Kamu Zararının Tahsili İstemiyle Açılacak Davalarda Zamanaşımı Süreleri
Suat ŞİMŞEK
Kamu zararının tahsili istemiyle açılacak davalar, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 74’üncü maddesinde on yıllık zamanaşımına tabi kılınmışlardır. Ancak Yargıtay uygulamasında kamu zararı, ilgililer tarafından, devlete yapılmış bir haksız fiil olarak değerlendirilmekte ve Borçlar Kanununun haksız fiile ilişkin hükümleri kıyasen uygulanmaktadır. Çalışmada kamu zararının tahsiline ilişkin davalarda uygulanacak zamanaşımı süreleri, Yargıtay kararları ışığında irdelenecektir.
Kamu Zararı, Haksız Fiil, Borçlar Kanunu, Zamanaşımı Süresi.
I. GİRİŞ
Kamu mali yönetimimiz, 2003 yılında yürürlüğe konulan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile köklü değişikliklere uğramıştır. Bunlardan bir tanesi de kamu zararı ile ilgili hususların 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununa göre daha açık bir şekilde düzenlenmesidir.
Kamu zararının tahsilinde zamanaşımı süresi, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 74’üncü maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre, kamu zararının meydana geldiği yılı izleyen mali yılın başından başlamak üzere, zamanaşımını kesen ve durduran genel hükümler saklı kalmak kaydıyla, onuncu yılın sonuna kadar tespit ve tahsil edilemeyen kamu zararları zamanaşımına uğrar. Görüldüğü üzere 5018 sayılı Kanun, yalnızca on yıllık süreye yer vermiştir.
Ancak Yargıtay uygulamasında, kamu görevlileri tarafından devlete verilen zararların tazminine ilişkin (eylemin niteliği, sorumluluğun şartları, sorumluluğun niteliği, faizin başlangıcı, zamanaşımı süreleri vb.) hususlarda Borçlar Kanununun haksız fiile ilişkin hükümleri kıyasen uygulanmaktadır1. Bu durumda karşımıza 5018 sayılı Kanunun 74’üncü maddesinde yer alan on yıllık zamanaşımı süresinin yanı sıra, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 72’nci maddesinde yer alan iki yıllık (818 sayılı Borçlar Kanununun 60’ıncı maddesinde yer alan bir yıllık) zamanaşımı süresinin uygulanıp uygulanmayacağı sorunu çıkacaktır.
