Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İcra Takibinde Borçlunun Temerrüde Düşme Anının Belirlenmesi

Determining Debtor’s Moment of Default in Executive Proceeding

Alper Tunga KÜÇÜK

İfası mümkün ve muaccel bir borcun ifasında gecikme durumunda, alacaklının ihtarıyla borçlu temerrüde düşer. Alacaklı, ihtar çekmek yerine doğrudan borçluya karşı icra takibine girişebilir. Bu durumda temerrüdün ne zaman gerçekleşeceği hususu önem arz eder. Ödeme emrinin unsurları ihtarda bulunması gereken unsurları içerdiğinden ve ödeme emrinin muhatabı borçlu olduğundan, ihtar çekilmeksizin icra takibi açılması durumunda borçlunun temerrüdünün ödeme emrinin tebliğ edilmesiyle gerçekleşeceğinin kabulü gerekir. Öte yandan temerrüt faizine de ödeme emrinin tebliğini takip eden günden itibaren hükmedilmesi gerekir. Ödeme emrinin takip talebine uygun düzenlenmemesi nedeniyle yapılan şikayet sonucunda iptal edilmesi durumunda ise, bu iptal geçmişe yönelik olduğundan borçlunun temerrüdü ortadan kalkar. Tebligatın usulsüz olması durumunda, temerrüt tarihi muhatabın usulsüz tebliği öğrendiğini beyan ettiği tarihtir. Tebligat yokluğunda ise, ödeme emri düzenlenen borçlu, fiilen kendisine icra takibi açıldığını öğrense dahi temerrüde düşmeyecektir.

İhtar, Temerrüt, Takip Talebi, Ödeme Emrinin Tebliği, Tebligat.

In case of delay in the discharge of a possible and due debt, the default of the debtor occurs with the caution of the creditor. The creditor may embark on execution proceeding directly against the debtor instead of instigating a caution. In this case, it is important when the default occurs. Since the elements of the payment order contain the elements of the caution and the addressee of the payment order is debtor, it is necessary to accept that the default of the debtor will occur by notice of the payment order in case of execution proceedings. Furthermore, default interest must be ruled from the day following the notice of the payment order. If the payment order is adempted as a result of a complaint, due to a non-compliance with the request to issue enforcement proceedings, the default of the debtor disappears since this ademption is retroactive. If the notification is inadequate, the default date is the date when the addressee declares that the debtor has learned inadequate notification. In the absence of a notification, the debtor, whose payment order has been issued, will not be in default even if the debtor learns that he has actually been enforced.

Caution, Default, Request to Issue Enforcement Proceedings, Notice of Payment Order, Notification.

GİRİŞ

Borçlunun temerrüdü her ne kadar borçlar hukuku alanına ait bir kavram ise de, bu kavramın icra hukukuna temas eden bazı noktaları bulunmaktadır. Borçlunun temerrüdünün şartlarından olan ihtar, alacaklı tarafından her durumda yerine getirilmemektedir. Alacaklı ihtar çekmek yerine, doğrudan borçlu aleyhine icra takibine giriştiğinde temerrüt anının ne olacağı tartışma konusu olmuştur. Borçlunun temerrüde düşme anı, temerrüt faizi bakımından da önem arz eder. Bu çalışmada öncelikle borçlunun temerrüdünün ne anlama geldiği ana hatlarıyla incelenecektir. Akabinde takip talebi ve ödeme emrine yönelik genel bilgilere değinilecektir. Sonrasında borçlunun temerrüdünün takip talebinin icra dairesine verilmesiyle mi yoksa ödeme emrinin borçluya tebliği ile mi gerçekleşeceği tartışılacaktır. Bu durumun tespiti yapılırken Yargıtay’ın farklı kararlarına, öğretideki karşıt görüşlere ve kanaatimize yer verilecektir. Nihayet temerrüdün faiz açısından önemi, temerrütte tebligatın işlevi ve ödeme emri ile takip talebi arasında uyumsuzluk olması halinde temerrüt anı tartışılacaktır.

I. BORÇLUNUN TEMERRÜDÜ

Borçlunun ifası mümkün ve ödeme günü gelmiş (muaccel) bir borcu ifada gecikmesi üzerine, kural olarak alacaklının ihtarıyla gerçekleşen sorumluluk sebebine borçlunun temerrüdü denir1. Borçlunun temerrüdü, borcun ifa edilmemesi hallerinden biri olup ifanın zaman bakımından borca aykırılığını ifade eder2.

Borç muaccel ve ifası mümkün olduğu halde borçlanılan edim yerine getirilmiyorsa, bu durumda alacaklı, borcun ödenmesi hususunu ihtar ederek borçluyu temerrüde düşürebilir (TBK m.117, I)3. Diğer bir ifadeyle temerrüt için kural olarak alacaklının ihtarı gerekir4. İhtar alacaklının borçluya borcunu ifa etmesi konusunda yönelttiği bir irade beyanıdır5. İhtar borçluya veya ihtarı kabule (ahza) yetkili temsilcisine, eğer borçlu ehliyetsiz ise borçlunun kanunî temsilcisine yapılmalıdır6.