Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk Borçlar Kanunu’nun Emredici 
Hükümlerinin Sözleşme Özgürlüğü 
Kapsamında Değerlendirilmesi

Evaluation of Mandatory Provisions of Turkish Code of
Obligation under the Scope of Freedom of Contract

Gökberk ÖZSÖKER

Borçlar Kanunu’ndaki hükümler genellikle emredici değildir. Taraflar sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilir. Bir sözleşme eğer içeriği mümkün, hukuka uygun ve ahlaki ise geçerlidir. Bu çalışmada, toplumsal değişikliklerin sözleşmeler üzerindeki etkisi ve bireylerin yeni koşullar karşısındaki durumu giriş kısmında ele alınmıştır. İlk kısımda, sözleşme özgürlüğü açıklanmıştır. Daha sonra emredici hükümler tarif edilmiştir. Üçüncü kısımda ise; Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerinde buyrulan emredici hukuk kurallarına değinilmiştir. Son olarak da emredici hükümler, ahlak ve kamu düzeni arasındaki ilişki değerlendirilmiştir.

İrade Özerkliği, Sözleşme Özgürlüğü, Emredici Hüküm, Kamu Düzeni, Ahlak.

Generally, the provisions of the Code of Obligations are not mandatory. The parties may freely determine the terms of a contract within the limits of the law. A contract is valid if its terms are possible, lawful and moral. The effect of societies’ transition into contractual relationships and the change of conditions for people are discussed in the introduction of this paper. In the first part, freedom of contract is explained. Then, mandatory provisions are defined. Mandatory rules prescribed in the general provisions of the Code of Obligations are mentioned in the third part. Finally, the relation between mandatory provisions, morality and public policy is surveyed.

Private Autonomy, Freedom of Contract, Mandatory Provision, Public Policy, Morality.

Giriş

Sözleşme özgürlüğü ilkesinin kaynağını oluşturan irade özerkliği fikri1, liberalizme ve bireyciliğe dayanmaktadır2. Bireylerin hukuki ilişkilerini iradelerine göre düzenleyebilmelerinin dayanağını da irade özerkliği ilkesi oluşturmaktadır. İrade özerkliği, bireylere hukuki ilişkilerini kendi sorumlulukları altında ve serbest iradelerine göre düzenlemeleri hususunda, hukuk düzeni tarafından tanınan genel yetkidir3. Özellikle liberal fikirlerden etkilenen bir toplumda, hukuk düzenince bireylere kendi hukuki ilişkilerini, yine kendi iradeleri ile düzenleyebilmeleri için, genel bir yetkinin tanınmış olması oldukça doğaldır4.

İrade özerkliği ilkesi, bireyci toplum düzenin yapı taşlarındandır5. Dolayısıyla özel hukuk alanında, özellikle de borçlar hukuku alanında temel bir ilke olarak karşımıza çıkar. İrade özerkliği ilkesine göre, kendi iradeleri ile hukuki ilişkilere giren bireyler, kendi hukuklarını yaratırlar6. Tarafların, tercih ettiği bu düzen onlar için, adildir; eğer öyle olmasıydı, kabul etmezlerdi7. Bu nedenle bireyler, hukuki ilişkilere girerken dış baskılardan, en önemlisi de devletin baskısından korunmalıdırlar8.

Liberal ekonomik düzende, ekonomik refahın tesis edilebilmesi için, irade özerkliği vazgeçilmez bir araçtır. Bireylerin özgürce girişimde bulunabilmesi, ekonomik hayatın sürdürülebilmesi için zaruridir. Liberal düzenin hüküm sürdüğü toplumlarda, irade özerkliğinin kapsamı geniş; liberal düzene eleştirel yaklaşan sosyalist düzenin egemen olduğu toplumlarda ise, dar tutulmaktadır9. Bunun sebebi gayet açıktır; birey, irade özerkliğine, iradesini hukuki ilişkilerine hâkim kılabildiği ölçüde sahiptir10. Dolayısıyla en geniş kapsamlı irade özerkliği, bireylere hukuki ilişkilerini düzenleme hususunda sınırsız bir özgürlüğün tanınması halinde söz konusu olabilmektedir11.