Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Netflix’in Sonu mu? Düzenleme - Sansür Sarkacında “Radyo, Televizyon ve İsteğe Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkında Yönetmelik Taslağı”

Olgun DEĞİRMENCİ

Giriş

Türkiye’de, radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerini düzenleyen 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanuna, 21 Mart 2018 tarihli ve 7103 sayılı Kanunun 82’nci maddesiyle eklenen 29/A maddesiyle, yayın hizmetlerinin Internet1 ortamından sunumu da, ilgili Kanun kapsamına alınmıştır.

Yapılan bu düzenlemeyle, daha önce de birçok defa yapılan tartışmalar tekrar su yüzüne çıkmıştır. Nitekim bu düzenlemeyle, siyasi iktidarın Internet alanını da denetime tabi tutmak suretiyle, özgürlükler alanını yok edeceği; doğası gereği özgür olması gereken internetin sansüre tabi tutulacağı yönündeki eleştiriler medyada yer almıştır.

Söz konusu eleştirilerin, çoğunlukla düzenlemenin dilinin muğlak olduğu, özellikle madde kapsamında olmayan “isteğe bağlı yayın hizmetlerini internet ortamından iletmeye özgülenmemiş platformlar” ifadesinin anlamını belirlemenin güç olduğu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından söz konusu platformlardan abone bilgilerinin istenebileceği ve bunun da dijital fişlemeye sebebiyet verebileceği2 , Internet’in RTÜK ve Bilgi ve Teknolojileri Kurumunun (BTK) çifte denetimi altına gireceği3 , Milli İstihbarat Teşkilatından (MİT) ve Emniyet Genel Müdürlüğünden (EGM) izin belgesi alınmasının uluslararası kamuoyuna izahında güçlük yaşanacağı4 noktalarına yoğunlaştığı görülmektedir. Buna karşın, düzenlemenin gerekli olduğunu ifade eden görüşler de, burada yer alan düzenlemenin bir sansür olmadığı, Avrupa Birliği düzenlemelerine uygun olduğu, temel hakların ortadan kaldırılmasından ziyade temel hakların istenilen şekilde kullanılabilmesine ilişkin bir düzenleme olduğu noktalarında düzenlemenin haklılığını açıklamışlardır.5

Düzenlemenin Kanunlaşma Süreci

21 Mart 2018 tarihinde kabul edilen 7103 sayılı Kanunun Hükümet tarafından TBMM’ne gönderilen Tasarısının 73’üncü maddesinde yapılan düzenlemeyle, Internet ortamından yapılan yayınlar da, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkındaki Kanun hükümlerine tabi kılınmıştır.6

Tasarıdaki inceleme konumuz olan maddenin gerekçesine bakıldığında, temel olarak iki nedenden dolayı düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu anlaşılmaktadır. Bunlardan birincisi, söz konusu yayınların Internet üzerinden yapılması7 suretiyle denetimden kaçınmaları ve ikinci olarak da yapmış oldukları yayınlardan dolayı vergi ve benzeri mali yükümlülüklerinin olmamasıdır.8

Tasarının esas komisyon olarak sevk edildiği Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu, Taslağın 73’üncü maddesi ile ilgili yapılan eleştiriler sonunda, maddenin Anayasa’nın 2’nci, 13’üncü, 22’nci ve 26’ncı maddelerine aykırı ve konunun Plan ve Bütçe Komisyonunun ihtisas alanı dışında olduğunun ve geniş katılımla tartışıldıktan sonra yasalaştırılmasının uygun olacağının tespitini içermektedir.9

Komisyonda yapılan tartışmalara göz atıldığında; “İnternet üzerinden yapılan yayınlarda herhangi bir kamusal alan bulunmamakta, kişiler veya şirketler kendilerince ücret ödenerek kiralanan hat üzerinden yayın yapılmaktadır. Bazı büyük şirketlerin, uluslararası şirketlerin internet üzerinden yaptıkları yayınlarda ortaya çıkan reklam vb şeylerden kaynaklanan gelirlerinin vergilendirilmesi gerekir. Fakat bu sorunun çözümü internet üzerinden yapılan radyo ve televizyon yayıncılığına lisans alma zorunluluğu getirmek değildir.

İnternetteki yayın içeriklerinin denetimi ile elde edilen gelirlerden vergi alınacağı görüntüsü adı altında, internet üzerinden iletim yapan tüm sosyal medya iletişim mecralarına sansür getirerek erişimin engellenmesi amaçlanmaktadır. Bu düzenleme Anayasada tanımlanan iletişim ve haberleşme özgürlüğü ihlal etme riski çok yüksek olan bir düzenlemedir. 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun barındırdığı bazı maddeler (8, 8/A, 9, 9/A maddeleri) ve uygulamada RTÜK’ün aşırı yetkilendirilmesi de farklı problemlere neden olabilecektir” hususunun vurgulandığı görülmektedir.

Benzer şekilde Komisyon, özellikle Anayasa’nın 26’ncı maddesinde düzenlenen “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti”ne dikkat çekmiş ve Anayasa Mahkemesinin E. 2014/149 ve K. 2014/51 sayılı Kararına gönderme yapmıştır.10 Anayasa Mahkemesinin bahsi geçen iptal kararı, 6552 sayılı Kanunla 5651 sayılı Kanunun 8’inci maddesine 16’ncı fıkra olarak eklenen; “(16) Millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi nedenlerinden bir veya bir kaçına bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, erişimin engellenmesi Başkanın talimatı üzerine Başkanlık tarafından yapılır. Erişim sağlayıcıları Başkanlıktan gelen erişimin engellenmesi taleplerini en geç dört saat içinde yerine getirir. Başkan tarafından verilen erişimin engellenmesi kararı, Başkanlık tarafından, yirmi dört saat içinde sulh ceza hâkiminin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırk sekiz saat içinde açıklar.” hükmüne ilişkindir. Söz konusu iptal kararında Anayasa Mahkemesi, erişimin engellenmesi ile ilgili önemli tespitlerde bulunmuştur.

Komisyon Raporunda ifade edilen önemli itirazlardan birisi de, Internet ortamında yapılan yayınlarla karasal veya uydu üzerinden yapılan yayınların teknik olarak birbirinden farklı olmasından dolayı aynı gerekçeyle 6112 sayılı Kanun kapsamına alınmasıdır. Bu bağlamda karasal ve uydu üzerinden yapılan yayınlarda sınırlı bir frekansın tahsisi söz konusu olduğundan lisans verilmesi olağan iken Internet üzerinden yapılan yayınlarda, böyle sınırlı bir alanın tahsisi söz konusu değilken lisanslama yapılmasının gereksiz olduğu ifade edilmiştir.

Komisyon Raporunda, Tasarının 73’üncü maddesinin açık bir şekilde Anayasaya aykırı olduğu ifade edilmesine rağmen, Tasarı TBMM Genel Kuruluna gelmiştir. TBMM Genel Kurulunda, madde üzerine yapılan konuşmalarda çoğunlukla düzenlemenin, Internet’in özgürlükçü doğasına müdahale teşkil edeceği ve sansür boyutuna varacağı yönünde özellikle muhalefet milletvekilleri tarafından görüş beyan edilmiştir.

TBMM Genel Kurulunda, Tasarının 73’üncü maddesinde bir değişiklik, iki ekleme yapılmıştır. Genel Kurul’da yapılan ilk değişiklik, Tasarının Esas Komisyondan gelen 84’üncü maddesinin (Tasarının 73’üncü maddesi), ikinci fıkrasının ikinci cümlesi, “Bu karar, 5651 sayılı Kanun uyarınca gereği yapılmak üzere Erişim Sağlayıcıları Birliğine gönderilir.” şeklinde iken, kararın gereği yapılmak üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderilmesi şeklinde değiştirilmesidir. Bu değişiklik kanaatimizce, olumlu bir değişiklik olmuştur. Nitekim Internet üzerinde erişim engellenmesi ile ilgili yetkilerde koordine merkezi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumudur. Bu değişiklikle, RTÜK ile Erişim Sağlayıcıları Birliği (ESB) arasındaki karar - icra mekanizması kurulması yerine, zaten 5651 sayılı Kanunla mevcut olan BTK - ESB arasındaki karar - icra mekanizmasına bu alanda da işlev kazandırılmıştır. Bu değişikliğin sonucuna ilişkin tespite çalışmanın ilerleyen bölümünde yer verilecektir.

Genel Kurulda yapılan ilk ekleme, Tasarının 84’üncü maddesinin ikinci fıkrasına bir cümle eklenmesidir. Bu cümleye göre; “Bu madde uyarınca verilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı hakkında 5651 sayılı Kanunun 8/A maddesinin 3’üncü ve 5’inci fıkraları uygulanır.”. 5651 sayılı Kanunun 8/A maddesinin üçüncü fıkrası, erişimin engellenmesi şekline yönelik bir düzenlemedir. Bilindiği üzere erişimin engellenmesi “Alan adından erişimin engellenmesi, IP adresinden erişimin engellenmesi, içeriğe (URL) erişimin engellenmesi ve benzeri yöntemler kullanılarak erişimin engellenmesini” ifade etmektedir (5651 s. K. m.2). Bu tanımdan hareket edildiğinde, Kanunda gösterilen erişimin engellenmesi yöntemlerinin dışındaki yöntemler de, örneğin platform tabanlı erişimin engellenmesi erişimin engellenmesi yöntemi olarak kullanılabilecektir. Bu düzenlemeyle, RTÜK tarafından 2’nci maddeye göre sulh ceza hâkimliğinden alınan ve icra edilmek üzere BTK’ya gönderilen erişimin engellenmesi kararının öncelikle ihlalin gerçekleştirildiği sayfa (URL) ile sınırlı olması gereklidir. Ancak teknik olarak ihlal URL tabanlı erişim engellenmesi ile önlenemezse, IP veya DNS tabanlı engelleme yapılabilecektir. Eklenen cümle ile Tasarının 84’üncü maddesi kapsamında uygulanma olanağı bulan 5651 sayılı Kanunun 8/A maddesinin beşinci fıkrası ile de BTK tarafından, verilen kararın yerine getirilmesini engellen Internet aktörlerine idari para cezası verilebilecektir.

Genel Kurulda yapılan diğer ekleme, Tasarının 84’üncü maddesine bir fıkra eklenmesidir. Söz konusu fıkra şu şekildedir; “(4) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun görev ve yetkileri saklı kalmak kaydıyla, bireysel iletişim bu madde kapsamında değerlendirilmez ve radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerini internet ortamından iletmeye özgülenmemiş platformlar ile radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerine yalnızca yer sağlayan gerçek ve tüzel kişiler bu maddenin uygulanmasında platform işletmecisi sayılmaz.”. Bu eklemeyle, 84’üncü maddenin kapsamına hangi platformların girdiği, kapsamına girmeyenlerin belirtilmesi suretiyle açık hale getirilmeye çalışılmıştır.

Bu değişikliklerin kabul edilmesi ile birlikte Tasarının 84’üncü maddesiyle, 6112 sayılı Kanuna 29/A maddesi eklenmiştir.11

Taslak Yönetmelikte Yer Alan Düzenlemeler

21 Mart 2018 tarihli ve 7103 sayılı Kanunun 82’nci maddesiyle, 6112 sayılı Kanuna 29/A maddesi olarak eklenen ve kanunlaşma süreci yukarıda izah edilmeye çalışılan düzenlemenin beşinci ve son fıkrası gereğince RTÜK ve BTK tarafından, Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren 6 ay içerisinde çıkarılacak bir yönetmelikle;