Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Harp, Siyasi Liderlik ve Devlet Oluşumu: Zulu Krallığı, 1808-1879

Warfare, Political Leadership, and State Formation: The Case of the Zulu Kingdom, 1808-1879

Melih ÇİÇEKÇİ

19. yüzyıl Zulu Krallığı’nın kökeni ve evrimi, iki karşıt devlet oluşumu () teorisini incelemek için kullanılmıştır: ’nun sınırlandırma teorisi () ve ’in kurumsallaşmış liderlik teorisi. Her iki teori de Zulu’ların siyasal gelişimini kısmen berraklaştırmıştır. ’nun teorisi devletin kökenini ve bölgesel genişliğini açıklarken ’in teorisi Zulu devletindeki siyasal rollerin farklılaşmaya başlamasını açıklayabilmiştir. Zulu devlet oluşumunun nedenlerinin iki alternatif izahı, ve ’in birbirlerinden ayrılan teorik perspektiflerini bütünleştirmek için tartışılmıştır. İlk olarak Zulu Kralı Shaka’nın rolü, yalnızca Shaka’nın fetih mücadelesinin Zulu Krallığı’nın birleşmesi için araçsal olduğu ölçüde siyasi olarak anlamlı kabul edilmelidir. İkinci olarak Zulu siyasetindeki diğer gelişmeler, dağınık bir kabileden sistematik bir askeri devlete uzanan sınırlı yapısal değişiklikleri içermektedir. Doğuşu ve sonraki dönüşümleri dahil olmak üzere siyasi oluşumların analizi, “tek hatlı evrim ()” terimleriyle değil, çok boyutlu süreçsel bir bakış açısıyla yapılmalıdır.

Devlet Oluşumu,Sınırlanma Teorisi,Zulu Krallığı,Kurumsallaşmış Liderlik,Erken Devlet.

The origin and evolution of the 19th-century Zulu Kingdom are used to examine two competing state formation theories: ’s circumscription theory and ’s theory of institutionalized leadership. Both theories partly clarify Zulu political developments. ’s theory explains the origin and territorial expansion of the Zulu empire, while ’s theory can account for the beginning differentiation of political roles in the Zulu state. Two alternative explanations of the causes of Zulu state formation are discussed to integrate the diverging theoretical perspectives of and . First, the role of the Zulu King, Shaka, should be considered politically relevant only inasmuch as Shaka’s wars of conquest were instrumental for the unification of the Zulu Kingdom. Second, further developments in Zulu politics involved limited structural change from dispersed tribes to a unified military state. The analysis of political formations, including their origin and further transformation, should not be conducted in unilinear evolutionary terms, but from a multidimensional processual perspective.

State Formation,Circumscription Theory,Zulu Kingdom,Institutionalized Leadership,Early State.

Zulu Krallığı’nın gelişimi, kapsamlı olarak belgelenmiş olup devlet oluşumu kavramının en dikkat çekici çalışma alanlarından biri olmaktadır. Zulu Krallığı’nın nispeten kısa bir süre içinde yükselişi, geniş bir alan üzerinde, şiddet ve korkuyla birlikte, güçlü bir şekilde genişlemesi ve Avrupalılar tarafından rejimin acımasızca devrilmesi uzun zamandır Afrika siyaset tarihçilerinin, antropologlarının ve sosyologlarının dikkatini çekmiştir. Bu makalede Zulu Krallığı’nın siyasi gelişimine devlet oluşumuna ilişkin iki farklı teori uygulanmaktadır: Robert Carneiro’nun sınırlanma teorisi2 ve Elman Service’in kurumsallaşmış liderlik teorisi3. Bu iki teori devlet oluşumunun tarihsel çalışmalarında iki etkili bakış açısını temsil etmektedir ancak her iki teori de henüz Zulu Krallığı olgusu göz önüne alınarak incelenmemiştir. Her iki teorinin yaygın olarak kabul edilen analitik değeri ve Zulu siyasi yapısının evriminin tarihsel önemi göz önüne alındığında bu teorilerin test edilmemiş olması dikkat çekicidir. Çalışma Afrika iç siyasetinin önemli bir bölümü ışığında devlet oluşumuna ilişkin iki teorinin güçlü yanlarını ve sınırlarını belirlemek için değerli olabilecek bir incelemeyi üstlenecektir. Ayrıca Avrupa’nın siyasi süreçlerine yönelik neredeyse münhasır bir yönelim nedeniyle çok yaygın olarak tutulan devlet oluşumu süreçlerinin tüm kavramlarının bertaraf edilmesine yardımcı olabilecek fikirleri bulmaya gayret edecektir. Benim analizim, siyasal sistemlerin sömürge öncesi Afrika’sında (ve başka yerlerde) devlet oluşumu açısından tartışılacak kadar girift bir zamanda, özerk olarak geliştiği varsayımına dayanmaktadır ancak bu sistemlerin Avrupalı muadillerinden ayıran belirli zaman ve mekân koşullarını dikkate alan teorik modellerle açıklanması gerekmektedir.

Carneiro’nun sınırlandırma teorisi ve Service’in kurumsallaşmış liderlik teorisi ana hatlarıyla özetlendikten ve iki perspektifin mukayesesinden test edilebilir önermeler türetildikten sonra; Zulu Krallığı’nın oluşumundan imparatorluğun Avrupalılar tarafından yıkımına (1808-1879) kadar kısa bir tarihi sunulmuş ve Zulu siyasetinin Carneiro ve Service’in devlet oluşumu teorileri açısından Zulu siyasetinin evrimini ortaya çıkarabilecek faktörlerin izi sürülmüş, teorilerin güçlü yanlarını ve sınırlarını belirtilmiştir. Zulu siyasi süreçlerinin iki alternatif açıklaması da dikkate alınmıştır: Zulu krallarının rolü, bilhassa Shaka ve dağınık kabilelerden birleşik bir siyasi varlığa uzanan Zulu siyasal gelişmelerinin tabiatı. Zulu krallarının rolü ve Zulu siyasal gelişmelerinin tabiatı, Carneiro ve Service’in devlet oluşumuna ilişkin teorilerinin Zulu Krallığı’na uygulanabilmesinin tartışılmasına yol açmıştır. Siyasi oluşumların ve dönüşümlerin dinamik doğasını açıklamak için zorlayıcı ve bütünleştirici mekanizmaları birleştiren çok boyutlu bir siyasi süreç çerçevesine ihtiyaç duyulduğu ileri sürülerek sonuca varılmıştır.

DEVLET OLUŞUMUNA DAİR İKİ TEORİ

Siyasi sistemlerin tarihsel çalışmasında, münhasıran batı harici (non-Western) bağlamlarda, en önemli sorunlardan biri toplulukların devletli topluma dönüşümüdür. Dönüşüm, gruplardan kabilelere ve kabile şefliklerinden devletlere geçişte gözlenmektedir4. Gruplar siyasi organizasyonun en basit biçimleridir: Aileler soy bağı gruplarında örgütlenirken diğer bütünleştirici liderlik mekanizmaları büyük ölçüde mevcut değildir. Kabileler, farklı gruplarını soy bağına göre birleştiren büyük topluluklardır. Şeflikler siyasal rolleri farklılaştıran ilk sosyal biçimlerdir: Soylar, otoriter liderliği belirlemek için şefin soy grubunun diğerlerinin üzerine koyulduğu bir hiyerarşide sıralanır. Şefin gücü merkezî ve nispeten istikrarlıdır, ayrıca ekonomik düzen bir dereceye kadar şefin idaresi (emeğin organizasyonu ve servetin yeniden dağıtılması yoluyla) tarafından yapılandırılmıştır. Devletlerde hükümet, soy bağından ayrılmış ve son derece profesyonel bir iktidar organı olarak siyasi, ekonomik ve hukuki meseleleri çözmek için oluşturduğu kurumlarla merkezileşmiştir. Güç kullanımının veya tehdidinin meşrulaştırılmış tekeli devletlerin göze çarpan özelliklerinden biridir. Gruplardan devletlere geçiş konusunda küçük bir ihtilaf vardır ancak Carneiro ve Service’in devlet oluşumu teorileri bu siyasi dönüşümün koşulları konusundaki tartışmalarda iki önemli ve rakip bakış açısını temsil etmektedir.