Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk Hukukunda 7223 Sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu’na Göre Üreticinin Sorumluluktan Kurtuluş Sebeplerinin Değerlendirilmesi

Evaluation of the Manufacturer’s Reasons for Release from Liability According to the Product Safety and Technical Regulations Act No. 7223 in Turkish Law

Ebru CEYLAN, K. Leyla ASLAN BİNGÖL

7223 Sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu (ÜGTDK.) ülkemizde yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu için 5.3.2020 tarihinde kabul edilip 12 Mart 2020 tarihinde RG.’de yayınlanmıştır. Kanun koyucu, ürünlerin piyasaya sürülmesi için uyulması gereken ürün güvenliği ile ilgili kuralları yanında ürün sorumluluğunu da aynı kanunda düzenlemiştir. Bu Kanunda piyasa gözetimi ve denetiminin esasları ile ilgili piyasada etkili olan kuruluşların görevleri ve yükümlülüklerini belirlenmiştir. Bilindiği üzere hatalı ürünlerle ilgili nihai kullanıcıları korumak için yetkili kuruluşların hatalı ürünü geri çağırma, piyasadan çekme veya sağlam ürünle değiştirme gibi pek çok önlem alması gerekir. Ürün güvenliğinin piyasada etkin şekilde sağlanması üreticilerin ürün sorumluluğu bakımından da olumlu etkiler yaratır. Ürün güvenliğinin sağlanması için teknik düzenlemelerin yanında genel ürün güvenliğine aykırılık halinde iktisadi kuruluşlara uygulanacak yaptırımların belirlenmesi önemlidir. Çalışmamızda Türk Hukukunda 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu’nun yeri ve önemi, bu Kanundaki temel kavramlar ve ürün sorumluluğu şartları genel olarak belirtilmiştir. ÜGTDK. m. 21 hükmünde yer alan ürün sorumluluğundan kurtuluş sebepleri doktrindeki görüşler ışığında değerlendirilmiştir.

Ürün, Üretici, İthalatçı, Dağıtıcı, Nihai Kullanıcı, Teknik Düzenleme, Piyasa, Uygunsuzluk, İktisadi İşletme, Risk, Zarar.

Due to the need for a legal regulation in our country, the Product Safety and Technical Regulations Act No. 7223 was adopted on 5.3.2020 and published in the Official Gazette on March 12th, 2020. The legislator has regulated product liability in the same law, along with the rules on product safety that has to be followed for the products to be put on the market. Here, the duties and liabilities of the institutions that are effective in the market related to the principles of market surveillance and supervision are determined. As it is known, in order to protect the end users regarding the faulty products, authorized institutions must take many precautions such as recalling the faulty product, withdrawing it from the market or replacing it with a non-defective product. Ensuring product safety effectively in the market also creates positive effects in terms of product liability of manufacturers. In order to ensure product safety, besides technical regulations, it is important to determine the sanctions to be applied to economic institutions in case of violation of general product safety. In our study, the importance of the Product Safety and Technical Regulations Act No. 7223 in Turkish Law, the basic concepts and product liability conditions in this Law are stated in general. At the same time, the reasons for exemption from product liability included in article 21 of this law is evaluated within the scope of the doctrine.

Product, Manufacturer, Importer, Distributor, End User, Technical Regulation, Market, Non-Compliance, Commercial Enterprise, Risk, Loss.

I. Giriş

Günümüzde piyasada insan ihtiyaçlarını karşılamak için farklı ürünler üretilmektedir. Yetkili kuruluşlar tarafından piyasaya sürülen ürünlerin insan sağlığına ve güvenliğine uygun olması için etkili bir denetim sistemine ihtiyaç vardır. Sadece iktisadi işletmeler tarafından ürünlerin denetimin yapılması yeterli olmayabilir. Bu nedenle, kamu kurumunun düzenlemelerle sıkı denetimler getirerek kamu sağlığını ve güvenliğini temel alarak topluma karşı sorumluluk yüklenmesi zorunludur. Hatalı ürünlerle ilgili nihai kullanıcıları korumak için yetkili kuruluşların hatalı ürünü geri çağırma, piyasadan çekme veya sağlam ürünle değiştirme gibi pek çok önlem alması gerekir.

Teknolojik ve ekonomik gelişmelerden etkilenerek üretim-tüketim ağında ortaya çıkması muhtemel eksiklikler ve hatalar nedeniyle oluşacak zararlara karşı hukuken tedbirler alınması gereklidir. Piyasaya sunulan ürünlerin imalatından tüketimine kadar olan süreçte etkili olan bütün tarafların haklarının, görevlerinin, yetkilerinin ve sorumluluklarının açık bir şekilde belirlenme ihtiyacı bulunmaktadır. Bu amaçla ürün güvenliği ve teknik düzenlemelerle ilgili Avrupa Birliği’nin mevzuatı esas alınarak hazırlanmış olan 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun yürürlüğe konulmuştur. Ancak bu Kanun yeterli olmadığı için 2021 yılında 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu (ÜGTDK)1 çıkarılmıştır.

Avrupa Birliği Hukukundaki gelişmelere uyum sağlanması amacıyla kabul edilen ÜGTDK’da ürün izleme sistemi getirilerek idari para cezaları artırılmıştır, e-ticaret Kanun kapsamına alınmıştır. Böylece güvenli olmayan ürünlerin asıl sorumlusunun belirlenmesi kolaylaştırılmıştır. Bu amacı gerçekleştirmek için iktisadi işletmecilere önemli yükümlülükler getirilmiştir. ÜGTDK ile kanunkoyucu, ürünlerin piyasaya sürülmesi için uyulması gereken ürün güvenliği ile ilgili kurallar yanında ürün sorumluluğunu da düzenlemiştir. Bu Kanunun m. 6/2 hükmüne göre, ürün sorumluluğu tazminatının giderilmesi için üreticinin kusurlu olması gerekli değildir. Birden çok üreticinin veya ithalatçının zarar vermesi halinde bunlar müteselsil sorumlu olacaktır. Zarar nedeniyle tazminat miktarlarının belirlenmesinde TBK hükümleri uygulanacaktır. Ürün sorumluluğu tazminat talebi için üç ve on yıl olmak üzere, iki zamanaşımı süresi belirlenmiştir. Diğer kanunlardaki tazminat sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı tutulmuştur.

ÜGTDK m. 5 hükmünde ise ürün güvenliği düzenlenmiştir. Nihai kullanıcıların ürünleri kullanması için güvenli olması zorunluluğu getirilmiştir. Teknik düzenlemenin insan sağlığı ve güvenliği ile ilgili hükümlerine uygun olması halinde kural olarak ürünün güvenli kabul edileceği karinesi kabul edilmiştir. Teknik düzenlemenin bulunmadığı veya insan sağlığı ve güvenliğine ilişkin hükümler içermediği durumlarda bir ürünün güvenli olup olmadığının değerlendirilmesinin genel ürün güvenliği mevzuatına göre yapılacağı düzenlenmiştir.

Çalışmamızda, üreticinin sorumluluğunun 7223 sayılı ÜGTDK yürürlüğe girmesinden önceki durumu, 7223 sayılı ÜGTDK’daki üreticinin güvenli olmayan üründen doğan maddi ve manevi zarardan sorumlu olma şartları ve sorumluluktan kurtulma şartları incelenecektir. ÜGTDK’nın getirdiği düzenlemeler incelenirken 85/374 sayılı Ürün Sorumluluğu ile ilgili Avrupa Birliği Direktifiyle de mukayese edilecektir.

II. Üreticinin Kusursuz Sorumlu Tutulması Düşüncesine Etkili Olan Sebepler

Günümüzde insanların ihtiyaçları için üretilen ürünlerin sayısı çok artmıştır ve riskli ürünlerin piyasaya karışmasıyla insanların can ve mal güvenliğinin korunması gerekli olmuştur. Öncelikle kullanıcıları ürünlerden doğabilecek aşırı risklere karşı korumak için üreticinin kusuru olduğunda sorumlu tutulması gerektiği düşüncesi doğmuştur. Ancak kusur ilkesine göre, üründen doğan zararı tazmin etme yükümlülüğü zarar gören üzerinde kaldığından bu durumun hakkaniyete uygun sonuçlar doğurmamıştır. Zira ürünlerin sebep olduğu zararlar nedeniyle üreticiden tazminat talep etmek için üreticinin kusurunu ispat etmenin çok güç, bazen imkânsız olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, üreticinin kusursuz sorumluluğuna gidilmesinin daha isabetli olacağı düşüncesi gelişmiştir. Bu düşüncenin etkisiyle üretim sürecini ve ürünün özelliklerini başından itibaren en iyi bilen kişi olan üreticinin kusursuz sorumlu tutulması durumunda üretim kaynaklarını tahsis ederken ve gerekse ürünleri denetimden geçirirken daha dikkatli olduğu görülmüştür.2

Üreticiler, kullanıcılara göre, ürün riskleri konusunda daha fazla bilgi sahibidir. Bu nedenle, kullanıcılar ile üreticiler arasındaki menfaat dengesinin kurulması için üreticinin üründen doğan zararlarda “kusursuz” sorumlu tutulması, kanımızca daha yerinde bir düşüncedir.3

III. Türk Hukuku’nda 7223 Sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu’ndan Önceki Dönemde Ürün Sorumluluğu

Ürün sorumluluğu4 bir ürünün piyasaya sunulduğu süreden itibaren kullanıcıların haklı güvenlik beklentisi karşılamaması nedeniyle kişi ve malvarlığı değerlerine verdiği zararın tazminini belirtir.5 Türk Hukukunda bu konuda 818 sayılı Borçlar Kanununda düzenleme yoktu. Bu dönemde Türk hukukunda bir “kanun boşluğu” bulunduğu, bu durumda Medenî Kanunun 1’inci maddesi uyarınca hâkimin hukuk yaratmasının mümkün olup olmadığı doktrinde tartışılmıştır.6

Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Avrupa Birliği’nde piyasaya arz edilen ürünlerden zarar gören tüketicilerin korunması amacıyla piyasanın denetimi ve gözetimi ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır.7 Avrupa Birliği’ndeki bu yöndeki gelişmelerden etkilenerek Avrupa Birliği müktesebatına uyum sağlamak için öncelikle ülkemizde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun çıkarılmıştır.8 2003 yılında 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un9 m. 4/2-c. 4 ve bu hükme dayanılarak çıkarılmış olan Ayıplı Malın Neden Olduğu Zararlardan Sorumluluk Hakkında Yönetmelik10 hükümleri ile hâkim görüşe göre,11 ürün sorumluluğu hukukumuzda ilk defa düzenlenmiştir. TKHK m. 4/2-c.4 tüketicinin seçimlik haklarını, sadece satıcıya karşı değil; Kanundaki müteselsil sorumlulara karşı da kullanabilmesini mümkün kılmıştır. Tüketicinin müteselsil sorumlulara başvurabilmesi için ayıplı maldan satıcının sorumlu olması ön koşul kabul edilmiştir.12 Doktrinde bu düzenlemeler, üreticinin ürün sorumluluğunu sadece tüketicilere karşı koruduğu için yeterli görülmemiştir. Ayrıca ayıp kavramı ile ürünün güvenli olması kavramının aynı anlama gelmediği bazı yazarlarca13 belirtilmiştir.

Doktrindeki eleştiriler nedeniyle 2014 yılında yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda üreticinin sorumluluğu ile ilgili bir düzenleme yapılmamıştır. Sadece TKHK m. 11/2 hükmünde tüketicinin ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi haklarını üretici veya ithalatçıya karşı da kullanabileceği belirtilmiştir.14

4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun15 yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe girmiştir. Bu Kanunun amacı, ürünlerin piyasaya arzı, uygunluk değerlendirmesi, piyasa gözetimi ve denetimi ile bunlarla ilgili olarak yapılacak bildirimlere ilişkin usul ve esasları belirlemekti. Doktrinde bir görüş,16 4703 sayılı Kanunun m. 5/4 hükmüne17 dayanarak üreticinin ürün sorumluluğu ile çıkan ihtilafların bu Kanuna göre çözüme kavuşturulması gerektiğini ileri sürmüştür. Hâkim görüş18 ise Kanun kamu hukuku niteliği taşıdığından özel hukuka ilişkin bir sorumluluğun yer almadığı yönündedir.