Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Israrlı Takip Suçu (TCK m. 123/A)

Stalking

Murat BALCI, Kerim ÇAKIR

Israrlı takip suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Özel Hükümler kitabının “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının “Hürriyete Karşı Suçlar” başlıklı yedinci bölümünde 123/A maddesinde düzenlenmiştir. Çalışmada, öncelikle bahse konu suçun koruduğu hukuki değer izah edilecek ve sonrasında karşılaştırmalı hukuktaki düzenlemeler de dikkate alınarak, fiziken ısrarlı takibin ne anlama geldiği; haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle kişi üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da bir kimsenin kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olmanın suça ne şekilde vücut vereceği açıklanacaktır. Ayrıca siber ısrarlı takip ile inceleme konumuz olan suçun mukayesesine de yer verilecektir.

Israrlı Takip, Siber Israrlı Takip, Ciddi Bir Huzursuzluk, Bilişim Sistemleri, Hürriyete Karşı Suçlar.

The crime of stalking is regulated in article 123/A in the seventh chapter titled “Offences Against Liberty” of the second part titled “Offences Against the Person” in volume two titled “Special Provisions” of the Turkish Criminal Code numbered 5237. In this study, first of all, the legal value protected by the crime will be explained and then it will be clarified what physical stalking means and how causing serious uneasiness or concern about one’s or his/her relatives’ safety by using communication tools, information systems or third parties gives rise to this crime by taking into account regulations in comparative law. In addition, it will be settled comparison of stalking with cyberstalking.

Stalking, Cyberstalking, Serious Uneasiness, Information Systems, Offences Against Liberty.

Giriş

Israrlı takip suçu, 12.5.2022 tarihli ve 7406 sayılı Kanun’la1 mevzuata girmiş, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Özel Hükümler kitabının “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının “Hürriyete Karşı Suçlar” başlıklı yedinci bölümüne, 123’üncü maddede düzenlenen “Kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçundan sonra gelmek üzere 123/A maddesi olarak eklenmiştir. Suç tipi, 123’üncü maddede yer alan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuyla başta korunan hukuki değer olmak üzere suçun unsurları yönünden benzerlik göstermektedir. Bu sebeple kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuyla ilgili içtihatların ısrarlı takip suçu bakımından anlamlı görülmesi gerekmektedir.

Ülkemizde “Israrlı takip” suçu (Stalking) 2022 yılında mevzuatımıza girmiş olsa da mukayeseli hukukta fiilin suç olarak tanımlanması, 1980’lerde başlamıştır. Suç teşkil eden fiilin temel özelliği, tekrarlanan mağduriyet içermesidir. Mağdur, fiziken ya da internetin sunduğu tüm gelişmiş gözetim fırsatları kullanılarak, haberleşme ve iletişim araçlarıyla, bilişim sistemleri veya üçüncü kişiler kullanılarak takip edilmektedir. Israrlı takibin kriminolojik, sosyal ve psikolojik etkileri vardır.

Maddede; “(1) Israrlı bir şekilde; fiziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan faile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Suçun; a) Çocuğa ya da ayrılık kararı verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi, b) Mağdurun okulunu, işyerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması, c) Hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi, halinde faile bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

(3) Bu maddede düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır” denilmektedir2 . 5237 sayılı Kanun’a yeni bir madde eklenmek suretiyle, ısrarlı takip olarak nitelendirilen fiiller müstakil bir suç haline getirilmiştir3 .

Israrlı takip suçuna sebebiyet veren davranışların ısrarlı şekilde olması, yani birden fazla kez gerçekleştirilmesi ve mağdurda rahatsızlığa sebep olacak kadar yoğunluk kazanması gerekmektedir4 . Günümüzde sosyal ağların ve bu ağlardaki kullanıcı sayısının giderek artması ısrarlı takip ve taciz eylemlerinde de artışa neden olmuştur. TCK’nın 123/A maddesinde haberleşme ve iletişim araçlarına yapılan vurgu ve ayrıca “bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle” şeklinde siber takip fiillerinin ifade edilmiş olması internetin ve sosyal ağların günümüzdeki önemine işaret eder niteliktedir. Bu durum kanun koyucuyu harekete geçirmiş ve TCK’nın 123’üncü maddesinde yer alan huzur ve sükun bozma suçundan farklı olarak 123/A maddesinde “ısrarlı takip” suçuna yer verilmiştir5 . Madde gerekçesinde; “Teknolojideki hızlı gelişmeler, haberleşme ve iletişim araçları ve bilişim sistemlerinin çok yoğun ve yaygın kullanımı, bireylerin bu araçlar üzerinden bağlantı kurmasını ve birbirini takibini kolaylaştırmıştır. Ne var ki bu araçlar, ısrarlı takip eylemlerinde de sıklıkla kullanılmaktadır. Özellikle bilişim sistemleri alanında üretilen yeni araçlar, faillerin mağdurla iletişime geçme imkân ve yöntemlerini her geçen gün artırmaktadır. Böylece mektup, faks, kısa mesaj veya e-posta gönderme ya da telefon etmenin yanı sıra failler internet üzerinden oluşturulan programlar, uygulamalar ve sosyal mecralar aracılığıyla söz konusu iletişimi kolaylıkla sağlayabilmektedir” denilmek suretiyle suça duyulan ihtiyaç ve teknolojinin suç tipi bakımından taşıdığı önem ortaya konulmuştur. İnternet ortamında mağdur hakkında özellikle de cinsellik ve mahremiyet içeren söylentiler yaymak veya kişisel veri paylaşmak ısrarlı takip sonucunda karşımıza çıkan suç tiplerindendir6 .

Israrlı takip vücut dokunulmazlığına ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar arasında yer almasa da suç teşkil eden fiillerle mağdurun vücut dokunulmazlığı ve cinsel dokunulmazlığı ihlal edilebilmektedir. Ceza Kanunu’nun 123/A maddesi, ısrarlı takip ile daha etkin mücadele etmek ve siber tacize karşı mağdurları daha iyi korumak için getirilmiştir.

Israrlı takiple ilgili ilk düzenleme Rebecca Schaeffer cinayetinin ardından 1990’da California’da yapılmış7 ve California’nın ardından diğer eyaletlerde de stalking mevzuatı hazırlanmaya başlanmıştır. Yapılan düzenlemelerde, stalking’in gelişip mağdurların güvenliği açısından çok daha ciddi bir tehdide dönüşmesinden önce stalker’ların durdurulması gerektiği öngörülüyordu. Ayrıca stalking mevzuatları, mağdurların hayatını olumsuz etkileyecek davranışları bertaraf etme ve bu tür davranışların artarak şiddete dönüşmesini engelleme amacı da taşıyordu8 .

İngiltere’de ise 1997 tarihli “Israrlı Takip ve Tacizden Korunma Yasası9 ” başta olmak üzere İngiliz hukuk sisteminde ısrarlı takibin bir tanımı bulunmamaktadır. Israrlı takip davranışlarının en yaygın halleri istenmeyen temas, sessiz veya başka şekilde rahatsız edici telefon aramaları, mağduru izleme ve takip etme ve istenmeyen hediye ve mektuplar bırakma olarak karşımıza çıkmaktadır10 . Israrlı takip fiillerinin; devamlı olma, mağdurun istemediği davranışlarda bulunma ve mağdurda ters tepkilere yol açma olarak üç esaslı unsuru olduğu görülmektedir11 .

Alman Ceza Kanunu’nun 238’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, bir kişinin yaşam tarzını önemli ölçüde bozabilecek şekilde ısrarla takip etmek suç olarak düzenlenmiştir. Israrlı takibin işleniş şeklinde takibin ne şekilde olduğu ve yoğunluğu “ciddi”den “önemsiz değil”e düşürülmüştür12 . Dolayısıyla hakimin yaptığı değerlendirme ile fiilin, sadece yaşam tarzının önemsiz olmayan bir şekilde bozulmasına yol açmaya uygun olduğunu tespit etmesi, failin cezalandırılması için yeterli olacaktır. Ayrıca maddede “kalıcı” özelliğinin yerini “tekrar tekrar” özelliği almıştır. Hatta yapılan kanun değişikliği ile ilgili gerekçede, “tek haneli bir sayı bile tekrar için yeterli olmalıdır” ifadesine yer verilmiştir. Değişiklikle birlikte bir kişiyi düzenli olarak takip edenler veya tekrar tekrar taciz edenler, önceki düzenlemeye nazaran daha ağır ceza ile cezalandırılacaktır. Değişiklikten önce faillerin, mağdurun hayatını “ciddi şekilde” etkileyen davranışların peşinde “kalıcı” olduklarının kanıtlanması gerekmekteyken Ekim 2021 tarihi itibariyle birilerini “tekrar tekrar” rahatsız etmek ve dolayısıyla hayatları üzerinde “önemsiz olmayan” bir etki bırakmak yeterli görülmüştür13 . Kanun koyucu suçun cezasını da artırmıştır. Daha önce takipten dolayı en fazla üç yıl hapis cezası verilebilirken, şimdi beş yıl hapis cezası öngörülmektedir. Ayrıca, “siber takip” de cezalandırılabilir bir suç olacak ve örneğin bir kişinin sosyal medya hesaplarına veya verilerine erişim sağlanması ve bu mecralarda takip edilmesi cezalandırılacaktır14 .

I. Suçla Korunan Hukuki Değer

Israrlı takip suçunda korunan hukuki değer karma niteliklidir. Bireyin hürriyeti ve özel hayatı korunmaktadır. Aynı zamanda mağdurun ruhsal ve bedensel bütünlüğü, özgürlüğü ve kişisel yaşam alanı da koruma altındadır15 . Madde gerekçesinde de “mağdurun maddi ve manevi kişiliğine veya vücut bütünlüğüne yönelik daha ağır fiiller ortaya çıkmadan önceki aşamada ısrarlı takip fiillerinin orantılı bir yaptırıma bağlanması amaçlanmaktadır. Düzenlemeyle, özellikle kadına yönelik şiddet içeren suçlar işlenmeden önce ısrarlı takip fiilleriyle etkin mücadele edilmesi ve mağdurların korunması hedeflenmektedir” denilmek suretiyle korunan hukuki değerin karma nitelikli olduğu gösterilmiştir.

Israrlı takip suçuyla korunan hukuki değer bakımından önemli olan hususun mağdurun saldırının “geleceğinden” ziyade “gelebileceğinden” korkmasıdır. Araştırmalar ısrarlı takip mağdurlarının yakın bir saldırının spesifik bir korkudan ziyade belirginleşmiş genel bir korku durumu içinde olmalarının oldukça ortak bir özellik olduğunu göstermektedir16 .

Israrlı takip suçuyla birden fazla hukuki değer korunur. Israrlı takip suçunun düzenlenmesinde öncelikli amaç kişinin, başkalarının müdahalesi olmaksızın kişinin hayatı üzerindeki tasarruf hakkına sahip olmasını sağlamak yani hürriyetini korumaktır. Kişinin hareketlerinde ve kararlarında özgür olması ve vücut bütünlüğünün korunması bu kapsamda değerlendirilebilecektir17 .

Alman öğretisinde, ısrarlı takibin suç olarak düzenlenmesiyle korunan hukuki değerler mevcut olsa da bu davranışların suç tipi olarak düzenlenmesinin belirlilik ilkesine uygun şekilde yapılıp yapılamayacağı konusuna şüpheyle bakılmaktadır. Ayrıca hürriyete karşı suçlar ve vücut dokunulmazlığına karşı suçların mevcudiyeti, ısrarlı takibin münhasıran düzenlenmesinin bir ihtiyaç olup olmadığı sorusunu ortaya çıkarmaktadır18 .

Bazı ısrarlı takip olayları geniş bir zaman dilimine, bazen yıllara, yayılabilmekte ve mağdurun fiziksel ve zihinsel sağlığında ciddi zararlara yol açmaktadır. Israrlı takibin suç teşkil etmesi mağdurun psikolojisine ayrılamaz bir biçimde bağlıdır. Mağdurlar; ısrarlı takip olaylarına bir taraftan hoşlarına gitme veya kayıtsız kalma, diğer bir taraftan ağır psikolojik zarar görme gibi çok farklı şekillerde tepki vermektedir. Israrlı takibe gösterilen tepkilerin de aynı ısrarlı takibin kendisi gibi çeşitli ve tahmin edilemez olduğu ortadadır19 .

Israrlı takip suçunun mağdurlarında karakteristik olan, diğer kişilere duyulan güvenin azalması, böylece de kaçınılmaz biçimde artan sosyal izolasyon hissidir. Bütün ısrarlı takip olayları dramatik ve ciddi sonuçlara neden olmasa da araştırmalar göstermektedir ki ısrarlı takip mağdurlarının önemli bir kısmı psikolojik, sosyal ve/veya mesleki çalışmalarında olumsuz sonuçlarla karşılaşabilmektedir. Israrlı takip sonucundaki yıkımın sınırının olmadığı da aşikardır. Mağdurun hayatında; ilişkiler, kariyer, fiziksel ve zihinsel sağlık, öz saygı hissinde onarılamaz zararlar görülebilmektedir. Israrlı takibin uç etkisi bir ısrarlı takip mağdurunca şöyle özetlenmiştir: “O her yerde. Hayatımın mahvedilmeyen hiçbir parçası kalmadı.20 Buna karşın, bütün ısrarlı takip olaylarının mağdurların hayatında bu kadar yıkıcı sonuçlar doğurmadığını tekrarlamakta yarar vardır.

Israrlı takip suçunun düzenlenmesinde TCK’nın son çare olma özelliğinin dikkate alındığını düşünmekteyiz21 . Suçun düzenleniş biçiminde özellikle gelişen teknoloji ile iletişim, haberleşme ve bilişim sisteminden bahsedilmesi bu durumu teyit etmektedir22 .

II. Suçun Unsurları

Suçun oluşabilmesi için, mağduru ısrarlı bir şekilde fiziken takip etmek veya yine ısrarlı bir şekilde haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle mağdurda ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olunması gerekmektedir23 .

Suçun oluşması için, maddede belirtilen seçimlik hareketler ısrarlı bir şekilde gerçekleştirilmelidir24 . Israr, bir düşüncede veya davranışta ayak direme, üsteleme anlamına gelen bir sözcük olup, maddede belirtilen hareketlerin tekrarlanarak yapılmasını ifade etmektedir. Israr, fiilin haksızlık içeriği bakımından cezayı gerekli kılacak boyuta erişmesini ifade eden bir ölçüttür25 . Haksızlık teşkil eden fiilin makul sayılabilecek ölçülerde gerçekleştirilmesi halinde bu suç oluşmayacaktır. Israrın varlığı bakımından mutlaka aynı hareketin müteaddit defalar tekrarlanması şart değildir. Fail maddede belirtilen seçimlik hareketlerden birini ısrarla tekrarlayabileceği gibi farklı seçimlik hareketleri farklı yer ve zamanlarda tekrarlamak suretiyle de ısrar iradesini gösterebilir26 . Hâkim, ısrar unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediğini somut olayın şartları çerçevesinde tespit edecektir27 . Ayrıca bu suçun oluşabilmesi için ısrarlı takip fiilinin mağdurun üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olması gerekir. Bu durum somut olayda hâkim tarafından belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken ısrarlı fiilin, nicelik ve nitelik itibarıyla mağdur üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşturmasına ya da kendisi veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına elverişli olup olmadığına bakılacaktır28 .

Fiziki takip bakımından bedensel bir temasa gerek yoktur. Fiziki takibin mutlaka mağdurun peşinden gitmek şeklinde gerçekleşmesi de şart değildir. Bunun yanı sıra, failin farklı zaman ve mekanlarda mağdurun karşısına çıkması, onun bulunduğu ortamlarda yanına yaklaşması ve böylece kendisini sürekli olarak mağdura görünür kılmaya çalışması halinde de takip olgusu gerçekleşecektir. Bu kapsamda iş yeri, okul, çarşı, pazar ve benzeri yerlerde sıklıkla mağdurun karşısına çıkılması veya takip edildiğinin hissettirilmesi ya da konutunun önünde, sokağının girişinde beklenmesi gibi fiillerin ölçüsüz biçimde tekrarlanması, fiziki takip olarak kabul edilebilecektir. Israrlı takip, çok hareketli bir suç tipidir29 . Özünde failin mağdurla temas kurmaya çalışmasını barındıran pek çok eylem ısrarlı takip suçu kapsamında mütalaa edilebilir. Hayranlık, arkadaşlık kurma isteği veya öç alma gibi faili bu davranışa iten çeşitli sebepler mağdur üzerinde temelde tedirginlik ve endişe yaratır, mağdurun hareketlerini kısıtlamasına, sosyal hayatını sınırlandırmasına, okulunu veya işyerini değiştirmesine sebep olabilir30 .

Bu tür değerlendirmeleri somut olayın şartlarını dikkate alarak yapmak gerekir. Tek bir davranışın müteaddit bir biçimde yapılması da somut olayda ısrarlı takip suçunu oluşturabilir. Flört girişimi adı altında mağdura birçok kez aşk mektubu gönderilmesi bu duruma örnek teşkil eder31 . Madde gerekçesinde de “failin mağdurla temas kurma veya kendisini hissettirme çabası, duygusal nedenlerden kaynaklanabileceği gibi, yine duygusal nedenlere bağlı olarak mağduru korkutmak ya da baskı altına almak amacıyla da gerçekleşebilecektir” denilmek suretiyle bu hususa işaret edilmiştir.