Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İngiliz Hukukunda Uzman Delili

Expert Evidence in English Law

Seyhan SELÇUK

Uzman delilinin kökeni İngiltere’de çok eskilere dayanmaktadır. Mahkemelerde uzmanın yardımından yararlanılmakla birlikte, açık bir şekilde kanuni düzenlemelerde, uzman delilinin bir delil olduğuna 1972 Medeni Delil Kanunu yürürlüğe girinceye kadar yer verilmemiştir. 1972 tarihli düzenlemeyi takiben, uzman delilinin, bir delil olarak kabul edildiği 1998 Medeni Usul Kanunu (CPR), Nisan 1999’da yürürlüğe girmiş ve uzman deliliyle ilgili önemli değişiklikler yapmıştır. Bu değişikliklerle uzman delilinin objektif olmasını sağlamak, yargılamanın uzamasını engellemek, yargılama giderlerinin artmasını önlemek ve taraf silahı olarak kullanılmasını engellemek hedeflenmiştir. Mahkemelerin uzman deliline yaklaşımı da bu hedefler çerçevesinde değişmiş ve içtihatlar ile uzman delilinin kullanımı şekillenmiştir. Bu makalede, öncelikle kısaca İngiltere’de uzman delilinin tarihsel gelişimi ele alınacaktır. Daha sonra, uzman delili, uzman delilinin düzenlendiği CPR m.35 temel alınarak içtihatlarla birlikte ayrıntılı olarak incelenecektir.

Uzman, Uzman Delili, Taraf Uzmanı, Müşterek Uzman, Danışman.

The origin of the expert evidence is based on a very old in the UK. Although expert assistance has been used in courts, it has not been explicitly included in the Law as an evidence until the 1972 Civil Evidence Act came into force. Following this regulation, Civil Procedure Rules 1998 (CPR) came into force in April 1999 and made significant changes on expert evidence. With these changes, they have been aimed to ensure that the expert evidence is objective, to prevent lengthen the proceeding, to avoid the increase of court costs and to prevent its use as a party weapon. The courts’ approach to expert evidence has also changed within the framework of these objectives, and the use of expert evidence has been shaped by cases law. In this article, firstly, the historical development of expert evidence will be discussed in the UK. Then, we will examine the expert evidence in detail by including the cases law based on the CPR r 35 in which the expert evidence is issued.

Expert, Expert Evidence, Party Expert, Single Joint Expert, Assessor.

I. Uzman Delilinin Tarihsel Gelişimi

Modern anlamda uzman delilinin (expert evidence/witness) ortaya çıkması ve kullanılmaya başlanmasından çok önce, İngiliz medeni yargılamasında,1 mahkeme kararları aracılığıyla yargılamaya yardımcı olmak amacıyla farklı iş ve mesleklerden gelen kişilerden yararlanılması bakımından iki farklı yöntem kullanılmaktaydı. Fakat bu yöntemler, günümüzdeki anlamıyla uzman delili kavramını tam anlamıyla karşılamamaktaydı.2 Bu yöntemlerden ilki, yargılamada karar merkezi olan jürinin gerekli bilimsel ve teknik bilgiye sahip kişilerden oluşturulmasını esas alan ve “özel jüri” (special jury)3 olarak nitelendirilen yöntemdi. Bu özel jüri, konunun niteliğine göre belli bir mesleğin üyelerinden, örneğin, hemşirelerden, tüccarlardan, aşçılardan veya balık satıcılarından oluşabilmekteydi.4 İkinci yöntem ise, vakıalar hakkında jüriye ve/veya mahkemeye yardımcı olması için danışman (advisor) atanması yöntemiydi.5 Danışmana, mahkeme tarafından hâkim veya jüriye konunun anlaşılmasında yardımcı olması için başvurulmaktaydı.6

1782 tarihinde Folkes v. Chadd davasında, uzman görüşü delili (expert opinion evidence) kavramı kullanılmış ve bunun kabul edilebilirliği konusunda, emsal teşkil eden bir karara imza atılarak, Norfolk Kontluğu’na bağlı Wells limanında yapılacak baraja ilişkin bir davada, uyuşmazlık konusuyla ilgili inşaat mühendisinin görüşüne başvurulmasının davanın kilit noktası bakımından önemli olduğuna vurgu yapılmıştı.7 İngiliz hukuk mahkemelerinde en azından 16. yüzyıldan beri farklı iş ve mesleklerden gelen kişilerden farklı yöntemlerle yararlanılmış olmakla birlikte, ayrı ve homojen bir delil kategorisi olarak uzman delili kavramının nispeten yeni olduğu söylenebilir.8 İlk olarak, 1852 Temyiz Mahkemesi Kanunu, bir hâkimin uzmanın (specialist) yardımına başvurabilmesine;9 daha sonra ise, 1873 ve 1875 Yargılama Kanunu’nda (Judicature Act) da ayrı bir delil biçimi olarak uzmana ilişkin hükümler yer almamış olsa da,10 söz konusu kanunlarda, mahkeme uzmanlarının (court expert) atanmasına izin verilmişti.11 İlgili düzenlemeler, mahkeme uzmanlarının atanmasına imkân vermiş olsa da bunlara mahkemeler tarafından çok fazla başvurulmamıştır. Bunun nedeni, mahkeme uzmanının mahkemeler tarafından kullanılmasının, delil belirleme hakkını taraflardan aldığı ve bunun taraf hakimiyeti (adversarial justice)12 sistemine aykırı olduğu şeklindeki düşünce olabilir.13 Nitekim, “uzman” kelimesi, 1858 tarihine kadar; “uzman delili” kelimesi ise, 1875 tarihine kadar İngiliz hukuk kararlarında da görünmemiştir.14

1934’de Yüksek Mahkeme Kanunu (the Rules of the Supreme Court) m.40’taki düzenleme ile yapılan bir değişiklik mahkemelerin uzman tayini ile taraf hakimiyeti ilkesi arasındaki uyumsuzluğu gidermenin bir yolunu bulmuş ve hâkime, taraflardan birinin talebi üzerine, bir uzman (expert) tayin etme yetkisini vermiştir.15 Bu düzenlemeyi takiben, 1972 Medeni Delil Kanunu (Civil Evidence Act 1972) m.3, uzman delilinin bir “delil” olarak kabul edilirliğine ilişkin ilk düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır.16

Bu tarihsel süreç sonunda, nihayet “uzman delili” (expert evidence) kavramı kanunlarda da yerini bulmuş olmakla birlikte, bu delilin kullanımı ve özellikle de bu delil üzerindeki taraflılık şüphesini azaltmak için, mahkeme kontrolünde uzman delili getirilebilmesinin yolları aranmış, uzman delilinin yargılamadaki rolü ve bunun kullanımına ilişkin ortaya çıkardığı sorunlara 1996 tarihinde Lord Woolf’un yayınladığı “Adalete Erişim” nihaî raporunda da yer verilmiştir.17 Bu rapor temel alınarak, hazırlanan İngiliz Medeni Usul Kanunu (CPR) 1999 yılında yürürlüğe girmiş ve bu kanunun 35. maddesinde uzman delili ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

II. Uzman Delili, Amacı ve Hukuki Niteliği

Uzman delili, dava konusu vakıaların çözümünün, bilimsel veya teknik bilgiyi gerektirmesi halinde, o vakıalara ilişkin kendi bilgi, deneyim ve uzmanlığına başvurulan kişinin kendisine sunulan hususlarda sahip olduğu bilgi, deneyim ve uzmanlığı sonucunda vardığı görüş ve sonuçları mahkemeye sunmasıdır.18

Günümüzde bilimsel ve teknolojik gelişmeler sosyal hayatı derinden etkilemiş olmakla birlikte, kişilerden, bilim veya teknolojinin gerektirdiği bilgiye tam anlamıyla sahip olmaları beklenememektedir. Söz konusu gelişmelerin sosyal hayata nüfus etmesinin kaçınılmaz bir sonucu olarak, taraflar arasında ortaya çıkan uyuşmazlıklarda da bilimsel ve teknik konular ister istemez önemli bir yer kaplamaktadır. Özellikle uyuşmazlığı kendileri giderememiş olan taraflar, mahkemeye başvurarak uyuşmazlığın giderilmesini talep ettiklerinde, iddia ve savunmalarının hazırlanması ve yargılama aşamasında bunların belirtilip ispatı meselesi gündeme geldiğinde, kaçınılmaz olarak, bilimsel ve teknik konulara ilişkin bilgi eksikliği nedeniyle bir engelle karşılaşabilmektedirler. Aynı şekilde, uyuşmazlığı çözmesi istenen hâkimin de uyuşmazlığın giderilebilmesi için gerekli olan bilimsel ve teknik bilgiye veya sanatın yahut herhangi bir mesleğin tüm inceliklerine sahip olması kendisinden beklenemeyeceği için, uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasında yine bu hususlar bir engel teşkil eder.19 Bu bağlamda, bilimsel ve teknik konularla sanatsal veya mesleki konularda tarafların iddia ve savunmalarını daha iyi sunup ispatlayabilmeleri ve hâkimin de uyuşmazlıkla ilgili karar verebilmesine yardımcı olmak amacıyla, uzman delilinin yargılamada yerini aldığı söylenebilir.

Ayrıca, CPR m.1.1’de, mahkemenin görevinin davaları adil bir şekilde çözüme kavuşturmak olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla, yargılamada uzmanın rolü, uzmanlık dahilindeki konularda mahkemenin davayı adil bir şekilde ele alıp ilerletmesine yardımcı olmaktır.20 Uzman taraflara da yardımcı olmakla birlikte, yargılamada uzman deliline başvurulmasının öncelikli amacı, mahkemeye yardımcı olmasıdır.21

Uzman delilinin bu amaç dışında ayrıca uzmanın yargılamada bağımsız bir uzman olarak hareket ederek, tarafların uyuşmazlıklarının çözülmesine yardım etmek ve uyuşmazlık konularını daraltmak suretiyle yargılamada zamandan ve masraftan tasarruf edilmesini sağlama işlevini yerine getirdiği de belirtilmektedir.22 Her davada, tarafların uzmanlarının yargılamada ele alınacak uyuşmazlık konularını mümkün olduğunca sınırlandırılması bakımından mahkemede özel görevleri olduğu Graigola Co Ltd v Swansea Corporation davasında23 ifade edilmiştir.

İngiliz hukukunda uzman delili, ispat hukuku içerisinde ele alınmaktadır ve adında da anlaşılacağı üzere bir delil olarak düzenlenmiştir.24 Yargılamada uzman deliline, mahkemeye delil sunması için başvurulduğu CPR m.35.2’de düzenlenmiştir. Diğer delillerden farklı olarak, uzman delilinde, uzman, görüşüne başvurulan konu hakkında kendi bilimsel ve teknik bilgisine dayanarak bir görüş bildirmekte25 ve bu görüş de delil olarak kabul edilmektedir.26 Uzman delilinin bir delil olduğu Davie v Magistrates of Edinburg27 davasında, mahkemeden çözümü istenen sorun, bilimsel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinde, hâkime karar verebilmesi için sahip olması gereken bilgi, uzman delili aracılığıyla sunulmuş olacak ve diğer delillerle birlikte, o hususun ispatı mümkün olabilecektir denilmek suretiyle ifade edilmiştir. Adalete erişim raporunda da uzmana mahkemeye uzmanlık konusuyla ilgili delil sunması için başvurulacağı açık bir şekilde belirtilmiştir.28

III. Uzman Deliline Başvurulabilecek Konular

Hangi konu hakkında uzman deliline başvurulabileceği belirlenirken, uzman deliline başvurulmak istenen konunun, hâkimin mesleği nedeniyle bilgisi dahilinde olan veya olması gereken bir konu olup olmadığına bakmak gerekecektir. Buna göre, hâkim hukuku bilir ilkesi nedeniyle, hukuki konularda, hâkime yardımcı olması için uzman deliline başvurulması mümkün değildir.29Midland Bank Trust Co Ltd and another v Hett, Stubbs and Kemp30 davasında mahkeme, davalının sorumluluğunun ne olduğuna ilişkin görüş beyan etmenin hukuki bir konuya ilişkin olduğuna ve buna ilişkin kararı mahkemenin vermesi gerektiğine karar vererek, bu konuda uzman delilinin kabul edilemeyeceğini belirtmiştir. Aynı şekilde, bir uzmanın, sadece hâkim tarafından yapılabilecek veya karar verebilecek hususlarda da görüş bildirmesine izin verilmez.31 Buna örnek olarak, tanık ifadelerinin değerlendirilmesi için uzman deliline başvurulamayacağı verilebilir.32 Aynı şekilde uyuşmazlık konusu hakkında değerlendirme yaparak sonuca varmanın uzmanın işi olmadığı; onun raporunda sadece vakıalar temelinde olaylardan hareketle tespitler yapması gerektiği JP Morgan Chase Bank v Springwell Navigation Corp davasında33 ifade edilmiştir.

Bir davada uzman deliline konu olabilecek hususlar çeşitli olabilmektedir. Uzman deliline, bilim, teknik veya sanatın her bir dalıyla ilgili konularda başvurulabileceği gibi herhangi bir mesleğin incelikleri hakkında da başvurulması mümkündür.34 Bunlara örnek olarak, kişisel yaralanmanın kapsamı ve sonucu hakkında tıbbi görüş sunması için uzmana başvurulması, el yazısının bir kişiye ait olup olmadığına ilişkin görüş sunması için uzmana başvurulması veya kâr kaybı iddiasıyla ilgili muhasebe uzmanına başvurulması verilebilir.35 Ayrıca, belli bir meslekle ilgili bazı uygulamalar, belirlenen kurallar veya standartlar söz konusu ise ve bunlar uyuşmazlık konusu oluşturuyorsa, o konu hakkında bilgi sahibi olmak amacıyla yargılamada uzman deliline başvurulabilir.36 Bununla birlikte konu, toplumun çoğunluğunun tecrübe ettiği bir şeye ilişkinse, o konuda uzman deliline başvurulmasının uygun olmadığı kabul edilmektedir.37

Uzman ancak kendi uzmanlık alanıyla ilgili konularda delil sunabilir. Bununla birlikte, uzman raporunda, kendi uzmanlık alanı dışına çıkan hususlarda da görüş bildirmişse, bu durum onun raporunun tamamen delil olarak kullanılamayacağı sonucunu doğurmaz; belirleyici olan, raporunda kendi uzmanlık alanıyla ilgili konuların da bulunup bulunmadığıdır.38