Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İş Güvencesi Kapsamında Kötü Niyet ve İş Kaybı Tazminatı

Cumhur Sinan ÖZDEMİR

Kötü niyet tazminatına hak kazanılıp kazanılmadığı uygulamada tartışmalıdır. Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medeni Kanunun 2’nci maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyi niyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde, fesih hakkının kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir.

Kötü Niyet Tazminatı

4857 sayılı İş Kanunu, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayan işçiler için uygulamada kötü niyet tazminatı olarak adlandırılan bir tazminatı öngörmüştür. Yasal düzenleme “…İşverenin bildirim şartına uymaması veya bildirim süresine ait ücreti peşin ödeyerek sözleşmeyi feshetmesi, bu Kanunun 18, 19, 20 ve 21’inci maddesi hükümlerinin uygulanmasına engel olmaz. 18’inci maddenin birinci fıkrası uyarınca bu Kanunun 18, 19, 20 ve 21’inci maddelerinin uygulanma alanı dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat ödenir. Fesih için bildirim şartına da uyulmaması ayrıca dördüncü fıkra uyarınca tazminat ödenmesini gerektirir…” hükmünü içermektedir. Kötü niyet tazminatı örneğin işçi tarafından işverenin kamu kurumlarına şikâyet edilmesi veya bir davada işveren aleyhine tanıklık yapması vb. durumlarında iş sözleşmesinin feshedilmesi ve işçinin bunu ispat etmesi halinde söz konusu olur.