Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Yükseköğretimde Yabancı Ülkede Edinilen Belgelerin Tanınması: Uluslararası - Ulusal Hukuki Çerçeve ve Uygulama

Recognition of Documents Obtained in a Foreign Country in Higher Education: International - National Legal Framework and Practice

Murat ESMER, Yaprak YEŞİL

Yirminci yüzyılın ikinci yarısında yükseköğretime erişimin kitleselleşmesi ve teknoloji alanında yaşanan gelişmeler, kişilerin vatandaşı oldukları ülke dışında, başka ülkelerde de üniversiteye gitme olanaklarını arttırmıştır. Bu duruma paralel biçimde, yurt dışında yükseköğretim alanında elde edilen belgelerin, diplomaların, derecelerin kişinin kendi ülkesinde veya üçüncü bir ülkede tanınması meselesi uygulamada daha sık biçimde gündeme gelmeye başlamıştır. Bu çalışmada, yükseköğretimde yabancı ülkede edinilen belgelerin tanınması hususu, konuya ilişkin uluslararası - ulusal normatif çerçeve bağlamında betimleyici biçimde ele alınacaktır. Uluslararası boyut kapsamında, kendisinden sonra bölgesel-uluslararası alanda yapılan sözleşmelere/düzenlemelere öncülük ettiği ve Türkiye’nin de taraf olduğu bir sözleşme olduğu için Lizbon Tanıma Sözleşmesi üzerinde durulacak; ulusal düzeyde ise ilgili normatif çerçeve belirtildikten sonra, Türkiye’deki idare mahkemelerinin, yurt dışında yükseköğretim alanında edinilen belgelerin tanınması konusundaki yaklaşımları, bu konunun değerlendirildiği örnek kararlar aracılığıyla somutlaştırılmaya çalışılacaktır. Çalışmanın sonuç kısmında ise Lizbon Tanıma Sözleşmesi’nin kayıt altına aldığı ölçütler özetlendikten sonra, Türkiye’deki idare mahkemelerinin konuyu ilgilendiren kararlarının önemli kısımları, ilgili ölçütler çerçevesinde kısaca değerlendirilecektir.

Eğitim Hakkı, Yükseköğretim, Denklik, Tanıma, Lizbon Tanıma Sözleşmesi.

In the second half of the twentieth century, the massification of access to higher education and the developments in the field of technology have increased the opportunities of going to a university in other countries besides the country of citizenship. In parallel with this situation, the issue of recognition of documents, diplomas and degrees obtained in the field of higher education abroad in one’s own country or in a third country has started to come to the fore more frequently in practice. In this study, the issue of recognition of documents obtained in a foreign country issued by a higher education institution will be discussed descriptively in the context of the international - national normative framework on the subject. Within the scope of the international dimension, the Lisbon Recognition Convention will be emphasized, as it is a convention that Turkey has been a party to and pioneered the regional-international conventions/regulations; at the national level, after specifying the relevant normative framework, the approaches of the administrative courts in Turkey on the subject of the recognition of documents obtained in the field of higher education abroad will be tried to be embodied through sample decisions in which this issue is evaluated. In the conclusion part of the study, after the criteria recorded by the Lisbon Recognition Convention are summarized, important parts of the decisions of the administrative courts in Turkey will be briefly evaluated within the framework of the relevant criteria.

Right to Education, Higher Education, Equivalence, Recognition, Lisbon Recognition Convention.

Giriş

“Eğitim”1 bir ülkenin kalkınmasındaki en önemli etkenlerin başında gelmektedir. Bilhassa hukuk, mühendislik, tıp gibi meslek olarak nitelendirilen alanlarda verilen eğitim özel bir önemi haizdir. Yükseköğretimin niteliği, bir devletin ekonomik-sosyal bakımlardan kalkınmasında/ilerlemesinde ve toplumsal fırsat eşitliğinin sağlanmasında son derece belirleyici bir rol oynamaktadır.2 Kişilerin kendilerini gerçekleştirmeleri, toplumsal iş bölümünün etkin olarak hayata geçirilmesi için de yükseköğretim büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda, yurt dışında bulunan yükseköğretim kurumlarından alınan diplomaların ülkemizdeki eş değerliğinin tespit edilerek denkliğinin verilmesi işlemlerinde, sağlanması gereken denetim mekanizması bakımından da yükseköğretimin niteliği yine üzerinde durulması gereken önemli bir nokta olarak karşımıza çıkmaktadır.3 Nitekim T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılan üniversiteye giriş imtihanlarında bazı sebepler dolayısıyla başarılı olamayan; ancak maddi imkânı mevcut olan öğrenciler, komşu ülkelerde bulunan; lakin Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK) denkliğini tanımadığı kimi yükseköğretim kurumlarına kaydolmakta4 ve yine bu keyfiyet beraberinde denkliğe ilişkin uyuşmazlıklara ve tartışmalara yol açmaktadır.

Bu çerçevede çalışmamızda öncelikle denklik kurumu ve eğitim hakkı ilişkisine dair genel bilgiler verilecektir. Sonrasında, denklik kavramına ilişkin başlıca uluslararası düzenlemeler, temel tanımlarla birlikte ele alınacaktır. Son olarak, denklik mefhumunun iç hukukumuzdaki yerine değinilerek bu kapsamda idari yargıda çözümlenmiş çeşitli hukuki uyuşmazlıklardan örnekler verilerek konu somutlaştırılacaktır.

I. Uluslararası Hukukta Eğitim (Yüksek Öğretim) Hakkı

Bireyin kendini (kişiliğini) geliştirebilmesi ve toplumsal bilginin ve birikimin sonraki nesillere aktarılabilmesi için önemli bir değere - işleve sahip olan eğitim, bu niteliğinden dolayı temel bir hak / insan hakkı olarak kabul edilerek, hem ulusal hem uluslararası alanlarda çeşitli anayasalarda ve çok taraflı insan hakları sözleşmelerinde kayıt altına alınmıştır.5 Uluslararası alanda küresel ve bölgesel uygulama alanına sahip çeşitli insan hakları sözleşmeleri incelendiğinde, yükseköğretimin de eğitim hakkı kapsamında kabul edildiği açıkça görülmektedir.6

Eğitim hakkını kayıt altına alan uluslararası düzenlemeler incelendiğinde, yükseköğretime erişim hakkının, ilköğretim ile kıyaslandığında farklı bir biçimde ele alındığı göze çarpmaktadır.7 Söz konusu düzenlemelerde ilköğretimin zorunlu ve parasız olması öngörülürken, yükseköğretimin ise kişisel yetenekleri/kapasiteleri temelinde herkes için eşit derecede açık-ulaşılabilir olması kayıt altına alınmıştır. Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesinin (BM ESKHS) denetim organı olan Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi’nin, Eğitim Hakkına İlişkin 13 numaralı Genel Yorumunda da belirttiği üzere, taraf devletlerin ilk, orta ve yükseköğretime ilişkin hukuki yükümlülükleri benzer nitelikleri haiz değildir. BM ESKHS m.13’e göre devletler, zorunlu-parasız ilköğretim hakkını hayata geçirme yükümlülüğü altındayken, orta ve yükseköğretim söz konusu olduğunda gerekli adımları atarak Sözleşme ile uyumlu bir ulusal eğitim stratejisi oluşturmakla yükümlüdürler.8

Bu bağlamda eğitim hakkına ve ilgili hak çerçevesinde yükseköğretim düzeyinde alınan eğitim hakkına yer veren çok taraflı uluslararası/bölgesel insan hakları sözleşmelerinin, yükseköğretimde tanıma-denklik verilmesi hususlarına ilişkin açık bir düzenleme içermedikleri ortaya çıkmaktadır. Bu konu, bir sonraki başlık altında özel olarak tanıma-denklik verilmesi hususunu ele alan uluslararası/bölgesel sözleşmeler çerçevesinde -özellikle Avrupa Bölgesinde Yükseköğretimde Alınan Belgelerin Tanınmasına İlişkin Sözleşme- ele alınarak, konuya ilişkin düzenlemeler detaylı biçimde irdeleneceğinden, burada çok fazla detaya girilmemiştir.

II. Uluslararası Boyutuyla Yükseköğretimde Tanıma ve Denklik Verilmesi

Yükseköğretim kurumlarının (üniversitelerin) tarihsel olarak ortaya çıkış süreçleri incelendiğinde, bu kurumların kökenlerinin Orta Çağa kadar uzandığı, siyasal iktidarın merkezileşmesi ve ulus-devletlerin oluşumlarına paralel olarak eğitimin / yükseköğretimin de “ulusal” bir mesele olarak kabul edilmeye başlandığı görülmektedir.10 Söz konusu hususa paralel olarak dünya genelinde yükseköğretimin, yirminci yüzyılın ilk yarısının sonlarına kadar kitlesel bir niteliği haiz olmadığı, sadece sosyo-ekonomik bakımdan üst sınıflara mensup kişilerin yükseköğretim alma şansına/fırsatına sahip oldukları söylenebilir.11

II. Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra yükseköğretimin kitleselleşmesi ve ekonomik, sosyal, kültürel yönlerden artan uluslararasılaşmaya paralel olarak, bireylerin farklı ülkelerde yükseköğretime erişme ve/veya devam etme talepleri de yoğunlaşmaya başlamıştır. Ancak devletlerin eğitime - yükseköğretime ilişkin politikaları ile hukuki düzenlemeleri 1980’li yılların sonuna kadar ağırlıklı biçimde ulusal çerçeve ile sınırlı kalmaya devam etmiştir.12 II. Dünya Savaşı’ndan sonra Birleşik Krallık ve Fransa Hükümetleri’nin önerileri doğrultusunda, uluslararası bir Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün kurulması için Londra’da Kasım 1945 tarihinde bir konferans düzenlenmiştir.13 Konferans sonucunda içlerinde Türkiye’nin de bulunduğu otuz yedi devlet “Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü”nün (UNESCO) kurulmasına karar vermiş; 16 Kasım 1945 tarihinde imzalanan UNESCO Kuruluş Sözleşmesi, yirmi ülkenin onamasının ardından 4 Kasım 1946 tarihinde yürürlüğe girmiştir.14 14 Aralık 1946 tarihinde ise BM Genel Kurulu’nun aldığı karar çerçevesinde UNESCO, Birleşmiş Milletler Örgütü’nün uzman kuruluşu (specialised agency) olarak kabul edilmiştir.15 Temel görev ve yetki alanlarından biri eğitim olan UNESCO, BM uzmanlık kuruluşları içerisinde yükseköğretime ilişkin görevi-yetkiyi haiz tek kuruluş olma özelliğine sahiptir.16

Bölgesel düzeyde ise Avrupa Konseyi, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da yükseköğretim alanında işbirliğinin (cooperation) ve hareketliliğin (mobility) artması için çalışmalar17 yürütmeye başlamıştır.18 Ancak, gerek UNESCO gerek Avrupa Konseyi bünyesinde 1980’li yıllara kadar yükseköğretim alanına ilişkin yapılan çok taraflı sözleşmeler, 1980’li yıllarda dünya genelinde yaşanan gelişmeler karşısında özellikle bir ülkede belli bir dönem yapılan çalışmaların, alınan derecelerin ya da diplomaların başka bir ülkede tanınması hususunda yetersiz kalmıştır.19 Zira 1980’li yılların ikinci yarısında Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla beraber, özellikle Avrupa’da yaşanan siyasal dönüşüm ve bütünleşme sürecinin yanı sıra, küresel ölçekte etkilerini göstermeye başlayan neo-liberal politikalar kapsamında serbest piyasa anlayışının yükseköğretimi de kapsayacak biçimde genişlemesi, öğrenci hareketliliğinin artması gibi durumlar, yükseköğretim alanında tanıma ve denklik hususlarının daha fazla gündeme gelmesine yol açmıştır.20 Bu bağlamda yükseköğretimde yabancı bir ülkede belli bir dönem yapılan çalışmaların, kazanılan kredilerin, derecelerin ve/veya diplomaların tanınması konusunda önemli yenilikler getiren “Lizbon Tanıma Sözleşmesi21 aşağıda irdelenecektir. Ancak söz konusu sözleşmenin analizine başlamadan önce, tanıma ve denklik kavramları kısaca açıklanarak, kavramlar arasındaki farklar ortaya konulmaya gayret edilecektir. Ayrıca UNESCO bünyesinde hayata geçirilen ve yükseköğretimde tanıma/tanınma hususunda önemli düzenlemeler içeren bölgesel ve küresel uygulama alanına sahip sözleşmelere de kısaca değinilecektir.