Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kötüleme Suretiyle Haksız Rekabet Eylemi ve Bazı Özel Durumlar

Unfair Competition Through Defamation and Some Special Situations

Tamer PEKDİNÇER

6102 sayılı TTK m. 55/1-a hükmünün 1. no.lu alt bendine göre “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” bir haksız rekabet halidir. Kötüleme olarak adlandırılan bu durum, uygulamada en fazla işlenen haksız rekabet hallerinden biridir. Kötülemenin tespiti, ilk bakışta sıradan ve çözümü kolay bir sorun gibi gözükür. Ancak ne var ki, her bir somut olayın kendi şartları içinde ele alınması gerekliliği sorunu karmaşık hale getirmektedir. Bazı durumlarda, kötüleyici açıklamaları yasaklamayı amaçlayan haksız rekabet hükmü ile, bireylerin ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, bilim ve sanat özgürlüğü veya hak arama özgürlüğü gibi temel hak ve hürriyetlerini korumayı amaçlayan anayasa hükümleri karşı karşıya gelebilmektedir. Oysaki haksız rekabet hukuku ile anayasa hukuku tamamen farklı amaçlar gütmekte ve farklı dinamikler üzerinden hareket etmektedir. Dolayısıyla, haksız rekabet hukukuna dayanan bir ihtilaf bu hukukun ilkeleri içinde çözülmelidir. Bu çalışmada, kötülemenin ne olduğu, nasıl tespit edileceği ve uygulamada görülen bazı özel durumlarda soruna nasıl yaklaşılması gerektiği ele alınmıştır.

Haksız Rekabet, Kötüleme, Yanlış, Yanıltıcı veya Gereksiz Yere İncitici Açıklamalar, Temel Hak ve Hürriyetler, Bilim Özgürlüğü.

Article 55/1-a of the Turkish Commercial Code (nr. 6102) states that “to defame others or the goods, business products, prices, activities, business operations of others in a false, misleading or unnecessary way by offending declarations” is a type of unfair competition. This type of unfair competition is called defamation and it is very common in practice. To determine the defamation seems an ordinary and easy problem to solve. However, each case should be evaluated under its own circumstances and this makes the matter complicated. In some cases, the regulation which aims to forbid the defamation may contradict the provisions of the constitution which aim to protect fundamental rights and freedoms such as freedom of speech, freedom of press, freedom of science and art or right to legal remedies. Yet, the law of unfair competition and constitutional law seek different purposes and have different dynamics. Accordingly, a conflict arising from the law of unfair competition should be resolved according to the principles of that area of law. In this study, the definition and determination of defamation, and the approach that should be embraced in some special situations seem in practice are examined.

Unfair Competition, Defamation, False, Misleading or Unnecessary Offending Declarations, Fundamental Rights and Freedoms, Freedom of Science.

6102 sayılı TTK m. 55/1-a hükmünün 1. no.lu alt bendi “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” fiilini bir haksız rekabet hali olarak öngörmüştür. Bu hüküm esasen “Başkalarını veya onların emtiasını, iş mahsullerini, faaliyetlerini yahut ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya lüzumsuz yere incitici beyanlarla kötülemek” şeklindeki 6762 sayılı eTTK m. 57/1 hükmünün tekrarı niteliğindedir. Yeni kanunda daha sade ve güncel bir Türkçenin kullanılmış olmasının yarattığı farklılık bir kenara bırakılırsa, iki hüküm arasındaki tek fark yeni hükümde, mehaz UWG Art. 3 lit a hükmüne paralel olarak, “fiyatlarını” ibaresine yer verilmiş olmasıdır.1 Hükmün amacı, rekabete ortamına katılanların ticari itibarlarını korumaktır.2

Ne TTK’da ne de mehaz UWG’de kötülemenin tam bir tanımı yer almaktadır. Bununla birlikte kötülemeyi, muhatabın üzerinde olumsuz etki yapan, her türde ve içerikteki karalayıcı veya küçültücü açıklama olarak nitelendirmek mümkündür.3 Niteliği gereği kötüleme bir beyanı gerektirmektedir.4 Dolayısıyla kural olarak sadece sessiz kalınmış olmasını kötüleme olarak nitelendirmeye olanak yoktur.5 Kötüleme kastının bulunmasına da gerek yoktur.6

Bir açıklamanın kötüleme olarak nitelendirilebilmesi için her şeyden önce o açıklamanın rekabete ilişkin olması, yani rekabet ortamını etkilemeye elverişli olması gerekir.7 Ancak bu açıklama dolayısıyla rekabetin mutlaka etkilenmiş olması veya kötülemeyle güdülen amacın gerçekleşmiş olması gerekmez.8 Belirleyici olan, o açıklamanın ulaştığı kitlenin tarafsız ve objektif,9 ortalama bir ferdi nezdinde bu açıklamanın rekabeti etkilemeye elverişli olup olmadığıdır.10 Bu ise şüphesiz ki her bir somut olayın kendi şartları ışığında değerlendirilmelidir.11