Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

1632 Sayılı Askerî Ceza Kanunu’nun Belirlilik İlkesi Açısından İncelenmesi

Examination of the Military Criminal Law No.1632 in Terms of the Principle of Clarity and Definiteness

Hakan KAŞKA

Suçta ve ceza hukuku yaptırımlarında kanunilik ilkesi, ceza hukukunun bireyler için güvenceli olmasını sağlamaktadır. Kanunilik ilkesinin, Suçlunun Magna Cartası olarak adlandırılan sonuçlarından biri de belirlilik ilkesidir. Belirlilik ilkesi, suç ve ceza hukuku yaptırımlarını düzenleyen kuralların açık ve anlaşılır olmasıdır. Belirlilik ilkesinin yalnızca suç tiplerinin düzenlendiği hükümler için geçerli olduğu düşünülmemelidir. Suç tiplerine ilişkin hükümlerle birlikte uygulanacak genel hükümlerin de açık ifadeler içermesi gerekmektedir. Bu çalışmada, belirlilik ilkesi açısından 1632 sayılı Askerî Ceza Kanunu’nun hem genel hükümleri hem özel hükümleri incelenmektedir. Bu bağlamda, Kanun’un geneline bakıldığında, günümüz Türkçesinde kullanılmayan bazı sözcüklerin kullanıldığı görülmektedir. Kanun’un genel ve özel hükümlerindeki bazı ifadeler ise tanımlanmamıştır. Tanımlanan ifadeler ise derli toplu olarak tek bir tanım maddesinde gösterilmemiştir. Kanun’un özel hükümlerinde anlamı belirsiz ifadeler bulunmaktadır. Bunlardan bazıları beyaz hüküm niteliğindedir. Tüm bu durumlar, belirlilik ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.

Kanunilik İlkesi, Belirlilik İlkesi, Askerî Ceza Kanunu, Askerî Suç, Beyaz Hüküm.

The principle of legality in crime and criminal law sanctions ensures that the criminal law is safe for individuals. One of the consequences of the principle of legality, called the Magna Charta of Guilty, is the principle of clarity and definiteness. The principle of clarity is that the rules governing crime and criminal law sanctions are clear and understandable. The principle of clarity and definiteness should not be considered to be valid only for provisions in which criminal types are regulated. The general provisions to be applied together with the provisions regarding the types of crime must also include clear statements. In this study, both the general provisions and the special provisions of the Military Penal Law No. 1632 are examined in terms of the principle of clarity and definiteness. In this context, when looking at the whole of the Law, it is seen that some words that are not used in today’s Turkish are used. Some expressions in the general and special provisions of the Law are not defined. Defined expressions are not shown orderly in a single definition article. There are ambiguous expressions in the special provisions of the Law. Some of these are white provisions. All these situations contradict to the principle of clarity and definiteness.

The Principle of Legality, The Principle of Clarity and Definiteness, Military Penal Law, Military Offense, White Provision.

Giriş

Ceza hukukunda bireyler için güvence fonksiyonu olan ilkelerden biri, suçta ve ceza hukuku yaptırımlarında kanunilik ilkesidir.1 İlke, suç teşkil eden fiillerin ve bunlar karşılığında uygulanacak ceza hukuku yaptırımlarının kanun koyucu tarafından kanunla düzenlenmesi anlamına gelmektedir. Bu düzenlemenin, ilgili fiillerin işlenmesinden önce yapılması gerekmektedir. Diğer deyişle, bir kişinin bir fiil dolayısıyla ceza hukuku sorumluluğunun doğması, ancak bu fiilin işlenmesinden önce, onun suç niteliğinin, bu suç karşılığında uygulanacak ceza hukuku yaptırımları ile birlikte, kanunda açıkça gösterilmiş olması hâlinde mümkündür. Böylelikle, kanunilik ilkesi, bireylerin, hangi fiillerin suç teşkil ettiğini, hareketleri bakımından sahip oldukları serbest alanı bilebilmelerini sağlamaktadır.2

Kanunilik ilkesinin, önemleri dolayısıyla Suçlunun Magna Cartası olarak adlandırılan sonuçları vardır.3 Bunların, belirlilik ilkesi, kıyas yasağı, idarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza hukuku yaptırımları ihdas edilememesi, örf ve âdet kurallarıyla suç ve ceza hukuku yaptırımları belirlenememesi, suç ve ceza hukuku yaptırımlarını düzenleyen kuralların geriye yürütülememesi şeklinde ifade edilmesi mümkündür.4

Çalışmada, 1632 sayılı Askerî Ceza Kanunu’nun (AsCK) bazı hükümleri, kanunilik ilkesinin sonuçlarından biri olan belirlilik ilkesi açısından incelenmektedir. Kanaatimizce, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) madde (m.) 2/1’deki açıkça ibaresinden5 hareketle, belirlilik ilkesinin kapsamının, suç teşkil eden fiilin herkesin anlayabileceği kavramlarla yani açık ve seçik bir şekilde ifade edilmesiyle sınırlı olduğu kabul edilmemelidir. Bir kere, ceza normunun belirlilik ilkesine uygun bir şekilde ihdas edilmiş olduğundan söz edilebilmesi için bağımsız normların uygulanmasını sağlayan bağımlı normların6 da açık ve seçik ifadeler içermesi gerekmektedir. Çünkü örneğin, TCK’daki bir bağımsız normda ceza hukuku yaptırımının süresi veya miktarı açıkça belirtildiği hâlde, bu yaptırımın esası TCK’da veya sair bir kanunda açıkça belirtilmemişse veya belirtilmekle birlikte bu kanuna atıf yapılmamışsa burada artık belirlilikten söz edilmesi mümkün değildir. Öz itibarıyla, bir ceza kanunundaki (veya suç ve ceza hukuku yaptırımları içeren diğer kanunlarda bunlarla ilgili) tüm hükümlerde herkesin anlayabileceği dilde, açık ve seçik ifadeler kullanılmış olması gerekmektedir.7 İkinci olarak, madem belirlilik ilkesi, yalnızca bağımsız normlar için geçerli bir ilke değildir ve burada ilkeye uygunluktan bahsedilebilmesi için kanunun tüm hükümlerinde açık ve seçik ifadeler kullanılmasından hareket edilmektedir; o hâlde, belirliliği olumsuz etkileyen her husus, belirlilik ilkesinin ihlali olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle, bir kanunda dilin kullanılışı ve anlatım da belirlilik ilkesi ile yakından ilgilidir. Örneğin, bir kanunda o günkü dilde kullanılmayan ifadelerin sıklıkla yer alması hatta kanundaki yazım yanlışları ve anlatım bozuklukları, belirlilik ilkesinin ihlalidir. Çünkü kanundaki anlatım bozuklukları anlaşılırlığı güçleştireceği için belirliliği olumsuz etkileyecektir. Keza, bir kanunun düzeni, maddelerin ilgili yerde bulunmasını kolaylaştırması veya zorlaştırması şeklinde; maddelerin içerisinde fıkraların ve bentlerin gösterilişi anlaşılırlığı kolaylaştırması veya zorlaştırması şeklinde kanunun belirliliğini etkilemektedir.8 Bu nedenle, çalışmada, öncelikle belirlilik ilkesi açıklanacak, daha sonra ise belirlilik ilkesine uygunluğu bakımından, AsCK’daki dil ve anlatım, AsCK’nın düzeni, AsCK’da bu kanunda geçen bazı kavramların tanımlanmamış olması, AsCK’daki atıf normları ve nihayet AsCK’nın bazı özel hükümlerinde bulunan beyaz hüküm niteliğindeki düzenlemeler incelenecektir.