III. Oturum: Soru - Cevap
III. Session: Q & A
Ünal NARMANLIOĞLU
Prof. Dr. Ünal NARMANLIOĞLU: Efendim şimdi soru ve cevap kısmı vardır. Söz almak isteyenler söz alabilir. Buyurun efendim.
Prof. Dr. Haluk BURCUOĞLU: Öncelikle bütün konuşmacılara sonsuz teşekkürler. Bankalarla ilgili düşüncelerimin doğrulanması konusunda çok duygulandım. Çünkü benim adım “banka düşmanına” çıktı. Hatta Borçlar Kanunu tasarısında ne olursa “Burcuoğlu yapmıştır” dediler. Evet, Burcuoğlu yaptı, daha da yapacak inşallah. Hiç tereddüdünüz olmasın. Çok basit bir anekdot anlatacağım. Tanığım da Aydın Ağabey’dir. Beraber Türk/İsviçre Hukuk haftasında, son konuşmacı bendim. Bana da Rona Serozan Ağabeyimiz bir konu bulmuş. İsviçre deyince biz mecburi konuşmacıyız, otomatik, yapar mıyız diye soran yok. Konum; “Bankalar ve Hukuk Uygulaması”. Kostakoğlu’nun kitabından örnekler aldım. Samimi söylüyorum. Araya bağlantı cümleleri koydum. Yarattığım hiçbir şey yok. İşte kırk beş dakika falan sürdü. Tartışma bölümünde şöyle bir soru geldi; “Hoca, bize (İsviçre’ye) bankalar cenneti deniyor. Sizi dinledikten sonra Türkiye’ye ne demek lazım bilemiyorum” dedi. Ben de bilmiyorum ve iddia ediyorum, gelsinler aksini söylesinler, bizim adli yargımız kadar bankaların kayırıldığı bir yargı sistemi dünyanın hiçbir yerinde yok. Hiç kimse de bana aksini söylemesin! “Efendim işte, 1800 yazıyordu faiz, 375’e indirdik” diyorlar. İndirmeyin, Allah aşkına indirmeyin! Bakınız 19. HD. 88 ve 120 nin sınırlamaları: “Efendim ticari ilişkilerde uygulanmaz” dediler. Öyle ya biz o sınırlamaları Ayşe Hanımla Hatice Teyze arasında olan ilişkiler için veyahut Hasan Amca için getirdik. Orda çünkü faizler uçuk, sınırlanması gerekiyor. Bütün herkese söylüyorum: Nerede yaşadığımızın farkında olalım! Bankalar hiçbir insani davranışta bulunmaz, bulunamaz! ve zaten bulunmaları da kanunen mümkün değildir. Kimseye jest yapamaz bankalar. Onun için Allah aşkına kredi falan almayın. Bir de tabi sayın yargıç da bu konuda uyardı. Benim gibi olun. İnternet cahili olun! İnternet üzerinden alışverişleri bırakın! Bir zahmet gidin oradan ne alacaksanız alın! Bakın benim için böyle bir tehlike yok sayın yargıç, değil mi! Bu kadar basit! Çok teşekkür ederim, sağ olun.
Prof. Dr. Ünal NARMANLIOĞLU: Biz teşekkür ederiz. Sayın hocalarım. Buyurun Lale Hanım.
