Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Gizliliğin İhlali Suçlarının Basın ve Yayın Yoluyla İşlenmesi (TCK m.285 Soruşturma Evresi Bakımından)

Committing the Crimes of Breach of Confidentiality through the Press (Art. 285 TCC in Terms of Investigation Phase)

Yağmur TEMİZ GÜL

Türk Ceza Kanunu (TCK) m.285’te “Gizliliğin İhlali” başlığında düzenlenen suçlar, soruşturma ve kovuşturma evresi bakımından ceza yargılaması sürecinin sağlıklı ilerleyebilmesi ayrıca şüpheli ya da sanığın bu süreçte suçluluğu yargı kararıyla kesinleşinceye kadar suçlu sayılmama ve lekelenmeme hakkının korunabilmesi için kanunda yer alan suçlardır. Maddenin 02.07.2012 tarih ve 6352 Sayılı Kanun’la değiştirilmesiyle birlikte suçun cezasını artıran bir nitelikli hal olan suçun “basın ve yayın yoluyla işlenmesi” madde metninden çıkarılmıştır. Bu değişikliğe rağmen suçun işlenmesi için en elverişli araçların başında basın ve yayın gelmektedir. Bu nedenle çalışmamızda, suçun basın ve yayın yoluyla işlenmesi soruşturma evresiyle sınırlı olarak ele alınmıştır. Medyada artan suç haberlerinin ve programlarının, gizliliği ihlal suçlarıyla ilişkisi çalışmamızda detaylı olarak incelenmiştir.

TCK m.285, Soruşturmanın Gizliliği, Basın ve Yayın.

The crimes regulated under the title of “Breach of Confidentiality” in Article 285 of the Turkish Criminal Law are the crimes included in the law in order to ensure that the criminal trial process can proceed correctly in terms of the investigation and prosecution phase and to protect the right of the suspect or the accused not to be considered guilty and not to be tainted until the criminality of the suspect or accused is finalized by a judicial decision in this process. With the amendment of the article with the Law No. 6352 dated 02.07.2012, “committing the crime through the press”, which is a qualifying condition that increases the penalty of the crime, has been removed from the text of the article. Despite this change, the most convenient tools for committing crimes are the press. Therefore, in this study, committing the crime through press and broadcasting has been dealt with as limited to the investigation. The relationship between increasing crime news and programs in the media and crimes related to breach of confidentiality has been examined in detail in our study.

Art. 285 TCC, Confidentiality of the Investigation, Publishing.

Giriş

Suç, her dönem toplumun ilgisini çeken bu nedenle edebiyata, sinemaya, tiyatroya hatta neredeyse sanatın her alanına uzanabilen ve bu eserlerin temel konusunu oluşturabilen bir olgudur. Toplumun merakının yoğunlaştığı bu alana medya da duyarsız kalmamış ve içeriklerinin büyük bir bölümünü suça ayırmıştır. Bu durum yeni olmamakla birlikte ülkemizde son yıllarda suç dosyaları haber konusu olmanın ötesinde özellikle görsel medyanın içerik üretme vasıtası haline gelmiştir.

Bu yoğun ilginin, ceza yargılaması sürecine zarar verme tehlikesi ise göz ardı edilemeyecek kadar önemlidir. Elbette her suç, toplumu yakından ilgilendirmekte ve toplumun suçla ilgili bilgi sahibi olması gerekmektedir. Buna karşın maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için ceza yargılaması sürecinin sağlıklı yürütülmesi gerekmekte aksi durumlar ise tüm adalet mekanizmasına zarar vermektedir.

TCK, ceza yargılamasının yürütülmesine zarar veren belli hukuka aykırı davranışları suç olarak tanımlamıştır. Bunlardan biri de TCK m.285’te düzenlenen gizliliğin ihlali suçlarıdır. Gizliliğin ihlali hem soruşturma hem de kovuşturma evresi için söz konusu olabilecektir. Çalışmamız bu kapsamda bazı suçlara yer veren “Gizliliğin İhlali” başlıklı TCK m.285’i soruşturma evresi bakımından incelemeyi amaçlamakta; 02.07.2012 Tarih ve 6352 Sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun1 ”la büyük ölçüde değişikliğe uğrayan TCK m.285’i, kanun değişikliğinden sonra ortaya çıkan güncel tartışmalara ve yargı kararlarına yer vererek medya suç ilişkisi ekseninde tartışmayı hedeflemektedir.

I. Genel Hatlarıyla Gizliliğin İhlali Suçları

TCK m.285, “Adliyeye Karşı Suçlar” başlığında yer alır ve bu başlık ceza hukuku tarihinde daha yeni sayılabilecek bir bölümdür. Bu başlıkta düzenlenen suçların bazıları iftira, yalan yere yemin gibi Roma hukukundan beri varlığı süregelen suçlar olmakla birlikte adliyeye karşı suçlar başlığında yer almaları daha yakın bir tarihte gerçekleşmiştir. Devletin yargılama erkinin bir bölümü “adli” niteliktedir. Bu nedenle devletin adil yargılama yapmasını engelleyen, geciktiren bu sürece zarar veren hukuka aykırılıklar suç olarak tanımlanmıştır2 . Adliyeye karşı suçların genel olarak hukuki konusunu, adli faaliyetin kanunlara uygun olarak yürütülmesinin oluşturduğu söylenebilir3 .

Gizliliğin ihlâli suçları, TCK’nın İkinci Kitabı, “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı Dördüncü Kısım, “Adliyeye Karşı Suçlar” başlığıyla ikinci bölümünde 285’inci maddesinde4 yer almaktadır:

(1) Soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Bu suçun oluşabilmesi için;

a) Soruşturma evresinde yapılan işlemin içeriğinin açıklanması suretiyle, suçlu sayılmama karinesinden yararlanma hakkının veya haberleşmenin gizliliğinin ya da özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi,

b) Soruşturma evresinde yapılan işlemin içeriğine ilişkin olarak yapılan açıklamanın maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engellemeye elverişli olması, gerekir.

(2) Soruşturma evresinde alınan ve soruşturmanın tarafı olan kişilere karşı gizli tutulması gereken kararların ve bunların gereği olarak yapılan işlemlerin gizliliğini ihlal eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.

(3) Kanuna göre kapalı yapılması gereken veya kapalı yapılmasına karar verilen duruşmadaki açıklama veya görüntülerin gizliliğini alenen ihlal eden kişi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır. Ancak, bu suçun oluşması için, tanığın korunmasına ilişkin olarak alınan gizlilik kararına aykırılık açısından aleniyetin gerçekleşmesi aranmaz.

(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların kamu görevlisi tarafından görevinin sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlenmesi halinde, ceza yarısına kadar artırılır.

(5) Soruşturma ve kovuşturma evresinde kişilerin suçlu olarak algılanmalarına yol açacak şekilde görüntülerinin yayınlanması halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(6) Soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin haber verme sınırları aşılmaksızın haber konusu yapılması suç oluşturmaz.5