Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Akıllı Sözleşmelerin Kurulması ve Hukuki Niteliği

Establishment and Legal Nature of Smart Contracts

Atakan Adem SELANİK

Devletlerin, merkeziyetçi kontrolünde tuttuğu sistemlerine bağlı kalmaksızın çalışan ayrık mekanizmaların ortaya çıkarılması amacıyla yapılan çalışmalar, teknolojik gelişmelere de paralel olarak blokzincir olarak adlandırılan ağların yaygınlaşmasını sağlamıştır. Günümüzde, kişiler arası değiş tokuşlar ile bu işlemlere konu varlıklar, dijital formlarda karşımıza çıkmaktadır. Bugün için herhangi bir malın ve hatta fikrin dijital hale getirilerek saklanması veya satıma konu edilmesi mümkündür. Bilgisayar oyunları ile hayatımıza giren ve şimdilerde adını sıkça duyduğumuz metaverse olarak da adlandırılan dijital dünyalarda edinilen varlıkların, gerçek dünyadaki emsalleri ile yarışacağını tahmin etmek zor değildir. Anılan yapılar üzerinde kurulabilecek organizasyonların sınırı ancak hayal gücümüzle ölçülebilir. Bu uçsuz bucaksız alanda tarafların birbirleri ile sağlıklı olarak hukuki işlem tesis etmesinin akıllı sözleşmelerle mümkün olabileceğini söyleyebiliriz. Zira akıllı sözleşmeler, kodlama yöntemi üzerine kurgulanmış olup bu alanda teknolojinin ilerlediği ölçüde sınırsız gelişim alanına sahiptir. Akıllı sözleşmelerin daha da yaygınlaşması, bu alanda ortaya çıkabilecek hukuki tartışmaları da beraberinde getirmektedir. Sözleşmelerin kurulması ve hukuki niteliği birlikte alınması gereken konulardır. Bu kapsamda akıllı sözleşmelerin kurulmasına ilişkin tartışmalı hususlara ve çözüm önerilerine çalışmamız içerisinde yer verilmiştir.

Sözleşme Hukuku, Blokzincir, Akıllı Sözleşmeler, On-chain, Off-chain.

The studies carried out to reveal the discrete mechanisms that work independently of the systems that the states keep under their central control, have led to the spread of networks called blockchain in parallel with the technological developments. Today, interpersonal exchanges and assets subject to these transactions appear in digital forms. At present, it is possible for any good or even idea to be digitized and stored or sold. It is not difficult to predict that the assets acquired in the digital worlds, also known as the metaverse, which entered our lives with computer games and are now frequently heard, will compete with their real-world counterparts. The limits of organizations that can be built on the aforementioned structures can only be measured with our imagination. We can say that it is possible for the parties to establish legal transactions with each other in this vast field with smart contracts, because smart contracts are built on the coding method and have an unlimited development area as technology advances in this field. The increasing prevalence of smart contracts also brings along legal debates that may arise in this area. The establishment of contracts and their legal nature are issues that should be considered together. In this context, controversial issues and solution proposals regarding the establishment of smart contracts are included in our study.

Contract Law, Blockchain, Smart Contracts, On-chain, Off-chain.

Giriş

Sözleşme yapmak isteyen taraflar, aralarında anlaşarak birbirlerine karşı sözlü olarak vaatte bulunabilir bunun yanında mutabık kaldığı şartların ispatını mümkün kılabilmek için bu şartları aralarında kararlaştırdıkları dilde yazılı hale getirebilir. Teknolojinin ilerlemesi ile güvenli bir ağ içerisinde sözleşmeye ilişkin verilerin kayda alınabilmesi, farklı senaryolar karşısında otomatik kodlarla sözleşme hükümlerinin oluşturulabilmesi ve ifanın belirli şartlarda otomatik olarak yerine getirilmesi gibi kolaylıklar yaşadığımız çağın hızlı ve doğru işlem ihtiyacına çare olarak görülmektedir. Tedarik zincirleri, finans sektörü, dijital kimlik gibi alanlarda olduğu gibi akıllı sözleşmelere ilişkin kullanımın yaygınlaşması söz konusu teknolojiye olan yatırımları artırabilir henüz akla gelmemiş farklı sistemlerin yaratılmasını da sağlayabilir. Güvenli olarak sunulan elektronik ortamların, hazır olmayanlar arasında sağladığı ağlar ile hukuki işlem sınırları genişlemekte ve maliyetler azalmaktadır. Sözleşme, hukuki anlamda değerlendirilmesi gereken bir kavram olduğundan akıllı sözleşmelerin de bu kapsamda ele alınması yapılacak hukuki düzenlemelere ışık tutması açısından önemlidir.

Sözleşmeler, özel hukuk alanında oldukça sık kullanılmakta olup Türk Borçlar Kanunu kapsamında haksız fiil ile birlikte borç doğmasına sebep olan en temel kaynaklardan birisidir. Taraflar, birbirleri arasındaki hukuki ilişkiyi karşılıklı verilen sözlerle belirli kurallara bağlamaktadır. Örneğin sözleşme konusu, mal satımı ise taraf bilgileri, malın özellikleri, malın kime ait olduğu, malın ne zaman ve nerede teslim edileceği, ödemenin ne zaman ve hangi yöntemle yapılacağı, ifanın hangi sıra ile ilerleyeceği, uyuşmazlık halinde uygulanacak çözüm yöntemleri, yetkili kişilerce imzalanmış olması, üzerinde uzlaşı sağlanması gereken en temel konulardır. Bu hususlar üzerinde anlaşmaya çalışmak sözleşme görüşmelerini uzatmakta, tarafların yüz yüze gelme gereksinimi, uzaktan yapılan sözleşmelerin taraflara gönderilmesi daha maliyetli uzun süren süreçlerin yaşanmasına sebebiyet vermektedir.

Akıllı sözleşmeler, 1990’lı yıllarda hayatımıza girmiş olup blokzincir teknolojisi ile daha da gelişmiş, tarafların anlaşmalarını otomatik hale getirmenin sınırlarını zorlamaktadır. Hızla gelişen teknoloji ile akıllı sözleşmelerin kullanım alanının daha da genişleyeceğini söylemek mümkündür. Bu sebeple akıllı sözleşmelerin ne anlama geldiği, taraflara getirdiği avantajları ile hukuki boyutunun tartışılması gerekmektedir. Bu çalışma ile bilgisayar kodu kullanılarak yazılan akıllı sözleşmelere ilişkin olarak sözleşmenin hukuki niteliği ve kurulmasına ilişkin hususlara değineceğiz.

I. Akıllı Sözleşme Kavramı

Teknolojik gelişmeler ile dijitalleşmenin insan hayatına müdahalesi, kişisel veri ve fikri hak ihlallerinin yanı sıra borç ilişkilerinin temelini oluşturan özel hukuk alanlarına da etki etmektedir. Bu etkileşimin sebep olabileceği uyuşmazlıklar, hukuk kurallarının düzenlemesi ve yorumlanması ihtiyacını doğurmaktadır1 .

Sözleşme hukuku açısından Türk hukuk sistemini de içerisine alan kıta Avrupa hukuk sistemi, Roma hukukundan bugüne değin, gelişen teknolojik yapı ile birlikte ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar özelinde, sözleşme kavramının içerisine farklı öğeler filizlense de temelde sözleşme hukukuna has ana unsurlar varlığını korumuştur. Sözleşmenin elektronik araçlarla kurulmasının yanı sıra otonom ilerleyen farklı mekanizmalar içerisinde sözleşme yazılımı üzerine bir takım teknolojik gelişmelerin süregeldiği aşikardır. Esasen, sözleşmenin konusu olarak bildiğimiz anlamda mal ve hizmetlerin yerini alacağı öngörülen dijital varlıkların artması ile akıllı sözleşmelere olan ilginin daha da artacağını söyleyebiliriz. Fikri hakların gelişimi ile elle tutulur olmayan dijital varlıkların, elektronik ortamlarda alışverişinin sağlanması üzerine kurgulanan yapıların artması yeni düzenekler kurulması kaçınılmazdır. Yapay zekâ robotlar ve interneti olan otonom cihazların oluşturduğu ağ içerisinde mal ve hizmetin güvenli dolaşımı, yine yazılım dili ile oluşturulan sözleşmelerin teknolojik altyapıya sahip sistemler üzerinden kurulması ihtiyacını doğurmaktadır.

Geleneksel olarak sözleşmeler, özel hukuk alanında tarafları borçlandıran yapılardır. Dijitalleşme ile dijital içerikler sözleşmenin konusunu oluşturmakla birlikte doğrudan dijital teknoloji ile kurulan sözleşmelerin de varlığı söz konusudur. Sözleşme taraflarının seçimi, içeriğinin belirlenmesi, sözleşmenin hazırlanması ve yorumlanması gibi aşamalar dijital platformlar aracılığıyla ele alınmaktadır. Teknolojik gelişmeler sayesinde yapay zekâ algoritmaları, veri işleme teknikleri, sözleşmenin tarafının belirlenmesini etkilemektedir. Akıllı yazılımların oluşturduğu dijital platformlar ile sözleşmenin tarafı, ifa yeri, satışa konu malın türü ve miktarına göre sözleşme hükümleri belirlenebilmekte; irade beyanlarının dijital platform üzerinde karşılıklı alışverişi sağlanarak, sözleşmenin tamamlanmasına kadar olan aşamalar kayıt altında tutulmaktadır. Sözleşmeye konu edimin ifasının ne zaman ve hangi sırayla başlayacağı da yine dijital platform tarafından belirlenebilmektedir2 .

Sözleşmenin koda dayalı program üzerinden otomatik olarak kurulabilmesine ilişkin çalışmalar 90’lı yıllarda başlamış olup3 bugünlerde adını daha sık duyduğumuz blokzincir teknolojisi, tarafların kimlik ve yaptıkları işlemleri doğrulanmasına ilişkin güvenilir ortam sağlamaktadır. Bu husus akıllı sözleşmelerin yaygınlaşmasını tetikleyecek en önemli etkenlerdendir4 .

Blokzincir kavramı, kullanılan teknolojinin, yazılımın ve platformun adı olarak karşımıza çıkar. Sürekli olarak yenisi eklenen işlemlerin farklı bilgisayar ve ağlarda dağıtık olarak kaydedilmesi, merkezi olmayan bir yapı ortaya çıkarmıştır5 . Bu yapıda dijital varlıklarla ilgili işlem hareketleri, işlemin tarafı, kaynağı, içeriği ve zamanına ilişkin bilgilerin sicil kaydı, kronolojik olarak tutulmaktadır6 . Blokzincir yapıda herkes, hesap açabilir; açılan hesapta maddi veya gayri maddi herhangi bir varlık, kodlanarak dijital hale getirilebilir. Oluşturulmuş dijital varlık üzerinde hesap sahibi sadece kendisi adına tanımlanmış kimlik aracılığı ile tasarrufi işlem yapabilir. Halka açık blokzincir yapılarda, blokzincirin kodu, bloğun yapısı, blokta saklanan veriler değiştirilemediğinden yapılan işlemler güvence altındadır7 . Blokzincir ile birbirlerini tanımayan kişiler, aracı kişi veya kuruma ihtiyaç duymaksızın kendi aralarında dijital veri transferi yapabilir. Dijital hale getirilen her varlık tasarrufa konu olabilmekte, yapılan işlemler dijital ortamda değiştirilemez olarak kayıt altında tutulmaktadır8 . Blokzincir yapılar özel veya halka açık olarak sistem kurucusu tarafından belirlenir. Özel blokzincirlerde, sisteme kayıt ve işlemler belirli kişi veya kişiler tarafından onay sürecine tabi tutulmakta, bu sayede katılımcılar sınırlandırılabilmektedir. Bitcoin ve Ethereum gibi yaygın olarak kullanılan blokzincirler ise halka açıktır. Sisteme herkes giriş sağlayabilir. Katılımın sağlanması herhangi bir onay mekanizmasına bağlı tutularak sınırlandırılmamıştır. Kullanıcılar kriptografik anahtarların muhafaza edildiği dijital cüzdan olarak anılan alana sahiptir. Bu alanda dijital değerler saklanabilir, gönderilebilir veya bir başka kullanıcı tarafından gönderilen dijital değer kabul edilerek kazanılabilir9 . Bitcoin, aracı finans kurumuna ihtiyaç duyulmaksızın ödeme yapılmasına olanak sağlayan, mal ve hizmet alımında kullanılabildiğinden sanal para kategorisinde sayılan kriptografi ile güvence altına alınmış bir sistemdir. Herhangi bir devlet tarafından tedavüle konulmamasına rağmen10 kullanılmakta ve rağbet görmektedir. Uzun süredir hayatımızda olan bu kavram blokzincir kavramının kendisi olarak sanılsa da blokzincir teknolojisinin ne kadar yaygın olarak kullanılabileceğini gözler önüne sermektedir11 .

Ethereum da Bitcoin gibi dijital para değiş tokuşu için kullanılan sistemdir. Dijital bir varlık olan sanal paraya ilişkin bilgiler merkezi olmayan bir ağda depolanmaktadır. Ethereum, akıllı sözleşmeler için ayrı bir kullanıcı hesabı oluşturulmasına olanak sağlanmış, akıllı sözleşmeye ilişkin işlemler rutin işlemlerin yapıldığı hesaptan ayrılmıştır. Bu hesap aracılığı ile kurulan akıllı sözleşmeler, sisteme özel olarak hazırlanmış bir programlama dili ile kodlanmaktadır. Bu özelliklerin akıllı sözleşmeler açısından Bitcoin’e kıyasla daha hızlı ve kullanıcı dostu bir imkân sağladığı görülmektedir12 .

Akıllı sözleşmeler, önceden belirlenen sözleşme koşullarının otomatik olarak ifasını sağlayan bilgisayar kodları ile oluşturulmaktadır13 . İşlemlerin, üçüncü kişinin müdahalesine gerek olmaksızın otomatik olarak uygulanması amaçlanmaktadır14 . Akıllı sözleşme ile sözleşmenin oluşması, uygulanması ve denetlenmesi kendiliğinden gerçekleşmektedir15 . Yazılım diliyle üretilmekte; geleneksel anlamda yazı yerine bilgisayar dili dediğimiz kodlar kullanılmaktadır. Akıllı sözleşmeler için blokzincir teknolojisi şart olmayıp güvenlik ve kolaylık açısından fayda sağlar. Blokzincir üzerinden başlatılan akıllı sözleşme blokzincire kaydedilmiş olur. Konuyu sözleşme hukuku içerisinde değerlendirdiğimizde, sistemi başlatan tarafın iradesinin sözleşme ile bağlanmaya yönelik olup olmadığı önem kazanmaktadır. Zira sözleşmelerin kurulması, karşılıklı irade beyanının uyumu ve bağlanma iradesinin varlığına ihtiyaç duyar16 .

Akıllı sözleşme, merkezi olmayan, kriptografik olarak güvenliği sağlanmış ortamlarda oluşturulan, tarafların borçlarını düzenlemenin yanında üçüncü kişilerin aracılık etmesine ihtiyaç duyulmadan, belirli şartların gerçekleşmesi halinde, sözleşme edimlerinin icra edilebilir hale gelmesi ile ifanın otomatik olarak yerine getirilmesini sağlayan, bilgisayar kodu/dili ile oluşturulmuş teknolojik düzenek, bilgisayar programı veya protokolü olarak ifade edilebilir17 . İtalyan hukukunda yasal düzenlemelere yer verilmiş18 olmasına rağmen AB’de birlik düzeyinde çalışma yapılmamıştır. Avrupa Komisyonu nezdinde birtakım tavsiye niteliği taşıyan çalışmalar mevcuttur19 . ABD’de ise bazı eyaletlerce birtakım düzenlemelere yer verilmiştir. Bu düzenlemelerde akıllı sözleşme ile hem yazılı hem de imzaya ilişkin şekil şartlarının yerine getirebileceği ifade edilmiştir20 .

II. Özellikleri

Akıllı sözleşmelere ilişkin ağda yapılan her işlemin kayıt altına alınması, her aşamanın takip edilebilmesi yönünde avantaj sağlar. Ağda olan diğer kullanıcılar, işlemin taraflarını öğrenemedikleri gibi verilerin şifrelenerek kaydedilmiş olması sebebiyle işlemin içeriğinin tamamen anlaşılması engellenmiştir21 . Alım satıma konu bir işlemde, alıcı ve satıcı, birbirlerinin kişisel verileri hakkında bilgi edinemez. Tarafların birbirleri hakkında bilgi edinememesi, kişisel veya finansal verilerin saklı tutulmuş olması avantaj olarak gözükse de hukuksal açıdan belirsizlik yaratan durumlara sebebiyet verebilmektedir; şöyle ki taraflar arasında uyuşmazlık çıktığında, işlem taraflarının ehliyetinin olup olmadığı, hangi mahkemenin yetkili kılınacağı hususlarında belirsizlik yaşanmasına sebep olur.22 . Kişisel verilerin dijitalleşmesi sonucu bu verilerin yayılabilmesi ihtimali de ortaya çıkar. Her yazılım aynı seviyede koruma sağlayacak derecede tasarlanmamış olabilir. Sistemlere yapılacak dış saldırılar karşısında verilerin ele geçirilmesi ve paylaşılması sorunu da ortaya çıkması da ihtimal dahilindedir23 .

Blokzincir sistem üzerinde kaydedilen verilerin doğruluğu onaylanıp kaydedildikten sonra sözleşmenin tarafları veya mahkeme ve benzeri üçüncü bir kişi tarafından değiştirilmesi veya iptal edilmesi teknik olarak oldukça güçtür. Bunun sağlanması için tüm ağdaki diğer kullanıcıların büyük çoğunluğu tarafından onaylanması ve mutabık kalınması gibi zor bir ihtimal söz konusudur. Bir kullanıcının diğer bir kullanıcıya gönderdiği dijital varlık, diğer kullanıcı tarafından yeniden işlem tesis edilerek iade edilmedikçe geri alınamaz. İşlemin geri alınması veya iptali için bazı kodlar kullanılarak, belirli şartların gerçekleşmesi veya gerçekleşmemesi halinde akıllı sözleşmenin pasif hale getirilmesi, kendiliğinden değişmesi veya bağlantının kesilmesi gibi kayıtlar uygulanması suretiyle bazı önlemler alınması mümkün olsa da belirsizliklerin fazla olduğu konularda her ihtimali düşünerek akıllı sözleşme icra etmek oldukça masraflı ve zahmetli bir durum yaratır24 .

Geleneksel sözleşmelerde, temerrüde düşme, ayıplı ifa gibi sözleşmeye aykırı durumlar söz konusu olduğunda gerçekleşen zararın tazmini veyahut farklı giderim seçenekleri gündeme gelebilmektedir. Akıllı sözleşmelerde ise ifa, tasarlanan şekilde gerçekleştiğinden sözleşmeye aykırılığın ortaya çıkmasının mümkün olmayacağı ileri sürülebilir25 . Tarafların önceden belirlediği ve kodlanarak yazılıma dönüştürülen sözleşme şartlarının gerçekleşmesi ile sözleşme konusu edimin ifasının otomatik “self-execution” olarak gerçekleşeceğini belirtmiştik. Belirli şartların gerçekleşmesi halinde dijital varlığın, bir kullanıcıdan diğer bir kullanıcı hesabına transfer edilmesine ilişkin yapılacak sözleşmede, dijital varlığı transfer etmeyi taahhüt edenin, taahhüt ettiği miktarda varlığa sahip olup olmadığı, sistem tarafından denetlenebilme imkânına sahiptir. Taahhüt edilen miktarda varlığa sahip olunamaması halinde, sistem akıllı sözleşmeyi başlatmaz. Edimin ifa edilmemesi, kısmen ifa edilmesi veya sözleşmeye aykırı davranarak tazminat ödeme yolunun tercih edilmesi gibi olasılıklardan bahsedemeyiz. Tarafların anlaştığı hususlar geri alınamaz şekilde sistemde kayda alındığından, donanımsal veya yazılımsal bir bozukluk olmadığı sürece ifanın tam anlamıyla yerine getirilmesinden başka bir seçenek bulunmamaktadır26 .

İfa, otomasyonla sağlandığından kişi veya banka, icra dairesi gibi aracı bir kurumun müdahalesine gerek duyulmaz. Dijitalleşmenin getirdiği kolaylık sebebiyle basılı evrak maliyeti de yok denecek kadar azdır. Buna karşılık akıllı sözleşmeler için gerekli olan altyapı, donanım ve yazılım maliyetlerini de azımsayamayız27 . Daha önce de değindiğimiz gibi yargı mercileri, doğrudan sisteme müdahale ederek ifanın yerine getirilmesini sağlayamaz. Buna karşın sözleşmenin hukuka uygunluğu, ifanın gerçek anlamda tam olup olmadığının denetimi mahkemeler tarafından yapılabilir. Sözleşmenin geçerliliği, uyarlanması yönünde kararlar da verebilir. Her ne kadar tarafların anonim olması sebebiyle kime, hangi mahkemede dava açılabileceğinin tespitinde güçlük yaşanacak olsa da taraflar, akıllı sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığı mahkemeye götürmekte özgürdürler. Akıllı sözleşmeler ile yaratılan düzenin, hukuktan üstün olarak görülmesi kabul edilmemektedir. Akıllı sözleşmelerin program kodu olarak görülerek yargısal alanın dışında tutulması, hukuk düzenine aykırı işlemlerin bu yolla yapılması olasılığını artırır. Bu nedenle sözleşme hukukuna ilişkin kurallara tabi tutulması gerektiği savunulmaktadır28 .

Geleneksel yöntemlerle yapılan sözleşmelerde, sözleşme taraflarının birbirlerini tanımaya ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaç, devlet yargısına tabi itibarlı kişilerle sözleşme yapmayı öncelikli tercih sebebi olarak öne çıkartır29 . Akıllı sözleşmelerin herkesin kullanımına açık olan ağlarda icra edilmesi, internet ortamının güvenli sayılmaması, blokzincir sistemini tanımayanlar açısından güvenli görülmeyebilir30 ; ancak blokzincir sistemler, kriptolojik yapısı sayesinde yaşanacak güvenlik problemlerini ortadan kaldırmaktadır. Belirli şartlar gerçekleşmeden sözleşme süreci başlatılamaz. Güvenli sistem sağlamakta, tarafların birbirlerine güven duymasına ihtiyaç duymadan karar vermesi hedeflenmektedir. Bu sebeple sistem “trustless” olarak nitelendirilmektedir31 .

Birbirlerini tanımayan taraflar genellikle işlemlerini aracılar vasıtasıyla gerçekleştirirler. Aracıların dahil olduğu işlerde taraflar verilerini aracılarla paylaşmak zorunda kalır. Diğer yandan ek maliyet olarak aracılık ücreti söz konusu olur. Akıllı sözleşmeler aracısız olarak doğrudan taraflar arasında kurulmaktadır. Sözleşmede belirlenen şartların gerçekleşmiş olması ve bu işlemin sistem tarafından doğrulanması ile ifa kendiliğinden otonom olarak yerine getirilir. Bu sayede işlemlerde hız kazanılmış olur32 .

Geleneksel olarak hazırlanan sözleşmelerde tarafların belirlediği kuralların yanı sıra boşluk halinde devreye giren tamamlayıcı hukuk kuralları da söz konusudur. Diğer yandan sözleşmelerde mutlak, kesin ifadelerin yanında yoruma açık hükümler de kullanılır. Taraflar müzakere edemedikleri hususlarda esneklik sağlayacak muğlak ifadelere yer verir. Bu husus sözleşme hazırlama tekniği açısından eksiklik olarak değil esneklik olarak değerlendirilmektedir. Akıllı sözleşmeler, koda dayalı yöntemlerle hazırlandığından kodlanamayan takdire dayalı, yoruma ihtiyaç duyan belirsiz hususlar ve ifadeler dikkate alınamaz. Örneğin sözleşme vadesi, kesin olarak değil de “uygun süre” gibi muğlak bir kelime ile ifade edilmişse vade şartı program vasıtasıyla kesin olarak saptanamaz. Her ne kadar bazı yöntemlerle uygun sürenin ne kadar olabileceğinin analizi yapılabilecek olsa da bundan kesinlik olarak bahsedemeyiz. Bu nedenle karmaşık sözleşmesel ilişkilerde, akıllı sözleşmelerin tercih edilmeyeceği söylenebilir33 .

Akıllı sözleşmeler, subjektif unsurların tercih edilmediği daha somut verilerin kullanıldığı teknolojiye uyum sağlayabilen alanlarda tercih edilmektedir34 . Akıllı sözleşmeler blokzincir sistemler dışında güvenilir harici kaynaklardan “oracle” aracılığı ile veri almak için de programlanabilir35 .