Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sınai Mülkiyet Kanunu Bağlamında
 Patent Zorunlu Lisans Sistemi

Compulsory Licensing System in Patent Law in the Context of
Industrial Property Law

Onur SARI

Zorunlu lisans, devletin yetkili organları tarafından tanınan ve lisans verenin rızası hilafında verilen bir lisanstır. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte “Zorunlu Lisans Sisteminde” değişiklikler yapılmıştır. İlk önemli değişiklik zorunlu lisans verilebilecek hallerin sayısında görülmüştür. Mülga 551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye nazaran zorunlu lisans verilebilecek hallerin sayısı artırılmıştır. İkinci önemli değişiklik ise Rekabet Kurulu’nun kanundaki şartların gerçekleşmesi halinde zorunlu lisans verebileceği yönündeki düzenlemedir. Zorunlu lisans sisteminde tanınan lisans ise kural olarak basit lisanstır. Ancak kamu yararının varlığı halinde inhisari lisans olarak verilebilir. Zorunlu lisans alanın alt lisans verme yetkisi ise bulunmamaktadır. Zorunlu lisansın, kullanım bedeli, süresi, koşulları, zorunlu lisans kararında belirtilir.

Zorunlu Lisans, Patent Hukuku, Fikri Mülkiyet Hukuku, Ticaret Hukuku, Medeni Hukuk.

A compulsory licensing is a license recognized by the governmental authorities and granted by the consent of the licensor. “Compulsory License System” has been amended as the Industrial Property Law No. 6769 entered into force. The first significant change was observed in the number of cases where compulsory licenses can be granted. In comparison with the repealed Decree Law No. 551 on the Protection of Patent Rights, the number of cases where compulsory licenses can be granted have increased. The second important change is that the Competition Board may issue compulsory licenses upon realization of conditions set forth in the law. As a rule the license, recognized in the compulsory licensing system, is a simple license. However, it may be granted as an exclusive license for public interest purposes. The compulsory license area does not have a power to grant sub-license. The usage fee, duration, terms and conditions of the compulsory license shall be specified in the compulsory license decision.

Compulsory License, Patent Law, Intellectual Property Law, Commercial Law, Civil Law.

I. Giriş

Patent hakkının korunmasının, hem mucitler hem toplum açısından olumlu sonuçları bulunmaktadır. Patent hakkıyla birlikte, bir yandan mucidin buluşu üçüncü kişilerin yetkisiz kullanımlarına karşı korunmakta biryandan ise toplum, patentli teknoloji hakkında bilgi sahibi olmaktadır.

Patent hakkını, sadece buluş sahibinin kendisi veya yetkilendirdiği kişiler kullanabilir. Bununla birlikte patent sahibinin, buluşun kullanımını hiç kimseye tanımayarak veya kendisi de kullanmayarak piyasaya kapatmasını hukuk düzeni korumayacaktır. Nitekim patent hakkı, buluş sahibinin menfaatlerinin yanı sıra toplumun menfaatlerini de korumaktadır.

Zorunlu lisans sistemi buluş sahibinin hakkını kötüye kullanmasına mani olmak için getirilmiş bir sistemdir. Bununla birlikte zorunlu lisans sistemi, sadece patent sahibinin patentini kullanmaması halinde değil; patent sahibinin rekabet kurallarına aykırı kullanımı, patentler arasında bağımlılık, kamu yararının varlığı, yeni bitki çeşitlerinin geliştirilmesi ve başka ülkelerdeki sağlık sorunlarını önlemek için de tesis edilebilir.

Zorunlu lisansın tesis edilebileceği tüm bu hallerde toplumsal yarar düşünülmüş ve patent hakkı sahibi tarafından hakkın kötüye kullanılması önlenmeye çalışılmıştır.

II. Tarihi Gelişimi

Patent hakkı, zorunlu lisans sistemiyle patent sahibinin rızası hilafında, üçüncü kişilerin kullanımına sunulmaktadır.

Zorunlu lisans sisteminin kökleri, İngiliz hukukunda verilen kraliyet imtiyazlarıyla ilk defa 19. yüzyılda görülmeye başlanmıştır. Bu patent imtiyazları, buluş sahibini korumaktan ziyade belirli bir endüstrinin ülkeye sokulması için verilmiştir. Bu nedenle, patentin kullanılması yükümlülüğünü içermektedir.1 Ayrıca İngiltere’de dev kuruluşların patentleri satın alıp üçüncü kişilerin bunlardan yararlanmasını engellemesi çekincesiyle ve ilaç, gıda gibi önemli endüstrilerde yeterli üretimin yapılamayacağı endişesiyle zorunlu lisans sistemi düzenlenmiştir.2 Zorunlu lisans sistemi uluslararası anlaşmalarla da düzenlenmiştir. 1883 tarihli Sınai Mülkiyetin Korunmasına İlişkin Paris Sözleşmesi ve Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Anlaşması (TRIPS), zorunlu lisansın düzenlendiği ve Türkiye’nin de taraf olduğu başlıca anlaşmalardır. Paris Sözleşmesinde; patent, tasarım, faydalı model gibi sınai mülkiyet hakları kapsamlı bir şekilde düzenlenmiştir. Sözleşmenin 5’inci maddesinde zorunlu lisans da düzenlenmiştir. Üye devletlerin zorunlu lisans sistemini düzenlemesindeki amaç ise, inhisari bir hak olan patent hakkının bu özelliğinin suiistimal edilmesini önlemektir.3 Bir diğer anlaşma olan TRIPS, Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) üye devletler arasında kurulan bir uluslararası anlaşmadır. Bu anlaşmayla devletler, fikri ve sınai haklar konusunda standartları belirlemiştir. Ayrıca TRIPS’in 31’inci maddesinde zorunlu lisansa ilişkin hükümler düzenlenmiştir. TRIPS m.31’de düzenlenen zorunlu lisans sistemi, sonraları başka ülkelerdeki kamu sağlığı sorunlarını çözmek amacıyla genişletilmiştir.4

Türk hukukunda patent ilk kez, 23.03.1879 tarihli İhtira Beratı Kanunuyla düzenlenmiştir. Ancak zorunlu lisans sistemine ilişkin bir düzenleme bu Kanunda bulunmamaktadır. Berata bağlı hakların kötüye kullanılması halinde, berat hakkının mahkeme tarafından sona erdirilmesine imkân tanınmıştır.5 İhtira Beratı Kanunu döneminde mahkemelerin verdiği kararlarda da kullanılmayan patent hakkının sona erdirilebileceği yönünde hükümler verilmiştir.6 Daha sonraları ise 27.06.1995 tarihli 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (PAT. KHK) yürürlüğe girmiştir. Bu düzenlemenin yedinci kısım birinci bölümünde 99’uncu maddeden itibaren detaylı bir şekilde zorunlu lisans sistemi düzenlenmiştir. Bununla birlikte, kanunla düzenlenmesi gereken zorunlu lisans kurumunun, kanun hükmünde kararnameyle düzenlenmesi yerinde bir yaklaşım değildir. Arkasından ise 22.12.2016 tarihli 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunuyla (SMK) zorunlu lisans sistemi tekrardan düzenlenmiştir.

SMK’da zorunlu lisans verilecek haller PAT. KHK’sı sistemine göre artırılmıştır. Ancak SMK, PAT. KHK’ya göre çok daha az hüküm içermektedir. Zorunlu lisans sisteminin işleyişi ve kurulması konusunda Kanunda yeterli düzenleme bulunmaması, uygulamada birçok hukuki soruna neden olabilecektir.

III. Zorunlu Lisansın Konusu

Zorunlu lisans sisteminin konusu patent hakkının kullanımıdır. Patent hakkı sahibine inhisari bir kullanım hakkı tanımaktadır.

İnhisari hakka sahip olan patent sahibi, hakkı üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilir. Üçüncü kişilerin izinsiz bir şekilde patent hakkını kullanması halinde patent sahibi, patentin tecavüz hükümleri gereği bu izinsiz kullanımları men edebilecektir. Patent sahibi, dilerse, patent hakkını lisans sözleşmeleriyle üçüncü kişilerin kullanımına sunabilir. Lisans sözleşmeleri ise, her sözleşmede olduğu gibi tarafların karşılıklı uygun irade beyanlarının uyuşmasıyla kurulmaktadır. Bu nedenle, bir sözleşme ilişkisinin kurulması için her iki tarafın da rızasının bulunması gerekir. Bu tür sözleşmeler isteğe bağlı lisans olarak tanımlanabilir.7

Patent hakkı sahibine inhisari hakla geniş bir tasarruf yetkisi verilmesi adaletli bir yaklaşım olmayacaktır. Doktrinde de birçok yazar, patent hakkı sahibine geniş bir inhisari hak tanınmasını eleştirmiş ve zorunlu lisans sisteminin patent sahibinin hakkını kötüye kullanmasına karşı bir sistem olduğunu belirtmiştir. Yazarların görüşlerine değinirsek ODMAN; zorunlu lisans, teknolojik ürün sahiplerinin hak sahipliğinin kamu yararına aykırı sonuç doğurmasını önlemeye yönelik bir mekanizma olduğunu belirtmiştir.8 GÜNEŞ, patent hakkının, sadece üçüncü şahısları patenti kullanmaktan men etmek için kullanılmasının; hakkın amacına, rekabet hukuku ilkelerine ve kamu yararına aykırı olacağını belirtmiştir.9 REID, patent sahibinin patent hakkından doğan bu inhisari hakkını suiistimal etmemek amacıyla zorunlu lisans kurumunun düzenlendiğini belirtmiştir.10 ÖZSOY, zorunlu lisans sisteminin getirilmesinin temelinde patentli buluşun kullanılmasını sağlayarak toplumun menfaatinin gerçekleştirilmesi ve patent sahibinin hakkını kötüye kullanmasının engellenmesinin yattığını belirtmiştir.11 CAMCI, patent hakkının patent sahibinin tekel kurmasına olanak vermeyeceğini, patent sahibinin bu nitelikte bir eyleme girişmesi halinde, haksız rekabete aykırılık temelinde, mahkemenin zorunlu lisans tesis etmesi durumunun söz konusu olabileceğini belirtmiştir.12 BENTLY / SHERMAN, zorunlu lisans sistemi sayesinde patent sahibinin patenti kullandırma yönünde rızası olmasa bile üçüncü kişilerin patenti kullanmasının mümkün olduğu görüşündedir.13 İnhisari hak nedeniyle patent sahibi, patent hakkı üzerinde bir tek kendisi tasarrufta bulunabilecek; üçüncü kişilerin patentten yararlanması mümkün olmayacaktır. Bu durumda kanımızca, teknolojinin, sadece belirli bir kesim tarafından kullanılmasına neden olacaktır. Kanunkoyucu da patent hakkı sahibinin bu hakkını kötüye kullanmasına engel olmak amacıyla zorunlu lisans sistemini düzenlemiştir.

Zorunlu lisans sistemi, lisans sözleşmesi ilişkisine benzetilebilir. Ancak lisans sözleşmeleri tarafların serbest iradeleriyle kurulmaktadır. Nitekim bir sözleşmenin kurulabilmesi için tarafların karşılıklı ve birbirlerine uygun irade beyanlarının uyuşması gerekir.14 Bu uyuşma tarafların serbest iradeleriyle şekil alacaktır. Sözleşmenin kurulması için tarafların esaslı noktalarda anlaşması gerekir. Ayrıca sözleşmenin geçerlilik koşullarını da taşıması gerekir. Oysa zorunlu lisansta bir yetkili devlet organının, patent sahibinin rızasını almaksızın, patentli buluşun kullanımını üçüncü kişiye veya devlet kurumuna lisansla tanıması söz konusudur.15 Bu nedenle patent sahibinin rızası aranmamaktadır.16 Zorunlu lisans sistemiyle birlikte özel hukukun temelini oluşturan ve aynı zamanda anayasal bir temeli de olan irade serbestisi prensibinden ayrılarak farklı bir düzenleme getirilmiştir.17 Bu sistemde, tarafların irade serbestesi sisteminin dışına çıkılmakta ve ancak Kanunda belirtilen belirli koşulların varlığı halinde patent hakkı sahibi, lisansı vermekle yükümlü olmaktadır.18 Patent sahibinin iradesi yerine mahkeme kararı (Cumhurbaşkanı kararnamesi veya Rekabet Kurulu kararı) geçmektedir.

Zorunlu lisans, sadece Kanunda belirtilen hallerde ve yine Kanunda belirtilen şartların gerçekleşmesi durumunda tesis edilebilecektir.