Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Tahkim Sözleşmesinde İsmen Belirlenen Hakem veya Hakemlerin Görevinin Sona Ermesinin Tahkim Yargılamasına Etkisi

The Effect of the Termination of the Arbitrator or Arbitrators Named in the Arbitration Agreement on the Arbitration Proceedings

Elif Irmak BÜYÜK

Taraflar tahkim yargılamasında uyuşmazlığı görecek hakemleri ve hakem sayısını serbestçe belirleyebilirler. Uyuşmazlığı çözmekle görevlendirilmek istenen hakemin kişiliğine, tecrübesine, bilgisine güvenildiği durumlarda ise tahkim sözleşmesinde hakem ya da hakemlerin ismen belirlenmesi tercih edilebilir. Bu durumda tahkim yargılamasında uyuşmazlığın taraflarca özel olarak belirtilen hakemlerce çözülmesine özel bir önem verilir. Buna karşılık istifa, azil, ölüm, fiil ehliyetini kaybetme, red gibi sebeplerle sözleşmede ismen tayin edilen hakemlerin görevini yerine getirememesi söz konusu olabilir. Bu halde ismen tayin edilen hakemlerin hakemlik görevi tahkim yargılaması devam ederken sona erecektir. Bu tür durumların tahkim sözleşmesi ve tahkim yargılaması bakımından ne tür hukuki sonuçlar doğuracağı doktrin ve uygulamadaki görüşler, mevzuatımızdaki düzenlemeler ve karşılaştırmalı hukuk düzenlemeleri ışığında değerlendirilecek ve çalışmanın sonunda konuyla ilgili şahsi kanaatimiz bildirilecektir.

Tahkim Sözleşmesi, Hakem Seçimi, Hakemin İsmen Belirlenmesi, Hakemlik Görevinin Sona Ermesi, Tahkim Yargılamasının Akıbeti.

The parties can freely determine the arbitrators and the number of arbitrators who will hear the arbitration proceedings. In cases where the personality, experience and knowledge of the arbitrator to be assigned to resolve the dispute is trusted, parties can specify the arbitrators by name in the arbitration agreement. In this case, special attention is paid to the resolution of the dispute by the arbitrators specifically designated by the parties in the arbitration proceedings. On the other hand, due to reasons such as resignation, dismissal, death, loss of capacity to act, refusal, the arbitrators appointed by name in the contract may fail to fulfill their duties. In this case, the arbitration duty of the arbitrators appointed by name will end while the arbitration proceedings continue. The legal consequences of such situations in terms of the arbitration agreement and arbitration proceedings will be evaluated in the light of legal literature and case law as well as relevant regulations and comparative law. Our personal opinion on the subject will be expressed at the end of the study.

Arbitration Agreement, Appointment of Arbitrators, Name of Arbitrator, Termination of Arbitration, Fate of Arbitration Proceedings.

I. Giriş

Tahkim yargılamasında uyuşmazlığın çözümüyle görevli hakem ya da hakem kurulunun görevi kural olarak tahkim yargılamasının sona ermesiyle bitmektedir. Buna karşılık yargılama devam ederken ölüm, ağır hastalık, fiil ehliyetinin kaybedilmesi, istifa, azil veya red gibi sebepler neticesinde hakemin görevden el çekmesi de söz konusu olabilir. Bu tür durumlarda kural olarak görevden ayrılan hakem yerine yeni hakem tayin edilerek tahkim yargılamasına devam edilmesi esası kabul edilmektedir. Buna karşılık hakem sözleşmesinde ismen tayin edilen hakemin görevden ayrılmasının tahkim sözleşmesi üzerindeki etkisi, doktrin ve uygulamamızda eski usul kanunumuz döneminden itibaren hakemin diğer usullere göre seçilmesine nazaran daha farklı bir şekilde değerlendirilmiştir. Doktrin ve uygulamadaki hâkim görüşe göre, hakemin kişiliği esas alınarak hakem ya da hakem kurulu belirlenmişse, bu husus tahkim sözleşmesinin asli unsuru haline gelir. Bu durumda ismen belirlenen hakemin herhangi bir sebeple görevden ayrılmasıyla tahkim sözleşmesi de geçersiz hale gelmelidir.1 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun2 konuyla ilgili 421/3 düzenlemesi karşısında bu görüşün isabetli olup olmadığının tekrar incelenmesi gerekir. Yine ismen tayin edilen hakemin hakemlikten ayrılması üzerine tahkim yargılamasına devam edileceğinin kabul edilmesi durumunda, bunun hangi kanuni düzenlemelere dayanarak ve nasıl bir prosedür izlenerek gerçekleştirilebileceği de ayrıca ele alınması gereken bir konudur. Çalışmamızda ismen tayin edilen hakemin görevden ayrılmasının tahkim yargılaması üzerinde ne tür sonuçlar doğuracağı eski ve güncel kanuni düzenlemeler, doktrin ve uygulamada ileri sürülen görüşler ve karşılaştırmalı hukuk düzenlemeleri dikkate alınarak incelenecektir. Belirtmek gerekir ki çalışmamız iç tahkim düzenlemeleri esas alınarak hazırlanmıştır ve bu bağlamda karşılaştırmalı hukuk düzenlemeleri de ele alınan ülkenin iç tahkim mevzuatıyla sınırlı olarak incelenecektir.

II. Hakem Seçimi Usulü

Tahkim yargılamasında taraflar arasındaki uyuşmazlıklar hakem veya hakem kurulu marifetiyle çözüleceği için tahkim sözleşmesi hazırlanırken karar merci olan kişi ya da kişilerin belirlenmesi aşaması son derece önemlidir. HMK m.416/1’de: “taraflar, hakem veya hakemlerin seçim usulünü kararlaştırmakta serbesttir” denilerek Türk hukukunda hakemlerin tayininde tarafların irade serbestisine öncelik tanınmıştır. Buna karşılık hakem tayiniyle ilgili olarak çeşitli kanunlardan ya da işin niteliğinden kaynaklanan belli sınırlamalar da bulunmaktadır. Örneğin HMK m.415’te hakem sayısının tek olması gerektiği düzenlenmiştir.3 Yine hakemlerin taraflar dışında üçüncü kişilerden seçilmesi gerektiği için, tarafların kendi işlerinde ya da kanuni temsilcilerin veya vekillerin temsil ettikleri kişinin taraf olduğu tahkim yargılamasında hakem olmaları mümkün değildir.4 Hâkim ve savcıların başka bir işle uğraşmaları kanunen yasak olduğu için5 kural olarak hakemlik yapamayacakları, milletvekillerinin de devletle ilgili kurumlarla ilişkili olarak6 hakemlik görevinde bulunamayacakları düzenlenmiştir.7 Aynı durumun HSK üyeleri için de geçerli olduğu ileri sürülmektedir.8

Taraflar hakemleri farklı şekillerde belirleyebilirler. Taraflar müşterek iradeleriyle hakem ya da hakem kurulunu seçebilecekleri gibi hakemlerin seçimini üçüncü bir kişi ya da kuruma da bırakabilirler.9 Bu üçüncü kişi resmi bir kurum olabileceği gibi hakemin seçimi mahkemeden de talep edilebilir.10 Tarafların hakem seçimiyle ilgili özel bir usul kararlaştırmadıkları durumlarda ise yedek hukuk kuralı niteliğinde olan HMK m.416/1 düzenlemesi uygulanarak hakem veya hakemler seçilecektir.11

İnceleme konumuzu ilgilendiren durum ise hakem ya da hakemlerin tahkim sözleşmesinde ismen belirtilmesidir. Özellikle hakem veya hakemlerin bilgisine, kişiliklerine ve tecrübelerine güven duyulması halinde hakemlerin ismen belirlenmesi tercih edilebilir. Bu durumda uyuşmazlığın belirtilen kişilerle çözümleneceği tasavvur edilmektedir.12 Taraflar hakemleri tahkim sözleşmesinde belirleyebilecekleri gibi daha sonra yapacakları bir sözleşmeyle de kararlaştırabilirler.13 Doktrinde uyuşmazlığın taraflarca hususi bir şekilde belirlenen hakemlerce çözüleceğinin kararlaştırılmasıyla, ismen belirlenen hakemlerin tahkim sözleşmesinin vazgeçilmez unsuru haline geleceği ileri sürülmüştür.14

III. Genel Olarak Hakemlik Görevinin Sona Ermesi ve Sonuçları

Kural olarak hakemlik görevi nihai karar verilerek tahkim yargılamasının sona ermesiyle ortadan kalkmaktadır (HMK m.435/2). Bunun yanında bir hakem hukuki veya fiilî sebeplerle görevini hiç ya da zamanında yerine getiremediği takdirde de hakemlik görevi tahkim yargılaması devam ederken sona erebilir (HMK m.420/1). Örneğin hakemin görevi kabul etmesinden sonra ortaya çıkan ve kendi kusurundan kaynaklanmayan sebeplerle hakemlik görevini ifa etmesi imkansızlaşabilir. Hakemin ölümü, yargılamaya dahil olmasına engel olacak derecedeki ağır hastalığa yakalanması, fiil ehliyetini kaybetmesi, hakemlik için gerekli vasıflarını kaybetmesi gibi fiziki ve hukuki imkânsızlık teşkil eden haller ile hakemin görevi sona erer.15 Hakemler her zaman hakemlikten istifa da edebilirler. Hakemlerin istifa edemeyeceğine ilişkin bir anlaşma hukuken geçersizdir.16 Yine her iki tarafın mutabık olması durumunda hakem ya da hakemlerin azli de mümkündür.17

Bahsettiğimiz bu durumlar haricinde hakemlerin reddedilmesi ya da yasaklılık sebeplerinin meydana gelmesiyle üzerine yargılamadan çekilmeleri söz konusu olabilir Görevin yerine getirilememesi ya da istifa veya azil gibi iradi sebeplere dayanarak sona ermesinden farklı olarak hakemin reddedilmesi usulü kanunda özel olarak ayrıntılı hükümlerle düzenlenmiştir.18

Bu noktada hakemin ister hastalık, azil, fiil ehliyetini kaybetme, istifa gibi sebeplerle görevini yerine getirememesi isterse reddi veya çekilmesi üzerine görevinin sona ermesi durumunda yargılamaya nasıl devam edileceğinin ele alınması gerekir. Buna göre hakemlerden birinin görevinin herhangi bir sebeple sona ermesi durumunda görevden ayrılan hakemin seçimindeki usul uygulanarak yeni bir hakem seçilecektir (HMK m.421/1). Kanunda “herhangi bir sebep” ifadesi kullanıldığı için bu hüküm tüm sona erme halleri için geçerli olacaktır. Genel kurala göre yeni hakem seçimi görevden ayrılan hakem için öngörülen usul doğrultusunda yapılacakken HMK m.421’in hükümet gerekçesinde, tarafların yeni hakem seçiminde anlaşmaya varamaması durumunda kanunun bu kısmında (11. Kısım) öngörülen yedek hukuk kurallarının uygulama alanı bulacağı ifade edilmiştir.19 Görüldüğü gibi hakem veya hakemlerden birinin görevinin sona ermesi durumunda kanun yeni hakem seçilerek yargılamaya devam edilmesini, başka bir deyişle tahkim sözleşmesinin ayakta tutulmasını hedeflemiştir. Genel düzenleme ve anlayış bu şekilde olmakla birlikte bazı özel sona erme sebepleri için kanunda ayrı düzenlemeler de bulunmaktadır. Örneğin hakemin reddedilmesiyle ilgili HMK m.418/5’e göre hakemin veya hakem kurulunun tümünün ya da karar çoğunluğunu ortadan kaldıracak sayıda hakemin ret talebini mahkemenin kabul etmesi hâlinde tahkim sona erecektir.

Hakemlerin tahkim yargılaması sürerken görevlerinin sona ermesiyle ilgili temel düzenlemeler bu şekilde olmakla birlikte doktrin ve uygulamada, ismen tayin edilen hakemlerin görevden el çekmesinin doğurduğu hukuki sonuçlar, hakemlerin diğer usullere göre belirlenmesine nazaran daha farklı bir şekilde değerlendirilmektedir. Aşağıda mevzuatımızda ve karşılaştırmalı hukukta yer alan düzenlemeler ile doktrin ve uygulamada yer alan görüşlere yer verilerek konuyla ilgili değerlendirme yapılacaktır.