Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ceza Muhakemesi Kanununda Yapılan Değişiklikler Çerçevesinde Müdafilik

Defense Lawyer in the Framework of Amendments Made to the Criminal Procedure Law

Gülsüm Cansu DİKKAŞ

Ceza muhakemesinin bir süjesi olarak savunma makamı içinde toplumsal savunma makamını teşkil eden müdafiin yerine getirdiği savunma görevi ve bu bağlamda müdafiye tanınan yetkiler oldukça önemlidir. Zira savunma hakkı, hukuk devleti ve bu bağlamda hukukun üstünlüğü ilkesiyle bu ilkenin gereği olan adil yargılanma hakkının yerine getirilmesi bakımından en temel haktır. Müdafiin savunma hakkını tam anlamıyla yerine getirmesi, sahip olduğu yetkilerle anlam kazanmaktadır. Ancak son yıllarda Ceza Muhakemesi Kanununda müdafiliğe ilişkin hükümlerde olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameleriyle köklü değişiklikler yapılmış, özellikle de bu değişiklikler müdafiin yetkilerinde söz konusu olmuştur. Müdafiliğe ve bu bağlamda müdafiin yetkilerine ilişkin yapılan bu değişikliklerin savunma hakkına yönelik etkileri tartışma konusu olmaktadır. Bu nedenle müdafiliğe ilişkin hükümlerde olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameleriyle yapılan değişiklikler ile buna ilişkin olarak olağanüstü hal boyunca geçerli olacak olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamelerinde yer alan hükümlerin, savunma hakkına yapacağı etkiler de göz önünde bulundurularak incelenmesi gerekmektedir. Bu çalışma, ceza muhakemesinin önemli bir süjesi olarak toplumsal savunma makamını teşkil eden müdafiyi, icra etmiş olduğu savunma görevi çerçevesinde sahip olduğu hak ve yetkileriyle birlikte özellikle olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameleriyle müdafiliğe ilişkin olarak yapılan değişiklikler çerçevesinde incelemek üzerinedir.

Savunma Hakkı, Savunma Makamı, Toplumsal Savunma Makamı, Müdafi, Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnameleri.

As a subject of criminal proceedings, the defensive duty of the defense lawyer, who is the defender of the social defense authority, and the privileges granted to the defense lawyer in this context are very important. Because the right to defense is the most basic right in terms of fulfilling the right of fair trial, which is the requirement of this principle, with the constitutional state and the principle of superiority of law in this context. The fulfillment of the right of defense of defense lawyer is meaningful with his authority. In recent years, however, fundamental changes have been made in the Code of Criminal Procedure in accordance with the emergency decrees of the law on the state of emergency in the provisions on defense lawyer, in particular these changes have been made on the authorities of the defense lawyer. The effects on the rights of defense of these amendments made to the defense lawyer and his authority are the subject of debate. Therefore, the amendments made by the emergency decrees of the law on the state of emergency in the provisions related to the defense lawyer and in relation to this the provisions in the emergency decrees of the law on the state of emergency, applicable during the state of emergency, shall be examined considering the effects on the right to defense. This study is the examining of the defense lawyer constituting the social defense authority, as an important issue of criminal proceedings, with the rights and authorities it has in the context of its defense duty, as well as the changes in defense lawyer which have been made by the emergency decrees of the law on the state of emergency.

Right to Defense, Defense Authority, Social Defense Authority, Defense Lawyer, The Emergency Decrees of the Law on the State of Emergency.

Hangi koşullarda olursa olsun, hayatı veya özgürlüğü tehdit altında olan
kimseyi savunmamak onu yalnız bırakmaktır.
En usulsüz mahkemede sadece avukatın hazır bulunuşu bile daha kötüyü önler. Savunma makamı boş kalamaz.”
Av. Prof. Dr. Faruk EREM

GİRİŞ

Ceza muhakemesinin en temel amacı maddi gerçeğe ulaşmaktır. Bu amaca ulaşabilmek için ceza muhakemesinin süjeleri olan iddia makamı, savunma makamı ve yargılama makamı kolektif bir faaliyet yürütmektedir. Bu önemli üç süjeden birisi de savunma makamıdır. Savunma makamı, savunma hakkını kullanarak, iddia makamının öne sürdüğü teze karşı antitezini öne sürerek, iddia makamının öne sürdüğü isnatların asılsızlığını ispatlamaya çalışır.

Hukuk devleti ve hukuki güvenlik ilkesinin gereği olan savunma hakkı, ceza muhakemesinin süjelerinden olan savunma makamı tarafından kullanılmaktadır. Savunma makamı; bireysel ve toplumsal savunma makamı olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Toplumsal savunma makamını teşkil eden müdafi, şüpheli veya sanığın avukatı olarak savunma hakkını layıkıyla yerine getirebilmek adına bir takım hak ve yetkilerle donatılmıştır. Ancak son dönemde özellikle olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameleriyle, ceza muhakemesi kanunda müdafiliğe ve bu bağlamda müdafiin yetkilerine ilişkin hükümlerde önemli değişikler yapılmıştır.

Bu çalışma da öncelikle savunma hakkı ve müdafilik kavramları açıklanacak, ardından süje olarak müdafiin konumu ve müdafiden yararlanma hakkından, müdafiliğe ilişkin hükümlerle, bu hükümlerde yapılan değişikliklerden bahsedilerek, bu değişikliklerin ne gibi etkileri olacağı tartışılacaktır.

I. SAVUNMA HAKKI VE MÜDAFİLİK KAVRAMI

Savunma hakkı; hukuk devleti ve bu bağlamda hukukun üstünlüğü ilkesi ile bu ilkenin önemli unsurunu teşkil eden adil yargılanma hakkıyla sıkı bir ilişki içinde olan temel haktır. Anayasamızın 2’nci maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti ilkesi; bütün uygar demokratik rejimlerin temel özelliklerinden birisidir. Hukuk devletinde hukukun üstünlüğü prensibi ve adil yargılanma hakkı vazgeçilmez bir unsur olup, kişi hak ve özgürlüklerinin de güvencesini oluşturur.

Hukukun üstünlüğü prensibinin en temel unsuru olan adil yargılama ise; herkesin tarafı olduğu bir uyuşmazlığın aleni biçimde, makul sürede, bağımsız ve tarafsız mahkemeler tarafından hakkaniyete uygun şekilde çözülmesini talep etme hakkını ifade eder. Adil yargılanma hakkı bir sonuçtan daha çok sağlıklı işleyen bir yargılama sürecidir.1 Her bireyin bağımsız, tarafsız ve sanık haklarının da güvence altında olduğu mahkemelerde yargılanmasının gerekli olduğu adil yargılanma hakkının bir unsuru da savunma hakkıdır. Savunma hakkı, temel hak ve özgürlüklere dair bir insan hakkı olup, ifade ve düşünce özgürlüğünün en önemli uygulama biçimidir.2 Çünkü kişilerin, yargılama makamları önünde serbestçe ve hiç bir endişenin etkisi altında kalmaksızın haklarını iddia edebilmeleri veya kendilerini savunabilmeleri imkanının sağlanması zorunludur. Hukuk düzeninin kişilere böyle bir imkanı tanımaması halinde, iddia ve özellikle savunma serbestçe yapılamayacak ve yargılamada hedeflenen gerçeğe ulaşmak da söz konusu olamayacaktır.3

JEANNEAU ise, savunma hakkını, kişi özgürlüğünün bir uzantısı olarak ifade etmektedir. Yani, kişiyi ağır biçimde etkileyen yaptırım niteliğinde işlemlerden önce savunma alma zorunluluğu öncelikle kişi özgürlüğüne duyulan saygının ifadesidir.4 Savunmanın engellenemezliği ilkesi gereğince, savunmanın özgür ve serbest bir şekilde yapılması gereklidir. Savunmaya getirilecek bir kısıtlama savunma hakkının özü ile bağdaşmaz. Nitekim Ceza Muhakemesi Kanunumuz savunma hakkının sınırlandırılmış olmasını hukuka ve kanuna kesin aykırılık olarak görmüş, mutlak bozma nedeni saymıştır (CMK m.289/1-j).