Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Nispî Ticarî Davaya Dair

Some Remarks on Relative Commercial Action

İsmail KIRCA

Makalede, nispî ticarî davaya ilişkin iki sorun üzerinde durulmaktadır. İlk sorun, asliye ticaret mahkemelerinin görev alanının uyuşmazlığın konusu yanında tarafların sıfatı esas alınarak belirlenmesinin yerindeliğidir. Makalede üzerinde durulan ikinci sorun ise; mülga Türk Ticaret Kanunu’ndan farklı olarak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda nispî ticarî davanın, “uyuşmazlığın her iki tarafının da ticarî işletmesi” ile ilgili hususlardan kaynaklanması ölçütüne göre belirlenmesinin isabetli olup olmadığıdır.

Nispî Ticarî Dava, Görev, Ticarî İşletme, Ticarî İş Karinesi.

In this article, two problems regarding the “relative commercial action” are analyzed. The first problem is whether the jurisdiction of commercial courts should be determined with respect to the legal status of the parties with an addition to the subject-matter of the dispute. Secondly, it is also discussed whether the amendment made by the new Turkish Commercial Code no 6102, per which the “commercial courts” shall have jurisdiction over the disputes arising from “both parties’ commercial undertakings”, is an appropriate criterion.

Relative Commercial Action, Jurisdiction, Commercial Undertaking, Commercial Transaction Assumption.

1) 29.5.1926 tarih ve 865 sayılı Ticaret Kanunu’nda hangi davaların ticarî dava olduğunu gösteren bir hükme yer verilmemişti. Bu durum karşısında “Ticaret Kanununda bir araya toplanmış bütün olgu ve olaylarla; onlara, ticarî bir işletme ile ilgili olması neticesinde mahiyeten benzeyen bütün diğer hususlar «ticarî mesele» terimi altına girer. Bütün bu meselelere: a) Ticarî hükümler tercihen tatbik olunur; b) İhtilâf halinde ticaret mahkemeleri bakar.” denmekteydi1.

29.6.1956 tarih ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (eTTK) ise, dördüncü madde ticarî davaya tahsis edilmiştir. Alman hukukundan (Adlî) Yargı Teşkilâtı Kanunu (Gerichtsverfassungsgesetz) § 95 mülhem bu maddede ticarî davalar başlıca iki grupta ele alınmıştır. İlk grubun kapsamı belirlenirken maddede sayılanlardan kaynaklanan bir davanın taraflarının tacir ve dava sebebinin (vakıaların) (bkz. HMK m. 119.1.e) bir ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmamış, dolayısıyla bu gruba girenler mutlak olarak ticarî dava sayılmıştır birinci fıkrada altı bent hâlinde sayılan hususlardan doğan davalar (altıncı bendin ikinci cümlesi uyarınca; havale, vedia ve telif hakkından doğan davalar bundan müstesnadır). İkinci grup ticarî dava ise, iki alt gruba ayrılmakta olup, bu gruba giren hususlardan doğan davaların ticarî dava sayılması duruma göre ya her iki taraf için ticarî sayılan hususlardan doğmasına (m. 4/I) ya da herhangi bir ticarî işletmeyi ilgilendirmesi (altıncı bendin ikinci cümlesi uyarınca; havale, vedia ve telif hakkından doğan davalar) şartına bağlanmıştır. Dolayısıyla ikinci gruba giren davalar mutlak ticarî davadan farklı olarak davanın taraflarına veya bir ticarî işletmeye nispet edilmesinden, onlarla ilgili olması şartına bağlanmasından ötürü ticarî sayıldığından nispî ticarî dava olarak adlandırılır.

Nihayet 13.1.2011 tarih ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) ticarî davaya hasredilen dördüncü maddesindeki düzenlemeler, gerekçesindeki ifadeyle, “6762 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinden alınmıştır. Ancak öğretide ve yargı kararlarında kabul gören eleştirilere ve gelişmelere uygun bazı değişiklikler yapılmıştır.” Bu bağlamda ekleyelim ki, TTK m. 4’te nispî ticarî davanın ilk (alt) grubuna ilişkin düzenlemesi ile eTTK m. 4’ün bu konudaki düzenlemesi arasında önemli sayılacak bir fark bulunmaktadır. Buna göre; eTTK m. 4/I’de “21 inci maddenin birinci fıkrası gereğince her iki taraf için ticari sayılan hususlardan doğan hukuk davaları”ndan söz edilmişken TTK m. 4.1’de “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları” ifadesine yer verilmiştir.