Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Fsek Eser Sahibinin Manevi Haklarına Saldırı Halinde Talep Edilebilecek Manevi Tazminat

Harun MURATOĞULLARI

Eser sahibi manevi haklar ın ihlal edildiğine binaen FSEK m. 70/1 hükmüne dayanarak manevi tazminat davası açabilecektir. Öğretide ve Yargıtay kararlarında, söz konusu hükmün klasik haksız fiil rejiminin dışında bir sorumluluk öngördüğü çağrışımı yaptığı ileri sürülse de, kanaatimizce bu hüküm, klasik haksız fiil rejiminin özel bir yansımasıdır ve ihlal eylemini gerçekleştiren şahsın kusuru aranmalı, çokça dile getirildiği gibi ancak kusursuz sorumluluk hallerinde şahıs objektif sorumluluk altına sokulup manevi tazminata mahkûm edilebilmelidir.

FSEK, Manevi Haklar, Manevi Tazminat, Kusur Sorumluluğu

Author can sue a case on damages for mental anguish based upon the infringement of his moral rights according to Turkish Copyright Law article 70/1. In the doctrine and Supreme Court decisions, although it is claimed that it would anticipate a liability out of the provision of the classical tort regime, according to our opinion, this provision is a special reflection of classical tort regime and it should be sought as the fault of the person who carries out the infringement act. Moreover as commonly expressed only in the case of absolute liability conditions a person should be put an obligation of an objective liability and be sentenced to the damages for mental anguish.

Turkish Copyright Law, Moral Rights, Damages for Mental Anguish, Fault Liability.

I. GİRİŞ

İncelememizin konusu fikir ve sanat eserleri üzerindeki haklara yapılan saldırılar neticesinde eser sahibinin veya diğer hak sahiplerinin ileri sürebileceği manevi tazminat talebi meselesidir. Şüphesiz, bizim hukukumuzda tazminat sorumluluğu haksız fiil sorumluluğunun tabii bir uzantısıdır ve kural olarak kusur sorumluluğuna dayanır. Dolayısıyla haksız fiil niteliğinde olan fikir haklarına tecavüz sorumluluğunun haksız fiil sorumluluğu şartları kapsamında incelenmesi ve konunun aydınlığa kavuşturulması daha isabetli olacaktır. Bu şartlar hukuka aykırı fiil, kusur, zarar ve illiyet bağıdır.

Fikir ve sanat eserlerinden doğan haklara tecavüz sonunda açılacak manevi tazminat davaları iki türlüdür. Bunlardan ilki manevi tazminat hakkında genel hüküm niteliğinde olan ve kişilik haklarının ihlali durumunda işletilebilecek Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 58 uyarınca kişilik hakkının zedelenmesi nedeniyle talep edilebilecek manevi tazminat ve diğeri ise, 05.12.1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m. 70 hükmünce talep edilebilecek manevi tazminattır. FSEK m. 70 hükmüne göre; “manevi hakları haleldar edilen kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesi için dava açabilir. Mahkeme, bu para yerine veya bunlara ek olarak başka bir manevi tazminat şekline de hükmedebilir.” Acaba FSEK m. 70 hükmü ile TBK m. 58 hükmü arasındaki ilişki nedir? Davacının manevi tazminat talebinin dayanağı niteliğinde alternatif hükümler midir, yoksa genel hüküm-özel hüküm ilişkisi mi vardır yahut birbirinden bağımsız ve şartları farklı olan hükümler midir?

Yukarıda da belirttiğimiz üzere fikir ve sanat eserleri üzerindeki manevi haklara tecavüzü haksız fiil olarak nitelendirirsek FSEK m. 70’i, TBK m. 58’in bir tekrarı ve bu konuda kanunkoyucunun meseleye önem atfederek hususiyle düzenlediği ihtimalini kabul ederiz. Diğer yandan Yargıtay’ın yaklaşımı FSEK m. 70’in apayrı bir tazminat hükmü olduğu kanaatini uyandıracak nitelikte şekillenmiştir. Bu tartışmayı bu kısımda ilerletmeden Yüksek Mahkemenin yerleşmiş uygulamasını belirtecek olursak; “manevi hakların ihlali nedeniyle manevi tazminat isteyebilmek için eser sahibinin kişilik haklarının da tecavüze uğramış olması koşulu aranmaz. FSEK.nun 70. maddesi, manevi tazminat istemini kişilik haklarından bağımsız olarak, hükme bağlamıştır. Bu bakımdan BK.nun maddesi hükmün, FSEK.nun 70. maddesinin tamamlayıcısı veya onun yerine ikame edilecek bir hüküm olarak görmemek gerekir. Zira bu iki hükmün yaptırıma bağladığı menfaatler birbirinden farklıdır. Ancak, zarar miktarının tayininde hâkim, BK.nun 42/2. maddesi (TBK m. 58) hükmüne göre takdir yetkisine sahiptir.”1