Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Medeni Yargılama Hukukundaki Yemin Delili ile Vergi Yargılaması Hukukundaki Yemin Delili Hakkında Genel Bir Değerlendirme

A General Evaluation of Proof by Oath in Law of Civil Procedure and Proof by Oath in Taxation Law

Seda ÖZMUMCU

Medeni yargılama hukukunda inançlar ve kutsal kabul edilen değerlere dayanılarak elde edilen yeminin, kesin delil niteliğinde olduğu görülmektedir. Uzun zamandır Batı da birçok ülkenin hukuk mevzuatından delil veya kesin delil olmaktan çıkarılmış olmasına rağmen, Türk hukuk sisteminde halen uygulanmaya devam etmektedir. Ancak bu delil türünün, yargılama sırasında yemin edecek olan tarafın kutsal saydığı inançlar ve değerlere dayalı ve sübjektif nitelikte olması geçmişten günümüze kadar gelen tartışmaları da beraberinde getirmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenen bu delil türü, hâkimi bağlayıcı niteliktedir ve böylelikle hâkimin delilleri serbestçe değerlendirmesi ilkesine sınırlama getirmektedir. Buna karşılık, vergi yargılaması hukukunda ise, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri gereğince, vergiyi doğuran olayın ispat edilmesi için kabul edilen deliller arasında, yemin delilinin kabul edilmediği görülmektedir. Uyuşmazlığın taraflarından birinin devlet olması ve yemin delilinin genel olarak güvenilir olmaması sebebiyle vergi hukukunda yemin delili kabul edilmemektedir. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı, yemin delilinin iki farklı yargılama hukuku sistemi altındaki görünümünü incelemek ve değerlendirmektir.

Medeni Yargılama Hukuku, Yemin Delili, İspat, Vergi Hukuku, Vergiyi Doğuran Olay.

In law of civil procedure, proof by oath which is based on beliefs and sacred values, is considered as conclusive evidence. Even though, for a long while proof by oath has been removed from the legislation of many western countries as being evidence or conclusive evidence, its application is still existent in Turkish legal system. Still, the fact that this type of evidence is subjective and based on beliefs and sacred values of the party who will be taking an oath druing the trial brings many discussions from past to present. This type of evidence, which is regulated under the Code of Civil Procedure numbered 6100 is binding the judge and hence, is limiting the principle that the judge can freely evaluate evidence. On the other hand, in taxation law, pursuant to the provisions of the Tax Procedure Law numbered 213, proof by oath is not among the evidence which is accepted to proove the taxable event. Since, one of the parties to the dispute is the state itself and proof by oath is not reliable in general, proof by oath is not accepted in tax law. In that respect, the aim of this study is to analyze and evaluate proof by oath under two different procedural law systems.

Law of Civil Procedure, Proof by Oath, Proof, Taxable Event, Taxation Law.

Giriş

Medeni yargılama hukukunda yemin, bir davada tarafların, çekişmeli olan ve davanın çözümü ile bağı bulunan bir olayın doğru olup olmadığı hususunun, mahkeme huzurunda ve Kanun’da öngörülen usule bağlı kalınarak, kutsal sayılan inanç ve değerler üzerine sözlü bir şekilde açıklanmasıdır.1

Medeni yargılama hukukunda mahkeme önünde yeminin yerine getirilmesi, belirli bir prosedüre bağlı tutulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun m.233 hükmü gereğince, yeminin edası için öngörülen usul şu şekildedir:

(1) Yemin, mahkeme huzurunda eda olunur.