Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Esnekliğin Çalışma Yaşamı ve İş Hukukundaki Görünümü

The Aspect of Flexibility within Labour Life and Labour Law

Arkın GÜNAY

Çalışma yaşamının en önemli iki aktörü olan işçi ve işverenin arasında, özellikle ekonomik açıdan, çok önemli farklılıklar bulunduğu inkâr edilemez bir gerçektir. İşverenin üstünlüğü, İş Hukukunun özel kuralları ile giderilmeye çalışılmaktadır. Ancak işçiyi koruyucu hükümler, bazen işverenleri zor duruma düşürecek bir görünüm alabilmektedir. Bu durumda yeni yatırım yapma veya yatırımları genişletme imkânı işverenin elinden alınmakta, yeni işyerlerinin açılmaması nedeniyle de dolaylı olsa da işçiler zarara uğramaktadırlar. İki taraf arasındaki çıkarlar dengesini sağlayabilecek çalışma türlerinin belki de en önemlisi, esnek çalışma ve çalışma süresi esnekliğidir. Esnek çalışmaların, taraflar arasında dengeleyici rol oynamasından dolayı modern iş hukuk sistemi içinde daha fazla yer verilmesinin işçi ve işverenlerin ortak yararına olduğu görüşündeyiz.

Esneklik, Çalışma Yaşamı, Güvenceli Esneklik, Çalışma Süresi.

It is an undeniable fact that there are very important differences, especially in economic terms, between employee and employer, the two most important actors of labour life. It is tried to eliminate the predominance of employer by the special rules of Labour Law. However, sometimes the provisions protecting the employee may get an appearance which puts the employers into trouble. In this case, the employers become divested of possibility of making new investments or expanding the investments, and since new workplaces are not opened, employees suffer damage albeit indirectly. Maybe the most important one among the types of working that can ensure the balance of interests between the two parties is flexible working and working time flexibility. We consider that taking of flexible working a bigger part in the modern labour law system more would be for the total benefit of the employee and employer as it plays a balancing role between the parties.

Flexibility, Labour Life, Flexicurity, Working Time.

Giriş

Çağımızda çalışma yaşamındaki köklü değişiklikler neticesinde, işletmeler yeni gelişmelere uyum sağlamak için üretim ve satış organizasyonları da dâhil olmak üzere birçok alanda farklı uygulamalara gitmeye başlamışlardır. Bu doğrultuda, İş Hukukunun yeniden yapılanması önem kazanmıştır. Özellikle teknolojik ve bilimsel ilerlemeler, esnek iş ilişkileri de denilen yeni çalışma biçimlerinin doğmasına neden olmuştur. Aşağıda değinileceği üzere, İş Hukukunda devletin müdahaleci yanını içeren ve katı olan hukuk sistemleri 1980’lerden itibaren, liberal politikaların etkisiyle ve “esnekleştirme” uygulamaları bağlamında, sadece işletmelerin ekonomik çıkarlarını gözeten bir hukuk sistemine dönüşmeye başlamıştır. Böylece, zayıf durumda bulunan işçi tarafının korunmasına ters düşen bir netice ortaya çıkmıştır. Hiç şüphesiz, işletme yönetimini olumsuz yönde etkileyen emredici hükümlerin aşırılığı sınırlandırılmalıdır. Ancak, işçi tarafının korunmasını içeren ve sosyal devlet ilkesini gözeten bir hukuk sisteminin sağlanması tarihsel tecrübelerin bir gereğidir. Dolayısıyla, işçi lehine sosyal bir kamu düzeninin sağlanması (koruyucu esneklik) ve işçinin işinin, ücretinin korunması (güvenceli esneklik), modern İş Hukuku sistemlerinin olmazsa olmaz koşullarındandır.

I. Çalışma Yaşamında Esneklik

Esnekliğin tanımına ilişkin genel bir görüş birliği bulunmamaktadır. 1986 yılında OECD tarafından hazırlatılan Dahrendorf Raporu’na göre esneklik; sistemlerin, organizasyonların ve bireylerin yeni yapılanmalar ve davranış biçimleri geliştirerek değişen koşullara başarılı bir şekilde uyum gösterme becerisidir.1 Esneklik, kelime anlamı olarak esasen esnek olma durumu olarak tanımlanabilir. Kelimenin kökünü oluşturan “esnek” ise mecazi anlamda görüş ve tutumları bakımından katı olmama halini ifade etmektedir.2 Ayrıca değişen koşullara uyum göstermek3 veya dönemin getirdiği yeniliklere ulaşmak için beklenen uyumun sağlanması anlamına da geldiği de söylenebilir.4 Bu doğrultuda en genel anlamda esneklik; önceden öngörülemeyen değişikliklere karşı bir kimsenin veya bir kurumun kapasitesini uyarlayabilmesi ve bu amaca ulaşabilmesi için gerekli araçları kullanması olarak tanımlanabilir.5

Esneklik bakımından tek tip bir esneklikten söz etmek doğru olmaz, esnekliğin çeşitli türleri bulunmaktadır.6 Toplumsal konularda esneklik, insanların, toplumların ve toplumsal örgütlenmelerin herhangi bir siyasi, ekonomik ve sosyal bir etkiye maruz kaldıklarında, kendilerini değiştirerek yok olmalarını önleyen bir anlayış olarak tanımlanabilir.7 Esneklik, politik bir kavram olarak ise, ekonomi alanındaki değişimlere bağlı olarak politik yaklaşımların değişimini de beraberinde getirmiştir. Bu çerçevede, işletmenin katma değerini etkileyen sosyal ve mali yükleri mümkün oldukça azaltmak, diğer taraftan teknolojik ve talepteki değişimlere uyum sağlamayı önleyen sınırlamaları en aza indirmek gereklidir.8