Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Milletlerarası Ticarette Akıllı Sözleşmelerin Uygulanabilirliği

Feasability of Smart Contracts in International Trade

Habil Arda KEL

Blokzincir teknolojisi, günümüz dünyasında devrime sebep olacak, günlük yaşantıyı tamamen değiştirecek yeni bir teknoloji olarak nitelendirilmektedir. Blokzincir teknolojisi, kriptografik temellere dayanan ve yapılan işlemlerin, merkezî bir kuruluş yerine işlemin yapıldığı mecrayı kullanan bütün katılımcılara dağıtık olarak saklandığı bir teknolojiyi ifade etmektedir. Blokzincir teknolojisi ile hayatımıza müdahil olan bir başka yenilik ise akıllı sözleşmelerdir. İlk defa 90’lı yıllarda ortaya atılan akıllı sözleşme kavramı, uygulanmasında yatan güven ve maliyet problemlerini blokzincir teknolojisi ile aşmaya başlamıştır. Akıllı sözleşmeler, sözleşmesel hükümlerin bilgisayar kodu olarak hazırlandığı ve şartların gerçekleşmesiyle kendiliğinden ifa edilen sözleşmeleri tanımlamaktadır. Günümüz pratiğinde akıllı sözleşmeler, blokzincirler üzerinde kodlanan ve kural olarak blokzincir dışında gerçekleşen olaylara duyarsız yazılımlardır. Her geçen gün hayatımızda daha fazla yer kaplayan blokzincir teknolojisi ve akıllı sözleşmeler, uluslararası ticaret uygulamalarında da kendilerine yer bulmaktadır. Bu kapsamda birçok büyük liman blokzincir teknolojisini ve akıllı sözleşmeleri bünyesine entegre ettiği gibi akreditif işlemleri gibi süreçler de bu teknolojiler ile uyumlu hale getirilmektedir. Ancak bu yaygınlaşma, uluslararası ticaret uygulamalarında devrimsel yeniliklere ve aracılara duyulan ihtiyacın ortadan kalkmasına sebep olmayacaktır. Bunun temelinde, akıllı sözleşmelerin blokzincir dışındaki olaylara duyarsızlığı, akıllı sözleşmelere ilişkin gizlilik ve güvenlik tartışmaları, yasal düzenleme eksiklikleri gibi problemler yatmaktadır.

Blokzincir, Akıllı Sözleşmeler, Güven, Aracı Üçüncü Kişi, Uluslararası Ticaret.

Blockchain technology, which is deemed as a new technology that will revolutionize today’s world, refers to a technology that is based on cryptography and is distributed to all participants using the platform where the transaction is made, rather than a central institution. Another innovation widespreading with blockchain technology is smart contracts. The smart contract concept, which was first introduced in the 90’s, has started to overcome the trust and cost problems in its implementation with blockchain technology. Smart contracts are the contracts in which contractual terms are prepared as computer code and are self-fulfilling upon the fulfilment of the relevant conditions. Today, smart contracts are software coded on blockchains and, in principle, insensitive to events occurring outside the blockchain. Blockchain technology and smart contracts find a place in international trade practices. In this context, many major ports integrate blockchain technologies and smart contracts. Moreover, processes such as letter of credit has gradually become more suitable for application of these technologies. However, problems such as insensitivity to events outside the blockchain, privacy and security issues, and regulatory deficiencies regarding smart contracts will prevent the revolution and disappearance of intermediaries in international trade.

Blockchain, Smart Contracts, Trust, Intermediary Third Party, International Trade.

GİRİŞ

Her geçen gün gelişmeye devam eden ve günlük hayatımızı değiştiren teknoloji, uluslararası ticareti de etkisi altına almaktadır. Bu kapsamda uluslararası ticaret süreçleri geçmişten günümüze ciddi değişikliklerden geçmiş, daha işlevsel ve hızlı hale gelmiştir. Günümüz teknolojisinde devrim yapacağı düşünülen inovasyon olarak blokzincir görülmektedir. Nitekim bu devrimin uluslararası ticareti de etkileyip etkilemeyeceği merak konusudur, bilhassa blokzincir sistemleri üzerinde çalışan akıllı sözleşmelerin sınır ötesi işlemlerdeki birçok problemi çözeceği düşünülmektedir.

Bu çalışma kapsamında akıllı sözleşmelerden hareketle blokzincir teknolojisinin uluslararası ticaret uygulamalarında bir devrime sebep olup olmayacağı ele alınacaktır. Bu kapsamda öncelikle blokzincir teknolojisi incelenmiş, akıllı sözleşmelerin bu teknoloji sayesinde nasıl uygulamada kullanılmaya başlandığı ele alınmıştır. Teknik açıdan konu ele alındıktan sonra bu teknolojinin uluslararası ticaret sektöründe güncel kullanımlarına değinilmiştir. Nihai olarak akıllı sözleşmelerin günümüz uygulamalarında bir devrime sebep olup olmayacağı noktasındaki görüşümüz belirtilmiştir.

I. AKILLI SÖZLEŞME KAVRAMI

Akıllı sözleşme kavramı ilk olarak bilgisayar uzmanı ve hukukçu olan Nick Szabo tarafından literatüre kazandırılmıştır. Szabo tarafından yapılan tanımlamaya göre akıllı sözleşmeler, bir sözleşmenin hükümlerini ifa eden ve bilgisayar sistemleri temeline dayanan işlem protokolleridir.1 İlerleyen yıllarda bu kavramı tekrardan ele alan Szabo akıllı sözleşme kavramında yer alan “akıllı” ifadesinin herhangi bir yapay zeka kullanımı ima etmediğini,2 sadece kağıt üzerinde akdedilen klasik sözleşmelere göre daha işlevsel olmaları dolayısıyla bu sıfatı kullandığını belirtmiş; akıllı sözleşmeleri de dijital ortamın diliyle ifade edilen, tarafların yükümlülüklerini yerine getirirken hükümlerine uygun davrandığı protokolleri de kapsayan taahhütler bütünü şeklinde nitelendirmiştir.3 Bu taahhütler bütününün temel amacı, ortaya koymuş oldukları algoritmaya dayalı otomatik sistemlerle sözleşmelerin kendiliğinden ifa edilmesini sağlamak, sözleşmesel yükümlülüklerin yerine getirilmesinde karşılaşılan ve kötü niyet ya da hata sonucunda ortaya çıkan ifa problemlerini minimize etmek ve güvenilir aracılara duyulan ihtiyacı ortadan kaldırmaktır.4 Bu özelliklerini dikkate aldığımızda günlük hayatımızda kullandığımız ve çevremizde bulunan satış otomatları, akıllı sözleşmelerin en ilkel hali olarak örnek gösterilebilir.5 Satış otomatları, programlanma amaçları kapsamında bedel karşılığında tüketiciye ürün ya da hizmet sunmaktadır. Bu durumda sözleşme klasik şekilde kağıda imza atılmasıyla değil, bedelin ödenmesi neticesinde satış otomatının anlayacağı bir dilde bilgisayar ortamında kurulmakta ve dışarıdan herhangi bir müdahale ya da katkı gerektirmeksizin otomatik olarak ve kendiliğinden ifa edilmektedir.

Akıllı sözleşmeler, yukarıda belirtildiği üzere kavramsal olarak 90’lı yıllardan itibaren tartışılmasına rağmen amaçlanan işlevlerin güvenilir şekilde yerine getirilmesini sağlayacak ve ifayı otomatik hale getirecek teknolojik bilgi birikimi olmadığı6 için geniş bir uygulama alanı bulamamış ve dolayısıyla yaygınlaşamamıştır. Ancak Bitcoin isimli kripto paranın ortaya çıkışı sonucunda toplum tarafından ilgi odağı haline gelen blokzincir teknolojisi ile birlikte akıllı sözleşmeler de yaygınlaşmaya başlamıştır. Şöyle ki blokzincir teknolojisi, sunmuş olduğu imkanlar kapsamında hem güvenilir bir üçüncü kişiye/aracıya duyulan ihtiyacın kapsamını oldukça daraltmış hem de akıllı sözleşmeler kapsamında öngörülen yükümlülüklerin düşük maliyetle ve hızlı bir şekilde ifasını mümkün kılmıştır.7 Bu çerçevede, günümüz pratiğinde popüler olan ve kullanım alanı günden güne yaygınlaşan akıllı sözleşmeleri daha iyi kavramak adına öncelikle blokzincir teknolojisini ele almak gerektiği kanaatindeyiz.

Kriptografi teknolojilerine ilişkin araştırmalar çerçevesinde 1900’lerin ikinci yarısında teorik olarak tartışılmaya başlanmış olmasına rağmen blokzincir teknolojisinin ilk somutlaştığı örnek, kimliği hala belirsiz olan Satoshi Nakamoto isimli kişi ya da grubun 2008 yılında yayınlamış olduğu makale sonrasında ortaya çıkan Bitcoin olmuştur.8 İlgili makalesinde Nakatomo, güven yerine kriptografik kanıtlara dayanan bir elektronik ödeme sistemi kurularak tarafların, banka gibi bir güvenilir üçüncü kişiye gerek kalmaksızın birbirleriyle doğrudan işlem yapmalarının mümkün kılınması gerektiğini, böylelikle üçüncü kişilerin müdahil olduğu klasik sanal ödeme sistemlerinden kaynaklanan masraf artışları gibi olumsuzluklardan kaçınılabileceğini savunmuştur.9 Bunun metodu olarak ise mükerrer harcamayı önlemek için bir merkezî kuruluş belirlemeyip işlemlerin kamuya açık şekilde gerçekleştirilmesini ve eşler/kullanıcılar arasında dağıtık bir ağ üzerine kaydedilmesini önermiştir.10

Bitcoinin arkasındaki teknoloji olan blokzincir, dijital verileri barındıran bir defterin bütün katılımcılara dağıtılmasına11 imkân veren bir teknoloji olarak nitelendirilebilir.12 Bu kapsamda blokzincir için iktisadi işlemlerin ya da sanal ortamda bir karşılığa sahip olan her türlü hususun kaydedildiği dağıtılmış bir veritabanı tanımı yapılabilir.13 Blokzincir teknolojisinin temelinde kriptografi yatmaktadır; blokzincir üzerinde gerçekleştirilen bütün işlemler şifrelenerek yapılmakta, belirli bir veri büyüklüğüne ulaşana kadar şifrelenen işlemler belirli bir yerde toplanmakta ve nihayet, hedeflenen büyüklüğe ulaştıktan sonra da yine kendine has bir şekilde şifrelenen bloğu oluşturmaktadır.14 Her yeni blok, kendisinden önce zincire eklenmiş olan bloğa has olan şifrelemeyi de bünyesinde bulundurmaktadır.15 Bu çerçevede blokzincir, şifrelenen blokların zincir misali birbirine bağlanıp bir veritabanı oluşturduğu16 ve bu veritabanının bütün kullanıcılara dağıtık şekilde saklandığı bir sistem olarak da nitelendirilebilir.17 Belirtilen tanımlardan da anlaşılacağı üzere blokzincir teknolojisinde temel olarak merkezî bir veri depolayıcısı yoktur; blokzincir üzerindeki veriler, bütün katılımcılara dağıtılarak kayıt altına alınmaktadır.18 Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse blokzincir teknolojisi sayesinde merkezî bir kurumun takdirine tâbi veri monarşisi düzeninden, herkesin veriyi elinde bulundurduğu bir veri demokrasine geçiş mümkün hale gelmektedir.19

Blokzincir sisteminde güven, klasik sistemlerin aksine merkezî bir güven kuruluşunun varlığından ya da karşı tarafa beslenen duygudan değil,20 işlem kayıtlarının tamamının bütün katılımcılar ile kriptografik olarak paylaşılmasından kaynaklanmaktadır.21 Blokzincir sisteminde bir değişiklik yapılmak istendiğinde bu değişiklik, belirli bir sayıda katılımcı tarafından doğru olup olmadığı hususunda teste tâbi tutulmaktadır.22 Her bir blok, kendisinden önceki bloğa ait özel şifreyi de barındırdığı göz önüne alındığında blokzincir yapısını bozmak isteyen katılımcı, bütün katılımcılara dağıtık şekilde depolanan blokzincir kayıtlarındaki bütün blokların özel şifresini de değiştirmek zorunda kalacaktır.23 Kötü niyetli müdahalelerin zorluğunun bilincinde olan katılımcılar blokzincir sistemine güven duymaktadır.24 Bu özelliği ile blokzincir, aynı zamanda merkezî kuruma ya da güvenilir üçüncü kişi aracılara25 duyulan ihtiyacı da ortadan kaldırmaktadır.26

Blokzincir, türleri açısından iki ana başlık ve ikişer alt başlık olacak şekilde dört kategoriye ayrılabilir. Blokzincir türleri, temel olarak kamuya açık ve özel27 olmak üzere ikiye ayrılabilir. Kamuya açık olan blokzincir türleri, internet bağlantısına ve doğru yazılıma sahip herkesin erişimine açıktır. Kamuya açık blok zincir türlerine bitcoin ve ethereum gibi kriptoparalar örnek gösterilebilir.28 Özel blokzincir türleri ise herkesin erişimine açık olmayan, gizlilik ve güvenlik konularında daha hassas işlemler için kullanılan ve sadece belirli katılımcıların erişebildiği blok zincir türleridir.29 Kamu kurumlarında kullanılan intranet, sadece kurum çalışanlarına erişim izni vermesi açısından özel blokzincir türlerine benzetilebilir.30 Hem kamuya açık hem de özel blokzincir türleri, kendi içlerinde izin gerektirmeyen ve izin gerektiren olarak ikiye31 ayrılabilir. İzin gerektirmeyen blokzincir türlerinde katılımcı, ağa katıldıktan sonra zincire yeni blok eklemek için herhangi bir onaya gereksinim duymazken izin gerektiren blokzincir türlerinde katılımcı, ağa yeni blok eklemek için yetkili kişilerin onayına gereksinim duymaktadır.32