Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

“Belirsiz Alacak Müessesesi”nin T.C. Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 16.06.2014 Tarihli ve E. 2013/15167, K. 2014/17279 Sayılı İlamı Işığında İncelenmesi

A Review of “Indefinite Receivable” in the Light of Supreme Court’s 22. Civil Chamber’s Decision T: 16.06.2014, E: 2013/15167, K: 2014/17279

Deniz ERDEM,Kaan Mahmut ERDEM

İncelenen karara konu olan uyuşmazlığın temelinde yatan sorun, işçinin ücret, fazla çalışma ücreti, ihbar ve kıdem tazminatı açısından kısmi davanın açılıp açılamayacağıdır. Diğer bir önemli nokta ise, dava şartı noksanlığı sebebiyle kesin süre verilmesinin gerekip gerekmediği ve bu kesin sürenin ne kadar olması gerektiğidir.

İşçi Alacakları, Belirsiz Alacak, İhbar Tazminatı, Kıdem Tazminatı, Ücret, Dava Şartı, Kısmi Dava, Kesin Süre.

The problem underlying dispute which is the subject matter of the supreme court decision reviewed is whether a partial case could be filed regarding the wage, overtime, notice and termination indemnity of the worker. Another important point is whether it is necessary to give a peremptory term due to the lack of case condition and how long it must be.

Labor Receivables, Indefinite Receivable, Payment in Lieu of Notice, Severance Pay, Wage, Litigation Condition, Partial Claims, Peremptory Term.

I. Karara Konu Olan Olayın Özeti

İnceleme konusu olan Yargıtay kararında dava, bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin olup; davacı 13.12.2007 - 04.10.2011 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesini işçilik alacaklarının ödenmemesi sebebiyle haklı olarak feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile ücret, yıllık izin, asgari geçim indirimi, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarına yönelik bir talebiyle belirsiz alacak davası açmıştır. Davalı işveren ise, davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu m.25/2-g bendi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini savunarak Mahkemeden davanın reddini talep etmiştir. Davacı çalışma süresini, en son ödenen ücreti, alması gerektiğini düşündüğü aylık ücret miktarını, hak kazandığı yıllık izin süresini ve kaç gün izin kullandığını, aile durumuna göre ödenmesi gereken geçim indirimi tutarını, kaç aylık ücret alacağı olduğunu belirleyebilmiştir.

II. Mercilerin Çözüm Tarzı

Yerel Mahkeme davacının kıdem tazminatı, ücret, fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil, asgari geçim indirimi ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine yönelik istemine ilişkin olarak bu talebi kısmen hüküm altına almıştır. Davalının temyiz incelemesi talebi üzerine dosya 22. Hukuk Dairesine gelmiştir. Yerel Mahkeme davayı kabul etmiş olmasına rağmen yapılan temyiz incelemesi üzerine karar 22. Hukuk Dairesince bozulmuştur. Bozma gerekçesinde işçinin çalıştığı süreyi, ücretini ve kullandırılmayan fazla çalışma süresini bildiği, yine bu bilgiler ışığında alacağını belirleyebildiği halde dava konusu edilen kıdem tazminatı, ücret, asgari geçim indirimi ile yıllık izin alacakları gerçekte belirli alacak olmaları ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri1 için davacının kıdem tazminatı ile ücret, asgari geçim indirimi ve yıllık izin alacakları yönünden hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı eksikliğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde esasa girilerek karar verilmesini hatalı bularak bozmayı gerektirdiğine ilişkin karar vermiştir.2 Diğer bir husus taraflar arasındaki ücrete ilişkin uyuşmazlık bulunduğu noktasındadır. Daire, işçinin iş sözleşmesinde bir ücret bulunmadığı takdirde 4857 sayılı İş Kanununun 32’nci maddesinin ilk fıkrasına göre belirlenebileceğini, ilgili hususlar dikkate alındığı takdirde, imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi oluştuğunda bu konuda tanık beyanlarının gözetilmesi gerektiği, ayrıca uzman bir bilirkişiden de görüş alınarak davacının fesih tarihindeki gerçek ücretin saptanabileceği ve tüm delillerden faydalanılarak bir sonuca gidilebileceği yönünde karar vermiştir. Üçüncü olarak, Daire, Yerel Mahkemenin feshin gerçekleştiği tarih itibarıyla ücretin tespitinin emsal ücret araştırması ile belirlenebileceğini, uyuşmazlık konusu olan fazla çalışma, hafta tatili ve genel alacakların hesaplanarak Mahkeme’nin bir sonuca varması gerektiği halde eksik inceleme ile hüküm kurmasını hatalı bulmuş ve bozmayı gerektiren bir husus olarak görmüştür.

III. Uyuşmazlık Konusu Tespiti

Uyuşmazlık konusu tespiti kanımca üç noktada yoğunlaşmıştır: İlki ve ağırlıklı olarak uyuşmazlığa konu olan olay, söz konusu davanın belirsiz alacak davası olarak açılması, oysaki dava konusu edilen alacakların gerçekte belirli alacak olmaları ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri anlaşılmakla, söz konusu alacaklar yönünden hukuki bir yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddi gerekirken Mahkemenin esasa girerek bir karar vermesi üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu noktada Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, kararın büyük bir bölümünde işçilik alacaklarının bazı kriterler çerçevesinde belirli veya belirsiz alacak davasına konu olabileceğini tartışmıştır. Yine taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmaktadır. Buna göre Yargıtay’ın ilgili dairesinin görüşü çerçevesinde 4857 sayılı İş Kanununun 32’nci maddesinin ilk fıkrası gereği genel anlamda ücret tanımlanmış olup ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarının nasıl belirlenebileceğine ilişkin yol gösterici nitelikte Mahkemeye bir görüş bildirilmiştir, ayrıca Mahkemeyi ücretin gerçeği yansıtmadığı durumlarda tanık beyanı, bilirkişi görüşü dâhilinde bir sonuca gidilmesi gerektiği noktasında eleştirmiştir. Son olarak ise Mahkemenin, feshin gerçekleştiği tarih itibarıyla ücret tespitini emsal ücret üzerinden yapılabileceğine ilişkin eksik inceleme ile hüküm kurması noktasında hatalı bir karar verdiğini belirtmiştir.3