 12 Nizam 5).

Dava açıldıktan sonra gerçekleşen olaylar sebebiyle kanuni taraf değişikliğinin gündeme gelmesi halinde bu değişikliğin yapılması için karşı tarafın veya davaya dahil edilecek kişinin iznine gerek yoktur, ancak her halûkarda yargıç tarafından mutlaka değişikliğe izin verilmesi gerekecektir (HMUT Emir 12 Nizam 1)16 .

Dava açıldıktan sonra taraflardan birisinin iflas etmesi halinde yargıç dilerse davaya olduğu hali ile devam edebilir (HMUT Emir 12 Nizam 1). Eğer yargıç dava ile ilgili tüm sorunların tam olarak çözümlenmesi için gerekli görürse ilgili tarafın eğer varsa şahsi temsilcisinin, mütevellisinin veya menfaatlerini tevarüs eden halefinin davada taraf yapılmasına emir verebilir (HMUT Emir 12 Nizam 2)17 .

III. İradi Taraf Değişikliği

Kuzey Kıbrıs hukukunda şekli taraf teorisi benimsenmiş olup18 , kişiler dava celpnamelerinde gösterilmeleri halinde davada taraf konumunu elde etmektedirler. Ancak bu kişiler davanın gerçek tarafı değilse yargıç gerekli kararı verip, davayı esastan reddedecektir. Bazı hallerde dava açılırken yapılan hukuki veya fiili bazı yanılgılar sebebiyle davanın tarafları yanlış veya eksik gösterilebilmektedir. Yeni bir dava açmak ve ilk davada yapılan tüm işlemlerin tekrar yapılması yargılamanın uzamasında gereksiz zaman emek ve masraf kaybına sebep olacağı gibi, çelişkili kararların ortaya çıkması riskini de artıracaktır19 . İşte bu gibi hallerde davada taraf değişikliği yapılarak bu riskler bertaraf edilebilecektir.

İradi taraf değişikliği, menfaati olan yeni kişilerin ortaya çıktığı iddiası ile veya tarafların yanlış gösterilmiş olması nedeniyle mahkemeden talep edilebilecektir. Mahkemenin vereceği emir ile birlikte taraf değişikliği sonuç doğuracaktır (HMUT Emir 12 Nizam 4; HMUT Emir 9 Nizam 2)20 .