Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Aleyhe Tebliğnamesinin Sanığa Bildirilmemesi, Hak İhlaline Neden Olabilir mi?

Akif YILDIRIM

I. Ön Açıklamalar

Anayasa'nın 36’ncı maddesinde herkesin "iddia", "savunma" ve "adil yargılanma" hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Anayasa'nın anılan maddesinde, “adil yargılanma” ibaresinden ayrı olarak "iddia" ve "savunma" ifadelerine birlikte yer verilmiştir. Dolayısıyla, Anayasa’nın 36’ncı maddesinin -adil yargılanma hakkından bağımsız olarak- taraflara, iddialarını ve savunmalarını mahkeme önünde dile getirme fırsatı tanınması gerektiği anlamını da içerdiği söylenebilir.

Öte taraftan, Anayasa'nın 36’ncı maddesine "adil yargılanma" ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılanma hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36’ncı maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen “silahların eşitliği” ve “çelişmeli yargılama” ilkelerine Anayasa’nın 36’ncı maddesi kapsamında yer vermektedir. Bu itibarla, anılan ilkelerin adil yargılanma hakkının da kapsamına ve içeriğine dâhil olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Gerçekten de bu ilkelere uygun yürütülmeyen bir yargılamanın hakkaniyete uygun olması mümkün gözükmemektedir.

Anayasa Mahkemesine göre silahların eşitliği ilkesi, davanın taraflarının usule ilişkin haklar bakımından aynı koşullara tabi tutulması ve taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf bir duruma düşürülmeksizin iddialarını ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olması anlamına gelir1. Çelişmeli yargılama ilkesi ise silahların eşitliği ilkesi ile yakından ilişkili olup bu iki ilke birbirini tamamlar niteliktedir. Çelişmeli yargılanma hakkı, kural olarak, bir hukuk ya da ceza davasında tüm taraflara, gösterilen kanıtlar ve sunulan görüşler hakkında bilgi sahibi olma ve bunlarla ilgili görüş bildirebilme imkânı vermektedir2. Bu bakımdan, mahkemece taraflara delillere karşı çıkma imkânı verilmemesi, yargılama faaliyetinin hakkaniyete aykırı hale gelmesine neden olabilecektir. Zira çelişmeli yargılama ilkesinin ihlal edilmesi durumunda, davasını savunabilmesi açısından taraflar arasındaki denge bozulacaktır3.